Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
17 Aralıktan bu yana devlet içersinde devlet olan paralel devlet sözcüğünü duymaktan millete gına geldi. Başbakan değil miydi? “Ne istediniz de vermedik” diyen. Başbakanın başdanışmanı Yalçın Akdoğan “emniyeti cemaati verdik” diyen. Bu söylemleri solda bırakacak açıklama Bülent Arınç’tan geldi. Bursa da belediye başkan adaylarını tanıtım toplantısında cemaate şöyle sitem ediyor. “Her şeyin garantisi biziz. Biz varsak siz de varsınız. Biz yoksak sizde yoksunuz” diyerek. Ta baştan beri koalisyon yaptıklarını itiraf etmiştir. Şimdi paralel devlet diye dert yandıkları. Meğer koalisyon ortakları imişler. Koalisyon ortaklığı bildiğimiz kadarı ile dershanelerin kapatılmasının gündeme gelmesi ile bozulduğudur. Fakat bana göre sebep, bu değil gibi geliyor. İktidar baktı ki cemaat tarafından altının oyulduğunu fark etti. Onun için olaylar buralara geldi. Birisi cemaatçi, birisi dinci çarpışmaya başladılar. Bu çekişmeden ülke zarar görüyor. Millet zarar görüyor. Ülkenin kurumları zarar görüyor. Yargı, emniyet darmadağın oldu. Bu kurumlardaki yüzlerce kamu görevlisi yerlerinden oldu. Ve hala bu kurumlar tedirginlik içersinde. Çünkü her gün görevden almalar devam ediyor. Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey olmamıştır. Ne kadersiz bir milletiz yarabbi? Biz böyle olaylara layık mıyız? Paralel devlet ne imiş şimdi daha iyi anladık.
Bülent beyin seçimle ilgili konuşmasına bir bakalım. “ Biz gidersek, ekonomi çöker, maaş ödeyemezler! Her şey tersine döner. Bu kadar açık söylüyorum. Para, üretim, ihracat, hamle, yatırım olmaz! Kalkınma olmaz! İnsanlar birbirine düşerler. Ben buluyorum, buluşturuyorum, her ay milyarlar veriyorum” diyor. Vay be biz hiç bir şeyin farkında değilmişiz. AKP olmasaymış maaş bile alamayacakmışız. İyi ki AKP varmış yoksa şimdiye açlıktan çoktan dünya değiştirmiş olurduk. Bu konuşma ile geçmiş hükümetleri yeriyor. Kendi hükümetlerini övüyor. Kalkınmada diğer hükümetlerin kaklıma oranına bile yetişemediniz. Geçmiş hükümetler zamanında Çine fason mamul yaptırılmıyordu. Üretim devamlı artış gösteriyordu. İhracattan bahsediyor da. İthalattan bahsetmiyor. Üretim yapılıyor da. Neden? İthalat, ihracattan fazla yapılıyor. Cari açığın sebebi bu değil mi? Üretime yönelik hangi yatırım yapıldı? Üretime yönelik olan tesislerin hepsi iktidarınız tarafından satılmadı mı? Hayvancılığa yatırım yaptık diyorsanız? Neden canlı hayvan ve et ithal ediyoruz? İktidarınız sayesinde köylü ekmez oldu. Ancak kendi ihtiyacı kadar ekiyor. Onun içindir ki dışarıdan saman ithal ediliyor. Alış veriş merkezlerini (AVM) kalkınma olarak sayıyorsanız? Bu AVM’leri tüketim merkezleridir. Üretim merkezleri değildir. Bu AVM’lede satılan mamuller dışarıdan gelen mamullerdir. Sebze ve meyve dahi dışarına geliyor. Hangi yatırımdan bahsediliyor? Hangi üretimden bahsediliyor? Üretim olan ülkede işsizlik hat safhada olmaz. Sayın Bülent Bey bir itirafta bulunduğunun farkında bile değil. “ Her ay buluyorum, buluşturuyorum milyarlar veriyorum” diyor. Demek ki ülkenin ekonomisi iyi değil. Dışarıdan borç alınıyor. Maaşlar borçla ödeniyor, demektir. “İnsanlar birbirine düşerler”diyor. Bu iktidar zamanındaki kadar hiçbir dönemde insanlar birbirlerine bu kadar düşmediler. Ülke param parça oldu. Bizden olanlar! Bizden olmayanlar ayrımcılığı hiçbir dönemde yapılmadı. Müslüman olanlar! Müslüman olmayanlar diye bir ayrımcılık yapılmadı. Hiçbir dönemde ırkçılık yapılmadı. Türk ırkı diye bir ırk yoktur, denilmedi. Hiçbir dönemde insanlar bu kadar vatana ihanetle suçlanmadı. Hiçbir dönemde ülke bölünme tehlikesi ile karlı karşıya getirilmedi. Mezhep ayrımcılığı yaparak hiçbir ülkenin içişlerine karışılmadı. Hiçbir dönemde hem Müslüman hem Laik olunmaz denilmedi.
Hiçbir dönemde muhalefet düşman olarak gösterilmedi. Başbakan ile Bülent beyin bir mevzudan dolayı ters düşmeleri durumunda. “ aramızdaki sorunu kendi aramızda çözelim. Düşmanlarımızı sevindirmeyelim” demekle düşman kim oluyor. Muhalefet hiçbir zaman vatana ihanetle suçlanmamıştır. Muhalefet dışarıya gidiyor ülkeyi şikâyet ediyor. Bu ülkeye ihanettir diyen iktidardır. Biz olmasak insanlar birbirlerine düşerler deniyor. Geçiniz siz onları. Bu ülke şimdiye kadar böyle bir ayrımcılık yapan iktidar görmemiştir. Sırası geldiğinde bu konuda daha çok söyleyeceklerim olacaktır. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİENE!
31 – 01 – 2014 Mustafa KOÇAL.
