Son yıllarda içerde ve dışarıda adından ve yarattığı sorunlar yüzünden üzerinde en çok konuşulan konuların başında geliyordu S -400 sorunu.
Bilindiği gibi S -400’ler, çalışma menzili olarak 400 km. gibi dünyada pek örneği olmayan çok geliştirilmiş bir Rusya yapımı hava savunma sistemi.
Adından da iyi anlaşılabileceği gibi bu silah sistemi bir savunma amaçlı bir sistem. Yani bu sistemi istemiş olsanız dahi kara ve deniz hedeflerine yönelik saldırı amaçlı olarak kullanamıyorsunuz. Dolayısıyla Türkiye olarak bu konuya bakış açımızın bütünüyle yurdumuzu koruma amaçlı olduğunu söyleyebiliriz.
Kime karşı dersek eğer bunun da cevabı net, doğru olarak olmasa da genel manada baktığımızda Suriye, Yunanistan, İsrail gibi sınır ülkeleri olabileceğini söylemek mümkün. Tabi bu arada zaman zaman aramızda soğuk rüzgârların estiği Avrupalı ülkelerinde bu kategoriye girebileceğini söyleyebiliriz.
Demem o ki uluslar arasındaki ilişkiler zaman zaman bozulabilir, dün hiç anlaşamadığımız bir ülke bir zaman sonra en yakın müttefikiniz olabilir mesela. Bu konuda önemli olan hususun ben güçlü bir ordu ile barış içinde yaşarken her türlü gelişmeye karşıda gereken hazırlıkların yapılması taraftarıyım. Emekli bir asker olarak bir diğer anlatımla, her zaman barış derken barışa da en temel katkının güçlü bir orduyu tahkim etmekle ancak elde edilebileceğini unutmamalıyız.
Ve ne yazık ki böylesine çok önemli bir konuyu aylardır ısıtıp ısıtıp iç siyaset içinde kullanmaya devam ediyoruz. Özellikle çok basit diyebileceğimiz çocuksu ithamlarla bu günkü noktaya nasıl taşımayı başardığımızı da görmemiz gerekiyor. İşin taa başından itibaren örneğin getiremezsiniz, getirseniz bile çalıştıramazsınız, depodan dışarı çıkartamazsınız gibi çok basit tartışmalar gördük. Ama gelinen noktada S- 400’ler silahlı kuvvetlerdeki yerlerini aldılar, test atışlarında başarılı oldular ve şimdi artık yeni yerlerinde eğitim çalışmaları ile beraber beklemeye alındıklarını öğreniyoruz..
Ancak sebebi nedir çok da bilemem ama birileri hep S400’lerin ancak ateşlenmesiyle ikna olabilecekleri bir durumla karşı karşıyayız. İnanılmaz yanlış bir durum ama bu konu bu kadar siyasete alet edilince böyle bir sonuca gelinmesini ben artık çok normal buluyorum.
Sonuç olarak ülkemizin savunma amaçlı bir sistemi olmuş yani olası bir boşluğun doldurulması üzerine sevinecek yerde ilginçtir, suçlamalar peşinde koşuyoruz. Umarım artık böylesi tartışmalara son verilerek işlerimize bakmayı deneriz. BU açıdan baktığımızda füze konusunda ilgili olanların bizim son zamanlarda HİSAR-O SAVUNMA FÜZELERİMİZDE SON GELDİĞİMİZ NOKTAYA DİKKAT ETSİNLER. Belki çok erken olacak ama bu yeni sistemin U-400’ler seviyesinde olduğunu söyleyen yabancılar var artık dünya medyasında. Ne mutlu ki biz Türkler elimize imkanlar verildiğinde çok iyi işler çıkarabileceğimiz konusunun da zamanımızın en büyük gerçeklikleri arasında olduğuna kimse şaşırmasın artık. ERHAN GÖÇMEN
