Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Mecliste olan partiler seçim hazırlıklarına başladı. Ülkede parti enflasyonu olmasına rağmen yeni parti kurma çalışmaları yapanlar var. Bu yeni kurulacak partiler. Ülkeye hizmet etmek için mi kuruluyor? Yoksa AKP’nin ekmeğine yağ sürmek için mi kuruluyor? AKP’nin 20 milyon oyu var. Bu oyu muhafaza etmeye çalışıyor. Geride 35 milyon oy var. Seçime giren partiler. Bu 35 milyon oydan kendilerine düşen payı almaya çalışacak. Bunun 23 milyonunu da halen mecliste olan CHP, MHP ve HDP alır. Geride kalan 12 milyon oyu almak için. Kurulmuş partiler varken birde yenileri kuruluyor. Hali hazırda yeni kuruma aşamasında olan 5 parti var. Artık partilerin ismini bile karıştırıyoruz. İsimlerini dahi zor hatırlanıyor. Şöyle söyleyeyim! Lideri Karslı olan parti kuruldu. Birde amblemi kır atlı bir parti kuruldu. Bu 12 milyon oya talip olan partiler. Kime hizmet edecekler. Şimdi bildiğim kadarı ile amblemi kır at olan parti sayısı 4 oldu. Bunlardan yalnız bir parti kır at amblemini kullana bilecek oda DEMOKRAT PARTİDİR. Demokrat parti anayasa mahkemesine başvurdu. Ve anayasa mahkemesi demokrat partinin bu başvurusunu değerlendirdi. Kır at ambleminin kullanılmasını yalnız DP’ye verdi. Yeni kurulan veya kurulma aşamasında olan partilerin amacı ya tutarsa. Olmaktan öteye gitmiyor.
Bana Antalya’dan birisi telefon etti. “Sende DP’nin il başkanlarının isim ve telefonlarının listesi varmış. O listenin fotokopisini bana fakslaya bilir misin” dedi. “Ben DP’nin genel başkanlığına aydım dedi. İmza toplayıp kongre yaptıracağım” dedi. Ben kendisine partinin parası yok. Partiye genel başkandan önce para lazım böyle bir kahraman çıkarsa. Ancak o zaman kongre yapılabilinir. Sen kahraman olabilecek misin? Dedim. “Öyle olmasaydı neden ortaya çıkayım” dedi. İstediği isim listesini mail ile gönderdim. Sonra benden kongre delegelerinin listesini istedi. 2 Şubatta yapılan kongrede dağıtılan kitapçıkta listenin olduğunu söyledim. Bazı illeri ziyaret etti. İmza veren olmayınca, başka parti ile anlaşmış oraya geçmiş. Bana şunu da söyledi. “Tayyip nasıl tuttu ise benim şansımda tutabilir” dedi. Bunlar zannediyorlar ki. Tayyip ismi nasıl tuttu ise benim ismim de tutabilir diye düşünüyorlar. Tayyip’in şansı İstanbul belediye başkanı olmasından kaynaklandığını bile düşünemiyorlar.
Parti kurmak öyle kolay bir iş değil. Para gerekir! Bunlara mutlaka birileri sponsor oluyor. Siyasetçiler siyaseti siyaset olmaktan çıkardı. Rantçılığa çevirdiler. Her kes Tayyip Erdoğan gibi olacaklarını ve bundan istifa ederek zengin olacaklarını düşünüyorlar. Her kurulan parti ülkeyi AKP’den kurtaracağız diyor. Tanınmış bir lider olmadan bu mümkün değildir. Ancak meclis dışındaki partiler tek bir partide birleşirlerse o zaman meclise girme şansları olur. Bazı yerleri telefonla arıyorum. Ne gibi gelişmeler oluyor diye soruyorum. Aldığım cevap 24 Kasımı bekle diyorlar.
Ey parti kuranlar ve parti kurmaya çalışanlar. Kendinizden önce ülkeyi düşünün. Cumhuriyetçiyim, Atatürkçüyüm, laikim, milliyetçiyim, vatanın bölünmez bütünlüğünün tehlikede olduğunu görüyorum diyorsanız. O zaman birlik beraberlik içersinde hareket edin. Tek bir çatı altında toplanın. Milliyetçilik, Atatürkçülük, cumhuriyetçilik lafla olmaz. İcraatla ve fedakârlıkla olur. Ben olayım bir olayım diye düşünmeyeceksiniz. Biz olalım bende içersinde olayım diye düşüneceksiniz. Meclis dışındaki partiler birleşip iyi çalışma gösterirlerse meclise girebilirler. Bir ankette % 25 kararsız çıkıyor. Bunlar yeni bir partiden ziyade yeni bir lider arıyorlar demektir. AKP’den istifa eden iki kişi dahi anlaşıp bir parti kurmuyorlar. İkisi de ayrı parti kuruyor. Buyurun meclisteki ana muhalefet partisinden ayrılan Emine Ülker Tarhan parti kurdu. Ana muhalefet partisine darbe vurdu. Bu CHP’nin seçmeninden oy alır. Ve CHP’yi zayıflatır. AKP’den istifa eden İdris Nail Şahin ve İdris Bal AKP’den oy koparamaz. İkisinin ayrı parti kurmaları kendi menfaatlerini düşünüyorlar intibası yaratır. Birlikte hareket etmiş olsalardı belki biraz oy alabilirlerdi. AKP bu iki vekili seçimlerde seçim malzemesi olarak kullanacaktır.
AKP şimdiden senaryo yazmaya başladı. Başbakan bir iletişim merkezi açılışına katılıyor. Orayı tanımadığı birisinin aradığı havası vererek telefonu açıyor. “Ben kimim” diye soruyor. “Senin AKP yanlısı olduğunu biliyorum. Düşün bakalım ben kim olabilirim” diyor. Sonra kendisini tanıtıyor. “Barış sürecine verdiğin desteğe memnun oldum. Bir de çocuğunuz olmuş. Hayırlı olsun” diyor. Bu kişinin AKP’li olduğunu, barış sürecine destek verdiğini, çocuğu olduğunu başbakana kargalar mı söyledi? Bu yazılmış bir senaryodan başka bir şey değildir. Meclis dışındaki partiler akılarını başlarına toplamalıdırlar. AKP’nin ekmeğine yağ sürmeye yardımcı olmamalıdırlar. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Atatürk milliyetçiliği!
Yaşasın Türk milleti!
Yaşasın Atatürk’ün askerleri!
Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 14- 11- 2014 Mustafa KOÇAL
