Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği müzakereleri ile ilgili olarak, AB ile kaç bölümün açıldığını yazdığı defteri göstererek, “Kaç çeptır(Chapter-Bölüm) kaldığını takip ediyorum” dedi. Keşke Devlet Adamları gibi “Anayasa Kitapçığını” cebinde taşısaydı da illegaliteye düşmeseydi!
Aynı gün Erdoğan, Bangladeş Cemaat-i İslam Partisi Liderlerinden Abdülkadir Molla’ nın asılması karşısında; “Artık böyle duygusal yargılamalar son bulmalı”dedi.
Devlet Yönetimi kanunsuzluk kaldırmaz. Devleti yönetenler her hangi bir konuda illegal davranırlarsa, çürüme başlar. Eğer illegal davrananlar tepedekiler ise, çürüme kademe-kademe aşağıya doğru iner ve bütün bünyeyi sarar, yapılan yanlış bumerang olur, döner gelir öncelikle kanunsuzluk yapanı vurur…
Kişi, bugüne kadar yargısız infazdan şikâyet etti mi?
Kişi “Duygusal Yargılama” diye, Polis-Yargı işbirliği ile suçsuzlara tuzak kurulmasını engelledi mi?
Kişi, dünyanın gözü önünde “Sahte Dijital Deliller” üretilerek insanların zindana atılmasına karşı çıktı mı?
Kişi, birbirini hiç tanımayan insanları, Polis-Yargı tetikçileri ile “Silahlı Örgüt” haline sokup, derdest edilmelerinden rahatsızlık duydu mu?
İnsanlar zindanlarda çürürken, Milli Ordumuzun Komuta Heyetinin yarısı hapse atılırken, suçsuz insanlar cezaevi şartlarına dayanamayıp can verirken, onurlu insanlar yapılan işkencelere dayanamayıp intihar ederken vicdanları hiç
sızladı mı?
Umurlarında bile olmadı!
O zaman bunların hiçbirini yapmayacaksın efendi!
Bu insan hakları ihlallerini, Allahtan korkmadan-Kuldan utanmadan yapacak tıynette insanlara, devletin en hassas makamlarını peşkeş çekmeyeceksin efendi!
En yakınlarının devlet olanaklarıyla zengin olmasına göz yummayacaksın efendi!
İstanbul’da başlayan ve AKP Hükümetinin Bakanlarını ve onların birinci derece yakınlarını da kapsayan “Yolsuzluk-Hırsızlık” soruşturmaları üzerine Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan şunları söyledi;
“Mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Fenalığa fenalıkla mukabele etmek, husumeti arttırır, kin ve nefreti körükler, insanı hem azapta bırakır hem kaybet-kaybet sarmalına sürükler.”
Operasyonların başlamasından bir gün önce AKP Milletvekili Hakan Şükür
AKP’ den istifa etti. AKP Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Şahin, eski topçu için; “Emrettiler AKP’ye geldi, yine emrettiler gitti” dedi.
Bu iki mesaj, AKP Yönetiminin demokrasiden ne kadar uzak ve ilgisiz olduğunun işaretidir. Başbakan Siyasi Başdanışmanı Akdoğan, operasyonları durdurması için iş ortakları olan Cemaate Said-i Kürdi ’nin sözleriyle adeta yalvarıyor.
M. Ali Şahin ise, AKP’nin Cemaatten aldığı emirle Hakan Şükür’ü milletvekili yaptığını açıklıyor!…
Uzun zamandır AKP’nin süratle inişe geçtiği, kaçınılmaz son olan “Hesap Vermeye” yaklaşıldığını yazıyor, söylüyorduk. Bu yolsuzluklar, yarın ortaya çıkacakların yanında “Çerez” gibi kalacaktır. Yani “Turpun büyüğü heybede.”
Küpleri üst üste dizseler, sonra en alttakini çekseler, seyreyleyin gümbürtüyü.
Çoğu gitti, azı kaldı. Hadi Ya Allah Bismillah, kaç çeptır kaldı delikanlım?
Malum, polisimiz destan yazmaya başladı ya, arkası gelir artık..
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Aralık 2013
Rifat Serdaroğlu
