Yılan... İnsan soyu yılanlardan hep ürkmüştür, korkmuştur. Korktuğu için, korkak olduğu için de onu her bulduğu yerde öldürmekten kaçınmamıştır. Oysa ki yılanlar, dünyanın en zararsız hayvanlarından biridir. Sen ona ilişmezsen o sana hiçbir zaman zarar vermez. Dünyadaki çoğu yılan türünün hemen hepsi de zararsızdır.
Yılanların derisinin renkleri bence yeryüzünün en ilgi çekici, en güzel renkleridir. Pırıl pırıl parlar. Tıpkı denizin üzerine ay vurduğu zaman suyun yakamozlandığı gibi ışıl ışıl eder.
Bir Şahmeran efsanesi vardır. Her duyduğumda, dinlediğimde ya da okuduğumda yüreğim cız eder. Yılanlar ve şahmeran üzerine ne duyarsam duyayım hep etkilenmişimdir. İnsanoğluna her zaman öfkelenmişimdir.
Şahmeran aslında insanoğlunun korkaklığını, kaypaklığını da anlatır. Şahmeran büyük bir efsanedir bence.
Çoğu evlerde duvarlara asılan halılarda Şahmeran işlemesi tüm görkemiyle göz alır. Yazar Öner Yağcı, Şahmeran adlı kitabında yılanlarla ilgili bir anısını yazmış:
"Korkmaz mı bir çocuk? Yılan bu. Hakkında hep korkunç şeyler aktarılan bir canavar. Soktuğu anda öldürmüş birini, süt güğümüne girip sütü içen birinin karnına girmiş, loğusa bir gelinin memesine yapışıp sütünü emmiş, karşısına çıkıp korkuttuğu birinin ödü patlamış gibi söylentilerin etkisiyle, kim düşman olmazdı yılana?
Bir gün Yerköy´ün uçsuz bucaksız buğday tarlalarında bir yılan yakalamıştı bizden büyük çocuklar. Bir sopanın ucunda kıvranırken gördüm ilkin. Sonra onu yere koyup etrafına ateş yaktılar. Yılan nereye kendini savursa ateşe geliyor geri dönüyordu. Ateş daraldıkça kıvrana kıvrana hareketsiz kaldığını gördüm. Sonra cayır cayır yandı. Yılan yakılırsa yağmur yağar dediler.
O küçük karayılanın canını vermeden önce son kez bana baktığını gördüm. Hüzünlü bakışını hiç unutmadım. Günlerce rüyalarıma girdi, korktum.
Korktuğumu söyleyince babam, "Hiç korkma oğlum," dedi. "Buranın yılanları zararsızdır, zehirsizdir. Hiçbir şey yapmazlar insana. Asıl insanlar yılanları öldürüyor. Eğer bir yılan birini sokuyorsa mutlaka canını korumak içindir."
Yılan da doğanın bin bir türlü renklerinden, koruyucularından biridir. Yılanlar... Kimileyin düşlerime girerler. Geniş bir alanda ya da sulak bir yerde yürürüm. Üzerinde yürüdüğüm çayır çimen hep yılana kesmiştir. Her bir yanım yılanlarla doludur. O denli çok yılan vardır ki yürümekte güçlük çekerim. Ne zaman rüyamda yılan görsem, yılan görmenin düşmanlara işaret ettiği, yılanın düpedüz düşman olduğu söylenir. Rüyamda yılan görmek, benim tebelleş rüyalarımdan biridir.
Şimdiye dek rüyamda yılan gördükten sonra hiç düşmana rastlamadım. Belki ürktüm, biraz etkisi altında kaldım ama yılanın düşman olduğunu düşünmedim. Buradan söylüyorum, yılan dosttur. En azından tabiat anaya dosttur. İnsanın da dostudur. Araştırın göreceksiniz. Siz ona bir şey yapmayın o size hiçbir şey yapmaz. Hele bir de Şahmeran Efsanesini okuyun, inanın size söyleyeyim en taş yürekli insanı bile ağlatır. Ağlatmazsa da hüzünlendirir, hüzünlendirmezse de şöyle bir yere baktırır, düşündürür, yüreğini yumuşatır.
Şahmeran ve bilcümle yılanların yüzü suyu hürmetine....
