Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Fransa’daki terör olaylarını organize eden kişinin. Sevgilisinin Türkiye üzerinden Suriye’ye geçişi ile ilgili açıklamasın da. Suriye ile 911 KM uzunluğunda sınırımız var. Bu sınırı korumak mümkün değil, demiş. Sınırlarını koruyamamak acizliktir. Suriye ile sınırımız yeni 911 KM olmadı. Bunca senelerdir bu sınıra sahibiz. Ve bu sınırlarımız senelerdir. Korunuyordu da şimdi neden korunamıyor? Sınırlarını koruyamayan bir devlet aciz duruma düşmüş demektir. Bu ülke şimdiye kadar sınırlarının korunması konusunda sorunu olmamıştır. Burada bir tutarsızlık var demektir. Daha önce korunabilinen sınırlarımız şimdi neden korunamıyor? Sınırlarımızı koruma görevi olan Türk silahlı kuvvetlerinde mi bir kifayetsizlik var? Yoksa iktidar da mı bir kifayetsizlik var? TSK görevi sınırlarımızı korumaktır. Dışarıdan gelen sınır tehditlerini bertaraf etmektir.
TSK şimdiye kadar bu görevi laiki ile yerine getirmiştir.
Sorun iktidardadır! Önceki iktidarlar zamanında ordu bu kadar teknolojiye sahip olmamasına rağmen sınırları korumada sorun yaşanmamıştır. Önceki iktidarlar orduya sınırlarımızın korunması konusunda gerekli yetkiyi vermişti. Ordu gerekli gördüğünde sınır ötesine dahi operasyon yapabiliyordu. İktidardan sınır ötesi operasyon yapma izni almasına dahi gerek duyulmuyordu. Çünkü sınırlarımız tehdit edenleri takip etme hakkımız bulunmaktadır. Bu birleşmiş milletler kararıdır. Bu hakkını kullanıyordu. AKP iktidarından sonra bu hakkımızı hiçbir defa olsun kullanmadık. Genelkurmay sınır ötesi operasyon yapılmalı dediğinde dahi bu öneri kabul edilmedi. Ak tütün karakoluna yapılan saldırıdan sonra millet sokaklar döküldü. Bunun üzerine iktidar meclisten sınır ötesi operasyon yapma yetkisi istemi ile meclise tezkere getirdi. Bu yetkiyi mecliste aldı. Fakat bu yetkiyi genelkurmaya 48 gün sonra gönderdi. Hava kuvvetleri kandile gece operasyonu yaptı. Arkasında kara operasyonu yapıldı. Ordu sınır ötesine geçti. Üç, dört gün sonra kara operasyonu durduruldu. Ondan sonra bir daha operasyon yapılmadı. Ordu hep müdafaada kaldı. Sık sık baskınlara maruz kaldı. Sürekli baskın yiyen ordu devamlı şehit veren taraf oldu. Çünkü Tayyip Erdoğan Diyarbakır konuşmasında, “Kürt sorunu beni sorunum. Bu sorunu ben halledeceğim. Devlet hata yapmıştır” dedi. Onun için ordu devamlı müdafaada kaldı. Sonra bir barış süreci başlatıldı. PKK’lılar silah bırakıp sınır dışına çekilecekti. Budan sonra polis karakoldan. Askerde kışlasından dışarı çıkarılmadı.
Suriye olayı başlayınca Suriye sınırı Suriye den gelenlere açıldı. Sınır kapılarına özel geçişe haiz kapılar konuldu. Sınır komşusu olan vilayetlerin valileri dahi bu kapılardan rahatsız olduklarını dile getirdiler. Suriye deki özgür Suriye ordusu sınırlarımızdan devamlı girip çıkmaya başladı. Sınırlarımızdan Esat’a karşı savaşanlara destek vermek için gidecek olanlara sınırlarımız açıldı. PKK militanları istedikleri gibi girip çıkıyor. Çekilme fiyasko ile bitmişti. Dağlarda istedikleri gibi hazırlık yaptılar. Çünkü ordu eskiden arama tarama yapıyordu. Bu da kaldırıldı. Termal kameralar sınırdan kaldırıldı. İnsansız hava uçakları uçurulmaz oldu. PKK militanları köylere yerleşti. Kendilerine katılanların sayısını artırdı. Katılanlara eğitim yatırdılar. IŞİD militanları dahi sınırdan elini kolunu sallayarak girip çıkar hale geldi. Özel sınır kapısından kimlik ve pasaport kontrolü yapılmadan geçenlerin kim oldukları dahi saptanmadı. Türkiye de kurulan kamplardaki özgür Suriye ordusu militanları. Gece Türkiye de gündüz Suriye de işlerini rahatlıkla yapıyorlardı.
IŞİD militanları Türkiye tarafına ası nehrinden borularla mazot pompalıyor. Köylerde kurduğu istasyonlarda mazotu ucuz satıp para dahi kazanır hale geldi. Yüzlerce gencin sınırımızdan geçerek IŞİD’a katıldığı iddia ediliyor. Sınıra komşu olan illerden devamlı IŞİD’a katılmak için giden gençlerin ailelerin çocuklarını arar hale geldi. Bazı babalar kendileri gidip çocuğunu aradığına şahit olduk. Fakat çocukları ile görüşmeleri mümkün olmamış. Bunlar dahi rahatlıkla sınırdan girip çıka biliyorlar.
Ordu bunlara müdahale edemiyor. Barış sürecini korumak amacı ile sınırdan girip çıkan kontrol edilmiyor. Bunları ben söylemiyorum. Hataya gidip gelenler söylüyor. Demek ki sınırların korunmasında ordunun bir etkisi kalmamış. Sınırların korunması iktidarın iki dudağının arasına sıkışmış kalmış. 911 KM sınır uzunluğu olan bir sınırı korumak mümkün diyen bir dışişleri bakanı o zaman o koltukta oturmasın. Sınırlarımızın kevgire döndüğünü biliyorduk. Amma bunun dışişleri bakanının söylemesi demek. Devletin sınırını korumada dahi aciz içersinde olduğunun göstergesidir. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 13- 01- 2015 Mustafa KOÇAL
