Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Olayları o kadar saptırıyorlar ki. İslamiyet’e hizmet eden ülkelerin başında gelen ülkemiz. Ne yazık ki İslami yeti kötüye kullanıyor. Birisi kalkıyor! “Yolsuzluk hırsızlık değildir” diyor. Birisi kalkıyor! “ her Cuma hutbede Allah akrabalarınıza ve yakınlarınıza yardım edin diye okunuyor. Bu ayeti yok mu sayacağız”? Diyor! Buna İslamiyet’in arkasından dolanmak denir. Kanunların arkasından dolanıp kendilerine göre mazeret üretenler. İslami kuralları da kendilerine göre kullanıyorlar. Bir vaaz hocası “yolsuzluk hırsızlı sayılmaz” diyor. Buyurun cenaze namazına! Yolsuzluğun hırsızlıktan ne farkı var ki? İkisi de alın teri dökmeden elde edilen maddiyat değil midir? Birisi mal sahibinin haberi olmadan elinden veya evinden alınan maldır. Yani açıkçası çalmaktır. Yolsuzlukta yine alın teri ile elde edilmeyen para ve maldır. İki veya üç kişinin arasında menfaat karşılığı elde edilen para ve maldır. Bunların birbirinden hiç farkı yoktur. Din adamı sayılan birisinin bunu söylemesi kadar mantıksız bir söylem olamaz.
Gelelim her Cuma hocanın hutbesini bitirdikten sonra okuduğu ayetin mealine “ Allah ananıza, babanıza ve akrabalarınıza yardım edin. Tutasınız diye size öğüt veriyor” şeklindedir. Mehmet Metiner denilen zat. Kendi kardeşini işe sokmuş. Bu kendisine sorulduğunda “ Cuma günü hutbede okunan ayeti inkâr mı edeceğiz”? Diyor! O ayet akrabanı iş yerleştir demiyor. Darda olan anan babana ve akrabalarına yardı et diyor. Kardeşi bir yerde zaten çalışıyormuş. Daha şartları iyi olan bir yere aldırmış. Yani torpil yaparak iyi bir yere aldırmış. İmtihana girip de sıra bekleyenlerin hakkını aldırmış kardeşine verdirmiş. Bunu o ayetle bağdaştırmak kadar saçma bir olay olamaz. İşleri güçleri İslamiyet’i kullanmaktır. Peygamber efendimiz komşusu aç yatarken. Kendisi tok yatan bizden değildir, diye buyurmuş buna ne diyeceksin. Ey Mehmet Metiner? Sen milletvekili maaşını cebine indirirken, aç yatanları hiç düşünüyor musun? Saçma sapan konuşan bir kişidir. “Türkçülük bizim ayağımızın altıdır” diyende bu zattır
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonrada birisi “ her insanın bir günah işlemek hakkı vardır” demişti. Ben şimdiye kadar bir insani bir günah işleme hakkı var olduğunu duymadı. Bunu söyleyen kişi bu yolsuzluğa adı karışanların bu yaptıkları olayın makul karşılanması için söylediği laftır. Birisi bir adam öldürsün. Benim bir günah işleme hakkım var. Ben bu hakkımı bu hasmımı öldürerek kullandım. Bana ceza veremezsiniz desin bakalım ne olacak? Böyle saçmalıklar İslamiyet’in arkasından dolanmaktır. Ayni olay muta nikâhında da aynidir. Birkaç saatliğine nikâh yap. Ben zina yapmadın de! Muta nikâhı yaptım de!
Bu ve buna benzer olaylar İslamiyet’i yozlaştırmaktır. Günah olan bir şeyi bilerek yaparsan bunun cezasını çekersin budan kurtuluş yok. Fakat günah olduğunu bildiğin halde buda günah mı olur, dersen. Allah korusun inkâr etmiş olursun. İmansız olursun! İmansızın cezasının affı yok demektir. Şirk koşmakla eş anlamdadır.
Yolsuzlukları araştırma komisyonu biliyorsunuz. 4 Bakanın yüce divana gönderilmesine gerek yoktur diye sözde bu 4 bakanı akladı. Komisyondaki 9 AKP milletvekili yüce divana gönderilmesine gerek yoktur diye oy kullandı. Bu 9 milletvekilinden yalnız komisyon başkanı bu dönem milletvekili adayı olamayacak. Diğer 8 tanesi bu seçimlerde milletvekili olma hakları var. Bu ne demektir. Bu milletvekilleri bu seçimlerde yörelerinde birinci sırayı kaptılar demektir.
Bu 17 ve 25 Aralık olayları hakkında cumhurbaşkanımız bunlar zaten 30 Mart ve 10 Ağustos seçimlerinde aklandılar diyor. Seçimle suçun kaldırıldığını hiç duymadık. Şimdi bu iki seçimde AKP’ye oy verenlerde bu olayın vebaline ortak olmuşlar demektir. Bu olayın içersinde olanlar ve bu olayın örtülmesine çaba sarf edenlerle. Birlikte AKP’ye oy verenler de bu vebale ortak edimlilerdir. Bu vebal çok ağır bir vebaldir. Suçu işleyenin vebali ne ise göz yumanında vebali ayni derecededir. Allah kimseyi böyle bir vebale ortak etmesin. Çünkü bunu kabul etmek demek İslami ahlak kurallarına göre ortak olmuş demektir. Haksızı haklı göstermek, haklıyı haksız göstermek İslami ahlak kuralların aykırıdır. Saygılarımla
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Atatürk milliyetçiliği!
Yaşasın Türk milleti!
Yaşasın Atatürk’ün askerleri!
Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 09 – 01 – 2015 Mustafa KOÇAL
