Önce bir hikâye anlatayım. Padişahlardan birisi adamlarını toplamış. İğneden ipliğe her şey zam yapın demiş. İlgili olanlar toplanmış zamları yapmışlar. İki gün sonra padişah yine adamlarını toplamış. Halkın arasında dolaşın zamları nasıl karşıladıklarına bakın demiş. Gitmişler dolaşıp gelmişler. Padişahım herkes işinde gücünde çalışıyor demmişler.
Zamları biraz daha artırın demiş. Yine adamlarını göndermiş. Yine zam yaptırmış. İki üç defa daha ayni şeyleri yaptırmış. Bir gün gelmişler padişahım olağan üstü şeyler oluyor. Millet sokaklara dökülmüş vur patlasın çal oynasın çılgınlar gibi eğleniyorlar demişler. Padişah bunlar çıldırma alametleri hemen zamların yarısını geri çekin demiş. Bir esnaf karısı ile evde borç tartışması yapmış. Denizlide olan bir olay kızını ve eşini boğarak öldürmüş. Kendiside elektrik kablosu ile intihar etmiş.
Oğlu dışarıda imiş eve geldiğinde bu feci tablo ile karşılaşmış. Ülkemizin insanları da çıldırmak üzere her gün cinayet haberleri oluyor basında. Torunu dedesi para vermedi diye dedesini öldürüyor. Sokak ortasında koruma tahsis edilmiş kadın kocası tarafından öldürülüyor. Milletin psikolojisi iyice bozuldu. Kimseye gözünün üzerinde kaşın var demeye gelmiyor. Hastanelerde doktorlar ve sağlık personelleri darp ediliyor. Kendi hastalarının canı canda başkasının canı patlıcan mı? Doktoru darp ederler. Doktordan hastasını kurtarmak için yardım beklerler. Polise silah çekerler veya polisi taşlarlar. Başı sıkışınca polise sığınırlar.
Bu nasıl bir insan psikolojisidir? Anlamak mümkün değil. İnsanların psikolojisi durduk yerde bozulmuyor. Psikolojilerinin bozulmasına etken olan olaylardır. Ülkenin bu günkü durumu insanların psikolojisinin bozulmasında en büyük etkendir. Ekonominin bozuk olasının da insanlar üzerinde olumsuz etki yapmakta dadır. Ülkenin eğitim sistemi bozuk olduğu için. Ailelerin ve çocukların psikolojisi bozulmuş durumda. Ülkede huzursuzluk üst seviyelere çıktı. Yönetenlerde huzursuz. Yönetilenlerde huzursuz olunca ülkede huzursuzluk tavan yapmış durumda. Yukarıda bir esnafın acı durumunu anlattım.
Onurlu insanlar borcunu ödeyemeyince bunalıma giriyor. Bir de borcundan dolayı bunalıma girmeyip dünya yansa el kadar hasır´ı yanmayan insanlar var. Bunlar toplum için tehlikeli kişiler. İnsanları dolandırıyorlar. Sokaklarda insanları gasp ediyorlar. Gündüz dahi soygun yapıyorlar. Evlere girip engelli olanların arabalarına bile tenezzül edip çalıyorlar. Devleti borçlu, milleti borçlu bir ülke durumundayız. Geçim sıkıntısı arttıkça insanların psikolojisi daha fazla bozuluyor. Dolar bizi etkilemez diyenler şunu iyi bilmelidirler. Sizin dolarla işiniz olmuyor olabilir. Amma yediğin içtiğin her şey dolara endeksli olduğunu unutmayın.
İktidar bize ekonomik savaş açtılar diyor. Seçimlerde ekonomimiz güçlü diye övünüyorlardı. Güçlü ekonomimiz böyle ise. Birde güçlü olmasaydı ne olurdu? Ekonominin kötü durumda olduğu 2017 senesinin sonlarında belli olmuştu. Biliyorsunuz. 2017 senesinin son aylarına doğru. Vergilere yüksek bir zam yapıldı. O zaman Mehmet şimşek şöyle demişti. ?Bu vergi zamlarından gelecek parayı savunmamızda kullanacağız? demişti.
Bir ülkenin savunmaya harcayacak parası vatandaşın zamlı ödenecek vergiye kaldı ise sözün bittiği yere gelinmiş demektir. Artık şimdi ayan beyan her şey ortaya çıkmıştır. Dar bir boğazdan geçiyoruz. İşte bu darboğaz insanların psikolojisini iyice bozmuştur. Çıldırma alametleri baş göstermeye başladı. Bu darboğaz çok işyerinin kapanmasına ve iflaslara yol açacaktır. Allah sonumuzu hayır eylesin. Allah bize daha kötü günler göstermesin. Bu darboğazdan ne kadar az zararla çıkarsak ülkenin menfaatine olur. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 13-08-2018 Mustafa KOÇAL.
