Bu terörist guruplar başımızın belası. Bu terör guruplarını başımıza bela eden iktidardır. Suriye ile 2000 senesinden önce aramız iyi değildi. Suriye´nin başında Hafız Esat vardı. PKK Suriye de konuşlanıyordu. Beka ava vadisinde eğitim yapıyorlardı. Suriye´den devamlı Türkiye´ye sızıyorlardı. Suriye ile harp planları bile hazırlanmıştı. Terörist başı Öcalan Suriye ikamet ediyordu. Suriye´ye ültimatom verildi. Öcalan´ı ya bize ver. Ya da biz gelip alacağız denildi. Öcalan Suriye´yi terk etme mecburiyetinde kaldı. 2000 senesinde Hafız Esat öldü. Yerine oğlu Beşir Esat geçti. Suriye ile aramız düzeldi. 2002 den sonra Suriye kardeş ülke oldu. Esat ile Tayyip Erdoğan iyi anlaşıyorlardı. Tayyip Erdoğan Esat ile iyi anlaşmaya devam etti. İki ülkenin bakanlar kurulu müşterek toplanı dahi yaptı. Fenerbahçe´yi Suriye´ye götürdü. Esat ailesi ile Erdoğan ailesi birlikte maç izlediler. İki aile birlikte tatil yaptılar. Vizeler kaldırıldı. Tayyip Erdoğan Gaziantep de halka hitap ederken. Vizenin kaldırılmasını Gaziantep halkına ballandıra ballandıra anlatı. Suriye vatandaşları gelip buradan alışveriş yapacak. Kim kazanacak? Benim Antepli vatandaşım kazanacak diye. Vizenin kaldırılmasını övünerek anlattı.
ABD Suriye´nin başındaki Beşir Esat´ı devirmeye karar verdi. Türkiye hemen saf değiştirerek ABD´nin yanında yer aldı. Beşir Esat karşı isyan eden özgür Suriye ordusuna yardıma başlandı. Özgür Suriye ordusunun militanlarına Hatay da eğitim dahi verildi. Silah dâhil her türlü yardım yapılmaya başlandı. O günlerde özgür Suriye ordusunun personelinin maaşları Türkiye, Karar ve Suudi Arabistan tarafından ödendiği dahi iddia edildi. PKK´nın Suriye kanadı olan PYD de ve El kaide de özgür Suriye ordusuna destek verdi. Bunlara destek amacı ile El kaide´den ayrılan Irak, İran, Filistin ve Lübnan ki militanlar. Türkiye sınırlarını kullanarak özgür Suriye ordusuna destek amacı ile Suriye´ye geçtiler. Esat kuzey Suriye´yi bunlara terk etti. Bu devşirme olarak gelen militanlar buraya yerleşti. Dışarıdan da destek gördüler. Çok kısa zaman da güçlendiler. Türkiye bunların her türlü ihtiyaçlarını karşıladı. Maddi yönden de güçlenince biz özgürlüğümüzü ilan edeceğiz devlet kuracağız dediler. Dönemin dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ?buna müsaade etmeyiz? dedi. Fakat onlar hiç kimseyi dinlemediler. Irak, Şam İslam devletini (IŞİD) kurdular. Topraklarını genişletmek ve Petrol çıkan yerleri almak için. Irak´a yöneldiler. Musul konsolosluğumuzdaki çalışanlarımızı esir aldılar. Konsolosluğa saldırıya geçtiklerinde, Musul konsolosumuz dışişleri bakanını arıyor. Dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu ?onlar bizim hasmınız değil, direnmeyin teslim olun? diyor.
Şimdi insanın aklına şöyle bir soru geliyor. Eski durum mu daha iyi? Şimdiki durum mu daha iyi? Diye kendimize sorduğumda eski durumun daha iyi olduğu kanaatine varıyoruz. Geçmişte hiç değilse komşumuz bir terörist devlet yoktu. Şimdi ise IŞİD den başka bir komşumuz daha var. PYD de devlet oluşturuyor. Sınırımızda iki terörist devlet ile komşu olduk. Geçmişte 90 KM sınırımızı kontrol altında tutabiliyorduk. Şimdi sırırlarımızı kontrol dahi edemiyoruz. Hala Türkiye olarak aklımız başımıza gelmedi. Bu kadar olaylardan sonra dahi bu terörist guruplara yardımı kesmedik. Geçenlerde Suriye de ne kadar terör örgütü varsa komutanları Reyhanlı da toplantı yapmış.
Suriye ile ABD´nin oyununa gelip aramızı bozmasaydık. Maddi manevi bu kadar sıkıntıya girmezdik. Ülkede ne kadar Suriyeli var? Bunun net cevabını verebilen yok. Kamplarda kaç kişi var. Ülkeni dört bir tarafına yayılmış kaç Suriyeli var. Bu duruma cevap veren yok. Şimdi terör örgütlerinin zulmünden kaçanlar devamlı sınırdan giriyorlar. Türkiye bunu nereye kadar kaldırabilecek. İktidar çare bulamadığı için. Birleşmiş milletlere bize yardım edin deyip duruyor. Bu Suriyeliler yüzünden Türkmenleri içeri almıyoruz. Olan Türkmen kardeşlerimize oluyor.
Bu kadar terörist devletle komşu olmamızın hesabını birileri vermelidir. ABD´nin oyununa geldik. Esat´ı devirmeye o kadar hevesle işe koyuldular ki. Şam da Cuma namazı kılmayı bile planladılar. Fakat Esat yerinde duruyor. Gideceğe de benzemiyor. Suriye ile aramızı bozmasaydık. Ne bugün ülkemizde bu kadar Suriyeli olurdu. Nede terörist devletle komşu olurduk. Nede bu kadar maddi zarara uğrardık. Ülkeyi içersinde çıkılmaz bir duruma getirdiler. Hep yanlış dış politikalar yüzünden bunlar başımıza geldi. Birde şahsi ihtiraslar bu işi bu duruma getirdi. Arap ülkelerinin lideri olma hevesi ülkeyi ne durumlara düşürmüştür. Sınırlarımızı dahi koruyamaz durumdayız. Bu terörist devletlerle AKP sayesinde komşu olduk. Bunun vebali AKP´ye aittir. Ülke içersindeki örgüt militanlarını nasıl temizleyeceğiz. Ülkede özgür Suriye ordusu, El kaide, El Nusra, Hizbullah gibi örgütlerin militanlarının ülkemizde sayılarının çokluğu konuşuluyor. Artık terörle yaşamaya alışmak durumundayız. Ülkeden bu terörist gurupları atmak zor gözüküyor. Bu yüzden dış ülkeler nezdinde itibarımızda kalmadı. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye cumhuriyet! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Türk milliyetçiliği! NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 16 ? 06 ? 2015 M. KOÇAL
