Mustafa İnan,1957-1959 yılları arasında İTÜ´de rektörlük yapmıştır. TÜBİTAK´ın kurucularından biridir. Yatılı okulu birincilikle bitirdi. Devlet bursuyla gittiği Zürih´te Fotoelastisite alanında araştırma yapan ilk Türk bilim insanı oldu.1941 yılında doktora derecesi aldı.´Kayma Merkezi´ adlı ilk makalesi 1943 yılında yayımlandı.
Bu, bir Türk bilim insanının yurt dışındaki ilk doktora çalışması kabul edilir En genç dekan, ve en genç Rektör oldu. 1945´te profesör unvanını aldı. 1950´li yıllarda üniversitede fotoelastisite laboratuvarını kurdu.
1962´de düzenlediği konferanslarla üniversite çevresini bilgisayarla teorik düzeyde tanıştırdı. Bilgisayar, ertesi yıl tüm üniversitelere girdi. Rektörlüğü döneminden sonra Milli Eğitim Bakanlığı ve Bayındırlık Bakanlığı için aldığı teklifleri reddetti.
Hayatı boyunca bilgisini tüm arkadaşlarıyla paylaştı bu paylaşım onu büyüttü,onu güçlendirdi.Bilgisi hiç tükenmedi.Zengin olması için tüm yolları açıktı ancak o bilimine yaptığı katkılarla ülkesini zenginleştirdi.Babasının sözlerini dikkate almadı kendi içinde yaşattığı inancıyla büyüdü.
Hastalandığı yıllarda ülkesinde tedavi olmak istese de arkadaşları tarafından yurt dışında tedavi ettirildi.56 yaşında Almanya´da yaşamı son buldu. Türk bilim hayatında bir dönüm noktası olan bu dehanın öldükten sonra dahi parasızlık peşini bırakmadı.Bir imam bulamadıkları için Mustafa İnan´a son görevini oğlu Hüseyin yaptı ve babasının ölüsünü yıkadı. Onun düşünce hayatı ve bilime katkıları daimidir ve yaşatılacaktır! Bilim en büyük mirastır, asla eskimez ve asla tükenmez! (Son)
