Perşembenin gelişi çarşambadan belli idi. Seçimi onun için öne aldılar. Bu günkü durumun geleceğini biliyorlardı. Bu günkü koşullarda seçime gitmiş olsalardı. İstediklerini alamazlardı. Haziran ayının başında dolar ne idi? Bu gün nereye geldi? Yine seçimden önce enflasyon kaç idi? Bu gün kaça geldi? Çünkü denizin dibi görünmüştü. Cumhurbaşkanı hemen hemen her istediğini yapıyordu. Fakat tam yetkili değildi. Seçim ile birlikte tam yetkiye de sahip oldu. Bu yetkinin alınması atamalar konusunda da her türlü atamaları yapmayı kolaylaştırdı.
Kanun yapma yetkisi de sağlanmış oldu. Hesap verme durumu ortadan kalkmış oldu. Meclisin önemi kalmadı. Amma seçmen bunu anlayamamıştı. Şimdi anladılar amma tren çoktan istasyondan ayrıldı. Artık trenin durması başka bahara kaldı. Atı alanda Üsküdar´ı geçti. Bu ekonomi krizi birçok dolar zengini doğurdu. Ülkenin ekonomi krize girmesini dış güçlere bağlandılar. Her olayda olduğu gibi bu krizde dış güçlere bağlandı. Seçimlerde güçlü ekonomimiz var diyen iktidar değimliydi? Bizi kıskanıyorlar diyen iktidar değil miydi?
Türkiye huzur adası denmiyor muydu? Şayet bunlar böyle idi ise. Bu kriz nereden çıktı? Neden şimdi uygulanan ekonomiden vazgeçip? Başka bir ekonomi modeli uygulanmasına geçiliyor? Ekonomide durum böylede? Dış politikada neden bu durumlar yaşanıyor? Rusya, İran ve Türkiye üçlü bir ittifak yaptı. Amerika´dan kendimizi kurtarmak için bu ittifakı yaptık. Rusya ve İran Suriye olayında Esat´ı destekliyor. Türkiye Esat karşıtı olmaya devam ediyor. Esat´ı istemeyen kim? Amerika değil mi? Biz hem Amerika´nın karşısındayız diyoruz.
Hem de Esat karşıtı olmaya devam ediyoruz. Bu tezat değil de nedir? Ayrıca Esat yandaşı olanlarla da ittifak yapıyoruz. Ne oldu İran da yapılan toplantıda? Türkiye´nin teklifi kabul edilmedi. Rusya ne dedi? Bahsettiğiniz kişiler burada yoklar dedi. Bir nevi terör örgütlerini savundu. Bu bahse konu olan terör örgütlerinin Rusya da büroları var. İblib konusunda tek başımıza kaldık. İblib Ruslar tarafından bombalanıyor. Esat güçleri tarafından kuşatılmaya çalışıyor. Suriye batağının nasıl çözüleceği üç bilinmeyeli bir denkleme döndü.
Suriye batağından nasıl çıkacağımız belirsizdir. Suriye batağına çok kolay girdik. Fakat kolay kolay çıkılamayacak. Bir deyim vardır. İnsanın kendisine yaptığını başkası yapamaz derler. Suriye olayı da ayni duruma geldi. Kendi kendimizi bilerek batağın göbeğine attık. Çıkmaya çalışsak dahi daha da batacağız. Hem maddi hem manevi zarara uğradık. Hâlbuki Türk halkı Suriye ile aramızın bozulmasını hiç istemedi. İsteyenlerde böyle olacağını tahmin etmediler. Suriye olayından çıkar sağlayacağımızı zannettiler.
İktidarda Suriye de Şii bir yönetimin çabuk devrileceğini ve yerine suni bir yönetimin geleceğini tahmin ediyordu. Suniler ile anlaşıp. Suriye´nin inşaat işlerini kendilerini yapacağını hayal ediyorlardı. İşler istedikleri gibi gitmediği gibi birde aleyhimize dönüştü. Şimdi 20 Haziran seçiminden sonraki olayları vatandaşların çok iyi değerlendirmesi gerekiyor. Bu değerlendirme ülkenin geleceği açısından çok önemlidir.
Mahalli seçimlerde AKP beklentilerini gerçekleştirir ise. 5 sene hiç sesimizi çıkarmadan oturmamız gerekir. Çünkü 20 Hazirandan sonra olan olaylar daha yukarılara tırmanacaktır. Bakan bey ne diyor? Gelir dağılımında çok iyi bir noktaya geldik diyor. Türkiye istatistik kurumu ise zenginin daha zengin, fakirinde daha fakir olduğunu açıklıyor. Bakanı adeta yalanlıyor. Gelir dağılımı adaletli bir dağılımı gösteriyor? Mahalli seçimler Türkiye açısından şimdiye kadar bu kadar önemli bir durum arz etmemiştir. Bu seçim çok önemli bir duruma geldi.
Bahçeli ne diyor. Ne oldukları belli olmayanlara bu belediyeler teslim edilirse. Cumhur ittifakının ruhuna ters olur diyor. Demek ki bu seçimlerden sonrada bazı düşünceleri var demektir. Cumhur ittifakının sözcüsü Devlet bahçeli imiş gibi tavırlar sergiliyor. Ekonomiyi eleştirenlere bile hain diyebiliyor. Cumhur ittifakının karşısında olanları da iktidardan fazla eleştiriyor. Karşılarında olan ittifakı terör örgütleri ile bağdaştıra biliyor. Vatan haini olarak gösterebiliyor.
Artık cumhur ittifakı resmen milleti ikiye bölmüş durumda. Onun için mahalli seçimler çok büyük önem kazanmıştır. Seçimleri mahalli seçilmeden önce yapmalarının bir nedeni de budur. İkinci neden ise ekonominin bu günkü duruma düşeceğini anladıkları için seçimi öne almışlardır. Bu günkü durum vatandaşın biraz olsun akını başına getirmiştir. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 25-09-2018 Mustafa KOÇAL
