Sanıklar getirildiler.
Bağlı olmayarak yerlerini aldılar…
İçlerinde rahmetli babamın (müebbet hapse mahkûm olmuştu) da bulunduğu Demokrat Partililer, emirle kurulan ve Adaletin yüzkarası olan Yassıada Mahkemesinde Başkan Salim Başol’un, yukarıdaki sözleriyle yargılanmaya başlanırdı. Aradan yıllar geçti ama yukarıda ki sözler hafızalardan hiç silinmedi, silinmeyecek.
Yassıada Mahkemelerinden 54 yıl sonra benzeri rezalet İstanbul’da yaşandı;
İstanbul’daki bine yakın Savcı ve Yargıç getirildiler.
Elleri bağlı olmayarak yerlerini aldılar…
Müsteşar Kenan İpek kürsüye çıktı;
-“28 Şubat döneminde Askeri brifinglere koşa-koşa giden yargı mensupları unutulmadı.”
-“Darbeler tarihine yarım kalmış bir müdahale başlığı daha eklenmiştir.
17- 25 Aralık süreçlerinde yaşananların, ileri sürülen gerekçelerle ilgili olmadığını hepimiz biliyoruz. Rahmetli Menderes ve Bakanlarını yolsuzlukla suçlayıp kamuoyunda yıpratan zihniyet dirilmiş, kritik süreçlerde devreye girmek suretiyle ülkemizin ayağına bağ olmuştur” dedi…
Burada bir saplama yapıp, Erdoğan ve AKP’lilerde ki “Demokrat Parti-Menderes” takıntısı için birkaç cümle söylemek isterim.
-Demokrat Partililer namuslu insanlardı. Hiçbiri yolsuzluk-hırsızlık- rüşvetten yargılanmadı ve mahkûm olmadı. DP’ liler çağdaş modern ve inançlı insanlardı. 1957 Parlamentosunun Üniversite Mezunu vekil oranı %97 idi.
Çoğu yurtdışındaki üniversiteleri bitirmiş, dünyayı tanıyan, aileden varlıklı kişilerdi.
-Büyük Atatürk’ün siyasete soktuğu, İstiklal Savaşı Madalyalı Menderes, Başbakan olduğu 1950 yılında atadan-babadan kalan 33 Bin dekar araziye sahipti. 1960 yılında darbe ile indirilip-asıldığında ise çocuklarına sadece
3 Bin dekar arazi bırakabilmişti.
AKP’ lilerin Demokrat Partiye hayranlığı, DP’ nin hizmeti-yönetim anlayışı-dünya görüşü değildir.
AKP’ liler DP’ lilerin NAMUSLU olmalarına hayrandırlar. DP’ nin Türk Milletinin gönlüne yer etmiş sevgisini istismar etmek ve daha da önemlisi kendi hırsızlıklarını örtmek için bunu kullanırlar, hem de hiç utanmadan, yüzleri kızarmadan.
İnanın bu tutum benim gibi, DP’ lileri çok iyi tanıyanların tamamının midesini bulandırmaktadır.
Müsteşar Paşa ile devam edelim;
Eyy Müsteşar Kenan Paşa;
-Sen kimsin ki, kendini ne zannedersin ki, Anayasamızın 138. Maddesini yani “Mahkemelerin Bağımsızlığını” göz göre-göre çiğnersin?
-Sen kimsin ki, kendini ne zannedersin ki, 17-25 Aralık Yolsuzluk-Hırsızlık-Rüşvet-Yolsuzluk adıyla devam etmekte olan bir davaya, müdahale edersin?
-Utanmadan, Türk Milletini aptal yerine koyarak, 28 Şubat’tan şikâyet edersin, senin bu yaptığın nedir?
Değerli Okurlar;
Badem Takımının Türk Milletini kandırmak için en çok kullandığı malzeme şudur.
“Demokratikleşiyoruz, başta Askeri Vesayet olmak üzere tüm vesayetleri kaldırıyoruz. İşte ileri demokrasi budur. Darbeler dönemi kapandı. Bunu biz yaptık…” Hâlbuki;
-Askeri vesayeti kaldırıyoruz, diye suçsuz insanları sahte deliller düzenleyerek zindanlara atanlar bunlardır. Yerine “Tek Adam Faşizmini oturtanlar yine bunlardır.”
-Yargı Vesayetini biz kaldırıyoruz, yargı bağımsızlaşıyor diye, yargıyı Adalet Bakanı ve Başbakan’ın iki dudağının arasından çıkacak sözlerin emrine verenler yine bunlardır.
-Bağımsızlığımızı biz koruyoruz, derler. Ama Güneydoğu Anadolu sınırımızda tam bir kargaşa yaşanırken, ABD Adana Başkonsolosunun Diyarbakır’da “İFTAR” vermesine ses çıkaramazlar.
-Ekonomimizi geliştirdik, çok güçlüyüz derler, Cumhuriyet Tarihi boyunca yapılantüm borçların üç katını 11 yılda yapıp, Türk Milletini uluslararası tefecilerin kucağına atarlar.
11 yılda vatandaşın borç yükünün tam 46 kat arttığını hiç söylemezler.
Bunlar bir YIKIM EKİBİ olarak başımıza çöreklendiler. Kanımızı emdiler, emdikçe semirip daha da istemeye başladılar.
Bunlardan kurtulmanın yolu 10 Ağustos’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Bu seçimde, şaibeli olana-servetinin hesabını veremeyene- ülkeyi bölünme noktasına getirene, çoluk çocuk ailece zenginleşenlere ve
PKK Narko-Terör örgütünün maşası olana oy vermeyeceğiz.
Yazımızı, güzel bir Anadolu deyişiyle bitirelim;
“Abdestinden şüphesi olmayanın, namazından şüphesi olmaz. Fakat kalbi orospu olanın da, bedeni abdest tutmaz.”
Not; Hadi Türkiyeli, adamın Siyonist Barzani ile İsrail jetlerinin yakıtını el altından vermeye devam et. Sonra da Gazze için ağla. Sana ancak Kadir inanır!
İsrail’in sana verdiği “Cesaret Madalyasını” alnına tak, öyle dolaş…
Sağlık ve başarı dileklerimle 18 Temmuz 2014
Rifat Serdaroğlu
