Senelerdir bu milletin yüzü gülmüyor. Bir yandan ekonomik baskı, bir yandan ülkede olan olaylar. Milleti canından bezdirdi. Ekonomik durumdan borç içersinde olan vatandaş ödeme sıkıntısı çekiyor. Bankalara vatandaşın olan borcu bir milyarı geçmiş. İhtiyaç kredisi ve kredi kartı borçları bir milyarı geçmiş. Bu borcundan dolayı icraya düşen çok kişi var. Ödeyemeyenler için yetkililer ne diyor? Borçlanırken bize mi sordular? Diyenler var. AKP´nin iktidarının ilk zamanlarında vatandaşın bankalara olan borcu beş milyon lira idi. O dönemin başbakanı olan Tayyip Erdoğan ?borç yiğidin kamçısıdır diyerek?. Vatandaşı borçlanmaya teşvik etmişti. Şimdi vatandaş borç içerisindedir. Ödeme sıkıntısı çekiyor. Bu durumda ki milletin yüzünün gülmesi mümkün müdür?
Yüzünün gülmediği en önemli meselelerden birisi Terör olaylarıdır. Yıllardır millet ?oh? diyemedi. İktidarın ilk yılından sonra şehit sayımız artmaya başladı. Üç dört sene içersinde verdiğimiz şehit sayısı üç haneli rakamlara çıktı. Böylece bu günlere geldik. Üç ay içersinde yalnız Ankara da üç canlı bomba olayı yaşadık. Bu olaylarda 200 civarında vatandaşımız hayatını kaybetti. 2002 senesinde 7 şehit vermiştik. 7 Haziran seçiminden bu tarafa 500´ün üzerinde şehit verdik. Bazı günler 2002 deki şehit sayısının iki katını verdiğimiz günler oldu. Bu durumda olan bir ülkenin vatandaşının yüzünün gülmesi mümkün müdür? İyide bu günlere nasıl geldik? Önce vatandaş barış sürecine hazırlandırıldı. İktidarın oluşturduğu akiller heyeti 7 bölgede vatandaşa barış süreci anlatıldı. Bu akiller heyeti gerçek anlamda görev yapmadılar. Şehirlerde yaptıkları toplantılara yalnız AKP il başkanlarının hazırladığı listeler alındı. Sonra bu akiller iktidara rapor verdiler. Vatandaşın % 80´nin barış sürecini istiyor dediler. İktidar Öcalan ile görüşerek barış süreci konusunda mutabakat sağladı. Bu sürece gelmeden önce muhalefet ?Öcalan ile gizli görüşme yapıyor dediğinde?. ?Bunu söyleyenler vatan hainidir, şerefsizdir? gibi sözler sarf edildi. Bu arada iktidarın Oslo da PKK´nın üst düzey yöneticileri ile görüştükleri deşifre oldu. Ondan sonra görüşmeler alenen yapılmaya başlandı. Çünkü kanun çıkardılar. Ve Öcalan ile görüşenler hakkında soruşturma açılamayacağını kanun ile belirlediler. Öcalan ile birlikte hazırlanan mektup Diyarbakır da bir meydan mitinginde HDP´liler tarafından okundu. Böylelikle barış süreci başladı. İki buçuk sene PKK korumaya alındı. Nasıl mı alındı? Ordunun elinden operasyon yapma yetkisi alındı. Böylelikle ordu kışlaya hapsedildi. Polis de karakoldan dışarı çıkarılmadı. Kırsala hâkim olan PKK il ve ilçelere yerleşmeye başladı. PKK´yı iktidara şikâyet edenler olduğunda. Sakın ha barış sürecine zarar verecek bir eylemde bulunmayın denildi. PKK istediği gibi at oynatmaya başladı. Diyarbakır ikinci hava taktik komutanlığı önündeki bayrak direğinden Türk bayrağı PKK yandaşları tarafından indirildi. Kimsenin sesi çıkmadı. PKK militanları tarafından şehit edilen bir uzaman çavuş için. Tüfeğini doldur boşalt yaparken kendini karnında vurdu dediler. Amaç barış sürecine zarar verilmesin idi. böyle saçma sapan bir iddia ile olayı kapattılar. 7 Hazirana kadar bu barış süreci devam etti. Ondan sonra ne oldu ise oldu. Olaylar birden patlak verdi. Sanki bir yerden düğmeye basılmış gibi olaylar patladı. Olaylar ondan sonra aldı başını gidiyor.
PKK doğuda il ve ilçelere yerleşiyor denildiğinde iktidar bu söylemleri duymazlıktan geldi. Meğer ilçeleri tamamen bomba tuzakları ile doldurmuşlar. Diyarbakır Sur ilçesinin temizlenmesi 3 ay sürdü. Temizlendi dediler! Fakat iki gün sonra tekrar çatışma çıktı. Bu ilçelerin olayları için. Bizim haberimiz vardı. Bu durumu cumhurbaşkanına söyledik denildi. Barış sürecinden sorumlu olan Beşir Atalay ? haberimiz var. Endişe edilecek bir şey yok? demiş. Cumhurbaşkanı ? PKK barış sürecini kötüye kullanmış silah depolamışlar? dedi. Bu gün bir ilçenin temizlenmesi 3 ay sürüyorsa durum vahim demektir.
Benim kafama taklan bir olay var. Oslo görüşmelerinden sonra bir iddia ortaya atılmıştı. O görüşmelere katılan iktidarın temsilcisi. PKK heyetine güney doğuyu bombalarla doldurduğunuzu biliyoruz dediği. İddiası ortaya atılmıştı. Bu günkü durumu o günlerden beri biliyor muydular? Ülkenin durumu içimizi yakıyor. Her gün gelen şehitlerin acısı yüreklerimizi dağlıyor. Barış sürecine karşı çıkanlara. ?Bunlar analar ağlasın istiyor. Her gün şehit gelsin istiyorlar. Bunlar kandan beslenenler? diyen iktidar. Şimdi anaları, babaları, eşleri, çocuklar, bütün ülkeyi ağlatır duruma getirdi. Yer gün gözyaşı! Her bir iki ocağa ateş düşmesi böyle acıları yaşayan bir ülkenin vatandaşlarının yüzü güle bilir mi? Millet bu acılar içersinde kıvranırken. Bir yerlerde şehit cenazesi kaldırılırken, iktidarın başkanlık sistemi propagandası yapması acıların üzerine tuzu biberi oluyor. Yine şehidimiz var. Şehidimize Allahtan rahmet, ailesine ve sevenlerine sabırlar vermesini niyaz ederim. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 19- 03- 2016 Mustafa KOÇAl
