Ülke olarak maalesef çok acılı, üzüntü dolu günler içersindeyiz. Deprem, sel, çığ felaketleri ardından bu kez uçak kazası ile sarsıldık. Sanki kötü bir rüya gibi bütün olumsuzlukların arka arkaya gelmesi ile toplum olarak hem bizi şaşırttı hem de çok derinden üzülmemize neden olduğunu söyleyebilirim.
Bir tarafta karlı dağlarda o çok zor iklim şartlarında bir avuç vatandaşımızı kurtarmak adına yapılan fedakârca bir mücadele sırasında karşılaştığımız bu son derece ağır tablonun yanı sıra aynı günün akşamı İstanbul’da meydana gelen uçak kazasına ait görüntüleri izlerken televizyon başında adeta yıkıldığımızı düşünüyorum. Sonuç da çok zor bir zaman sürecini hep beraber yaşadık. Dilerim şu yaşanan hadiselerden, felaketlerden gerekli dersleri çıkararak bir daha böylesi olaylarla karşılaşmayız.
Bu felaket ve kazalar sırasında hayatını kaybedenlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Ve gelelim bu kazalar sonrası kurtarma çalışmaları esnasında televizyon kanallarında yapılan çeşitli yorum ve konuşmalara.
Her zaman yaptığımız gibi henüz daha ortaya somut veriler koyulmadığı halde çeşit çeşit görüş ve öneriler dinliyoruz ekranlarda. Her kanalda ayrı bir bilirkişi vardı dün akşam. Birileri pilotları hatalı bulurken bir başkası hava durumunu anlatıyor. Bir başkası pistin olumsuzluğunu konu ediyor. Bu arada hava alanı yönetimini suçlayanları da gördük. Ve hatta kule- pilot arasındaki konuşmalar daha henüz ortaya konulmadığı halde kuleyi hatalı bulanlarımızda oldu.
Aslında yetkili makamlarca hazırlanacak kaza-kırım raporlarını bir görebilsek ve sonra yorumlarımızı yapabilsek bence daha faydalı olabileceğimizi düşünüyorum. Ve hatta bir konuşmacının uçaklardaki çok sıkışık koltukların yaralı sayısının artışında önemli olduğundan söz etmesini de yanlış buluyorum. Çok gereksiz yere şirketleri karalamanın anlamı da yok ama maalesef bizler gerek önyargılı olarak gerekse kulaktan duyumlarımızla kişiler, kurumlar ve devletimiz hakkında eleştirilerde bulunmayı çok kolay yapıyoruz ama çok yanlış.
Sonuç olarak insan yaşamında felaket ve kazalar her zaman için vardır biliyorsunuz. Burada önemli olan hususun ben böylesi olayları iyi analiz edip tekrarları azaltmanın n gerçekçi yol olacağını düşünüyorum. 7 Şubat 2020 Erhan Göçmen
