Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Ülke yangın yerine döndü. Aman istikrar bozulmasın diye milletin oylarını alan iktidarın ülkeyi getirdiği noktaya bakın. Aman barış süreci zarar görmesin diye diye ülke ne duruma geldi. Suriye de rejim sıkıntısı var diye. Esat’ı devirme hevesine kapılanlar. Ülkeyi Ortadoğu batağının içersine soktular. Bir gün Ortadoğu’daki bu olayların Türkiye’ye sıçrayacağını söyledik. Şimdi iktidar şapkasını önüne koyup ben nerede yanlış yaptım diye öz eleştirisini yapmalıdır. Ortadoğu da söz sahibi ben olacağım ihtirası ülkeyi bu hale getirmiştir. Alın size açılım. Öcalan 15 Ekime kadar süre vermiş. Zaten açılım oldu saçılım. PKK yandaşlarının yaptığı bunca edepsizlikten sonra hala açılım deniyorsa, bu ülkenin gururunu ayaklar altına almaktır. PKK ve yandaşlarının yaptığı her türlü edepsizlik sineye çekildi. Milletvekilleri polisi tokatladı kimseden ses çıkmadı. O tokat polise atılmamıştı. O tokat Türkiye cumhuriyeti devletine atılmıştı. Yine BDP milletvekilleri PKK militanları ile buluşup sarmaş dolaş hasret giderdiler. Bu kabul edilir bir olay değil. Yargıya gereken söylendi. Gereği yapılacak diye. Milletin gazı alındı. Hiçbir şey yapılmadı. Kendi güvenlik güçlerini kurdular yol kesip kimlik kontrolü yaptılar. Adam kaçırdılar. Yol kesip devlet yolunu trafiğe kapadılar. Bayrak direğinden Türk bayrağını indirdiler. Bunlara kimsenin sesi çıkmadı. Yüzü bulan astarını da istermiş hesabına döndürdüler. Şımardıkça şımardılar ve ülkeyi yangın yerine döndürdüler. Bunlar iktidarın basiretsizliğinden ve taviz kar tutumundan kaynaklanmıştır. Gelelim şu IŞİD meselesine. Sınır ötesine asker göndermek için meclisten tezkere çıkarıldı. Şu çelişkiye bakın. Terör örgütleri ulusal güvenliğimizi tehdit ediyormuş. Bunların içersine PKK da dâhilmiş. İktidar değil mi? PKK’yı terör listesinden çıkaran. Şimdi terör örgütü olarak ulusal güvenliğimizi tehdit ediyormuş. Allah aşkına bu nasıl bir politikadır? Terörle mücadeleden vazgeçiliyor. Müzakere masasına oturuluyor. Terör örgütleri tarafında ülkenin ulusal güvenliğinin tehdit edildiği söyleniyor. O zaman terörle mücadelede başarı elde edilememiş. Terör karşısında diz çökülünmüş. Ayni olay müzakere masasında da olmuştur. İktidar ulusal güvenliğimiz tehdit ediliyor diyorsa. Müzakere masasında diz çökülünmüş demektir. Ulusal güvenliğimizi tehdit eden terör örgütleri kimlerdir. Sınırlarımız içersinde ve dışarısında ki bu örgütler hangileridir. PKK, PYD, IŞİD, El Kaide, El Nusra bunların hepsi Esat rejimine karşı özgür Suriye ordusu ile birlikte hareket etmiyorlar mı? İktidar olarak özgür Suriye ordusuna yardım edilmedi mi? Suriye rejimine karşı mücadele ediyorlar diye bu örgütlere de yardım edilmedi mi? Bu örgüt militanları sınırlarımızı devamlı kullanmadı mı? Terör örgütlerinin sınırdan girip çıkmaları kontrol altına alınamadı. Bunu NATO ülkeleri zirvesinde sınırlarınızı terör örgütlerine kapatın diye ikaz edilmedik mi? Suriye deki örgütlerin ülkemize çok sık girip çıkmalarındandır. Ülkemizin yardımı ile kurulmuş olan IŞİD bu gün ülkemizin ve dünyanın başına bela olmuştur. Onun içinde IŞİD ile mücadele etmek için koalisyon kurulmuştur.
Her zaman şeytanlık yapmakta üstlerine yoktur. Bu koalisyonu Suriye rejimine karşı kullanmak için önce kabul etmediğimiz koalisyonun içersine hemen giriverdik. Kara harekâtı diye tutturduk. Başbakan Ahmet Davutoğlu ile röportaj yapan CNN muhabiri “ kobani’yı kurtarmaya hazır mısınız? Destek verecek misiniz”? Sorusuna. “Kobani’ye müdahaleye gerek varsa, tüm Suriye’ye müdahaleye gerek vardır” diyor. Davutoğlu bu söylemi ile Türkiye’nin öncelikli hedefinin IŞİD olmadığını göstermiş oluyor. Yani biz Suriye’ye girersek Esat için gireriz demektir. Davutoğluna ABD den cevap anında geldi. “Biz koalisyonu IŞİD ile mücadele etmek için kurduk” dediler. AKP’liler IŞİD’I neden övüyor anlamak mümkün değil. AKP milletvekilinin birisi “iyi ki varsın IŞİD Allah kurşununu hiç azaltmasın” diyor. Yine AKP milletvekili Emrullah İşler bu yeni olaylar için. “Yine canlara kıydılar. Yine anaları ağlattılar. Kafası taşla ezilerek öldürülen gencin suçu neydi? Bunlar IŞİD’IN eline su dökemezler. IŞİD öldürüyor, ama işkence yapmıyor” diyor. Allah aşkına daha nasıl işkence yapılacak acaba? Ordumuz Suriye de kiminle savaşacak desem nasıl cevap verirsiniz? Koalisyon gereği IŞİD ile savaşırız. Fakat bu IŞİD ile savaş kaç sene sürer bilinmez. Bu arada Süleyman Şah türbesi bahane edilir. Biz Suriye ordusuna döneriz. Bizde uyanık siyasetçi çoktur. İnsana pabucu ters giydirirler. Fakat bunu neticesinin nereye gideceğini düşünemezler. Bardağın boş tarafından bakarlar. Dolu tarafından bakıldığında nasıl gözüktüğünü hiç göremezler. Zaten buları görebilselerdi ülke bu hale gelmezdi. Bardağın dolu tarafından baksalar, Rusya’yı, Çin’i ve İran’ı da görecekler. Yangın her tarafı sarmaya başladı. Bu yangını nasıl söndürecekler bakalım. Bindik alamete gidiyoruz kıyamete Allah sonumuzu hayır eyleye. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 09 -10 – 2014 Mustafa KOÇAL
