Cumhur´un Başı´ nın kendisini-ailesini-servetini kurtarmak için kafasındaki, kuyrukları birbirlerine değmeyen kırk tilkinin oyunları kafanızı karıştırmasın!
Çoğu bebek-kadın-yaşlı olmak üzere 54 Bin insanımız katili PKK´nın Siyasi Temsilcisi HDP´ nin PKK militanlığından, Türkü Bar´da saz çalıp türkü çığıran saz sanatçısı kılığına girmesi, şirinlik muskası takmış evde kalmış kızlar gibi kırıtarak göz süzmesi de sizi aldatmasın!
Her sıkıştığında AKP´ye baston olmuş, TBMM Başkanlık seçiminde yine bu desteğini açıkça vererek AKP´ye moral vermiş ve TBMM Başkanlığı makamını da 17/25 suçlusunun emrine sunmuş olan Bahçeli´nin, sanki Türk Siyasi hayatına yeni katılmış ve içine Başbuğ Türkeş´in ruhu kaçmış gibi milliyetçilik ilkesine yalandan sımsıkı sarılması canınızı sıkmasın!
Kendi partisinden Cumhurbaşkanı adayı bulamayıp MHP´ nin adayını destekleyen, sonra da onu karşısında MHP Milletvekili olarak görünce şaşkınlıktan küçük dilini yutan, kendisinden habersiz olarak TBMM Başkanlığına aday olan Baykal´ın bu emrivakisini kabul etmek durumunda kalan Kılıçdaroğlu´nun bilmem kaçıncı yenilgisi, sizlerin de kafanızı karıştırmasın?
Çocukları yeni doğmuş bir çift, hasta olan çocuklarının tedavisi için tüm uzman doktorlara başvursalar da dertlerine çare bulamamışlar. Bir dostları Amerika´dan yeni gelen, dünya çapında bir uzmandan bahsedince, son bir umut randevu alıp, çocuğu ona götürmüşler.
Doktor, çocuğu iyice muayene ettikten sonra ana-babaya dönüp şunları söylemiş;
?Kafanıza takmayın. Bu çocuk fazla yaşamaz, tedavisi mümkün değil.
Size önerim, gidin yenisini yapın, bununla hiç uğraşmayın??
Doktorun o ana-babaya verdiği acı öğüt benzerini izninizle ben size diyeyim;
?Kafanıza takmayın. Yukarıdaki dörtlüden bir hayır bekleyen, ağustos ayında gökten kar yağmasını beklesin. Bunların tümünü atmazsanız, tüm toplum bunlara benzer ve ülke batar. En iyisi, yeni siyasetçileri bulup çıkararak
Türk Milletinin hizmetine sunabilmek olacaktır??
İşte zurnanın zart dediği yer tam da burasıdır!
Yeni oluşumlar gerçekleştir, siyaset gerçek demokrasi standartlarına yerleştirilirken, eski tip siyasetçilerin oyunlarına düşmeden, bu sepetleri dışarda bırakmak şarttır. Hem de şart oğlu şarttır.
Size bir örnek vereyim;
Çarşamba sabahı erken vakitte gazeteleri okuyorum. Cumhur´un Başı ile eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz´ı yan yana yemek masasında fotoğraflarını görünce benimde Kılıçdaroğlu gibi küçük dilimi yutasım, Bahçeli gibi püskevitimin yere düşesi geldi!
Bu ikilinin yanında Işın Çelebi ve Hakan Tartan gibi ?Kıvrak Siyaset? uzmanlarının da bulunması, Erdoğan´ın ne kadar sıkıştığının işaretiydi!
TC Devletinde Başbakanlık yapıp da hala yaşayan birkaç siyasetçiden biridir Mesut Yılmaz.
13 yıldır, Türkiye´nin meseleleriyle ilgili olarak ondan bir ses, bir görüş, bir eleştiri bekledim. Duvardan ses geldi, Mesut Bey´den tık yok!
Biz her gün yazıyoruz, konuşuyoruz, mahkemeden mahkemeye koşuşturup duruyoruz, ara ki Mesut Bey´i bulasın!
Yahu arkadaş, Türk Milleti sana üç defa Başbakanlık verdi. Başbakan Yardımcılığında, Dışişleri ve diğer Bakanlıklarda bulunmuş bir siyasetçisin. Türkiye´nin AKP İktidarında nereye götürüldüğünü görüyorsun.
Seni seçen Türk Milletine söyleyeceğin tek kelime yok mu?
AKP politikalarına karşı isen, söyle! Destekliyorsan onu da söyle!
Niçin susuyorsun? Senin Türk Milletine hiç mi borcun yok?
Sonunda, Mesut Bey´in konuşmaktan korktuğuna inanıp beklemekten vaz geçtim. Taa ki, birbirlerini günahları kadar sevmeyen bu ikilinin birlikte fotoğraflarını görünceye kadar.
Erdoğan gibi, siyaseti-demokrasiyi kendine hizmet aracı olarak gören bir yıkım ustasıyla, Mesut Yılmaz gibi, kendisine teslim edilen 292 milletvekilini başarıyla 1´ e düşüren, o biri de kendisi olan bir siyaset ustası niçin bir araya geldiler?
Değerli Okurlar;
Başımıza gelen belaların esas nedeni bu tip omurgasız-korkak siyasetçilerdir.
Kendisine Başbakanlık kapısını aralayan Demirel´in cenazesine katılmayan, ama kendisini Yüce Divan´a gönderen Erdoğan ile yan yana gelebilen bir anlayışı benim tahlil edebilmem mümkün değildir. Anlayıverin gari!
Türk Siyaseti yeniden oluşturulacaksa, bu tip adamlardan uzak durmak ve onları kendi sessizlikleri ile baş başa bırakmak şarttır.
Not;
Bana Cumhur´un Başı tarafından davetiye gönderilmemesi, benim doğru yolda olduğumun en önemli kanıtıdır. Ya gönderseydi! Başımıza bir de o davetiyeyi, getirenin uygun bir yerine sokmak eylemi kalacaktı!
İsterlerse kimse konuşmasın, korkup sinsin, bu can bu tenden çıkana kadar, Türk Devleti, Türk Milleti, Türk Demokrasisi düşmanlarına karşı mücadeleye devam edeceğiz.
Sağlık ve başarı dileklerimle 02 Temmuz 2015
Rifat Serdaroğlu
