Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Peygamber efendimiz (s.a.v) “muhakkak cenabı Allah’ın kulları hakkında merhameti çok iken, kullarından ancak merhamet ve şefkat sahiplerine merhamet eder. Sizde yeryüzündeki zayıflara merhamet ediniz ki seme-vat ahalisi de sizlere merhamet eylesin” buyurmuştur. Hazreti Ömer (r.a.) vali tayin etmek için bir adamı davet etti. Adam orada iken küçük bir çocuk oraya geldi. Hazreti Ömer (r.a.)o çocuğu yüzünde öptüklerinde. O adam “benim üç çocuğum var. Bu zamana kadar hiç birisini öpmüş değilim” dediğinde. Hazreti Ömer (r.a.) “ey adam! Sen çocuklarına merhamet ve şefkat etmezmişsin. Diğer insanlara da merhamet ve şefkatli olamazsın” diyerek adamı vali tayin etmekten vazgeçip. “ Hükmü altında bulunan zayıflara merhameti olmayan kimse vali olmaya layık değildir” buyurdular.
İşte Hazreti Ömer’in bu davranışı ülke yöneticileri tarafında örnek alınacak bir davranıştır. Bu ülkenin vatandaşları da yöneticilerinden merhamet ve şefkat görmek haklarıdır. Yöneticilerimiz “biz yaratandan dolayı yaratılanı severiz” diyorlar. Bu söylemde kalıyor. İcraat hiçte öyle olmuyor. İktidar kendisinden olmayan kimseyi sevmez. Kendisinden olmayanları düşman gibi görüyor. Bülent Arınç’a “sorunları kendi aramızda halledelim. Düşmanlarımızı sevindirmeyelim” diyen Erdoğan değil miydi? Burada düşman olan kimdir? Muhalefet ve onlara oy verenler değil midir? Halkına merhamet ve şefkatli davranan yöneticiler. Halkına eza ve cefa çektirmez. Birisinin birisine şiddet uygulamasına seyirci kalmaz. Gezi parkı olaylarında polisin aşırı şiddet uygulamasından övgü ile bahsedip destan yazdılar diye ödüllendirmez.
İçersinde birazcık merhamet ve şefkat duygusu olan polisin biber gazını kapsüllü atmasına izin vermez. Bu yüzden 7 gencimiz hayatını kaybetti. Birçok genç gözünü kaybetti. İçersinde birazcık merhamet olan Ergenekon ve balyoz olaylarındaki adaletsizliğe alkış tutmaz. Burada haksızlığa uğrayanların aldığı cezalara karşı hiç kimsenin merhamet duygusu kalmamıştır. Ailelerine kimse şefkatli davranmamıştır. Bu olaylar kamu vicdanını zedelemiştir. Merhametli ve şefkatli olanlar orduya kurulan kumpası kabullenmezdi. Vatandaşının ezilmesine göz yummaz. “Biz vatandaşımızı enflasyona ezdirmiyoruz” diyorlar. Enflasyon sepetinin içersine vatandaşın temel tüketim maddelerini koyma yerine. Hiç kullanmadığı veya çok az kişilerin kullandıkları maddelerin konması gerçek enflasyonu göstermez. Bu vatandaşa merhametli davranmak mıdır? “Enflasyona ezdirmiyoruz” diyorlar. Fakat zamlarla anasını ağlatıyorlar. Tüketim maddelerine zam yapıldığı gibi, birde dolaylı vergilere zam yapılıyor. Dünyada akaryakıtı en pahalı kullanan ülkeyiz. 100 TL benzinden 65 TL’si vergi 35 TL’si benzinin parası. Maliye bakanı “dünyada en düşük vergi bizim ülkemizde” diyor. Diyor da dolaylı vergilerden hiç söz etmiyor. Şu özel tüketim vergisi (ÖTV) her sene zam yapıldığı gibi. İktidar paraya ihtiyaç duyduğunda hemen ÖTV’ye zam yapmakta buluyor çareyi. Hiç kullanmadığımız telefondan KDV ve özel iletişim vergisi ödüyoruz. Elektrikteki kayıp kaçağı ödüyoruz. Tele koma sorma ver parası ödüyoruz. Bu söylediklerimi aylık geliri 10.000 TL olanda ödüyor. Asgari ücretlide ödüyor.
Merhametli ve şefkatli olan halkının haklarını her zaman gözetir. Halkına zulmü, ezayı, cefayı layık görmez. İnsanları hakir görmez. Hiç kimseyi hedef göstermez. Herkese adaletli davranır. Yolsuzluğu, soygunu, rüşveti asla kabul etmez. Yukarıda Hazreti Ömer’in merhametinden ve şefkatinden bahsettim. Vali tayin edeceği kişi çocuklarını öpmediğini söyleyince, kendi çocuklarına merhamet ve şefkat duygusu olmayanın başkalarına karşı hiç merhamet ve şefkati olmaz diye vali tayin etmekte vazgeçiyor.
Günümüzde iktidarın emrinde olmayanlar. Her dediklerini boyun eğmeyenler makam sahibi olamaz. Vatandaşa merhamet ve şefkat duygusu ile davranacak olanlar tercih edilmez. Birazcık merhamet ve şefkat beklemek bu milletin hakkıdır. Bugünlerde merhamet ve şefkat duyguları tamamen rafa kalkmış durumdadır. Balkondan kutu gösterdi diye bir bayana yapılan muameleyi tasvip etmek mümkün değildir. Daha buna benzer çok olay yaşanıyor. Hele ağzından eleştiri içeren bir kelime çıksın yandığın gündür. Bu yeni yılda iktidardan beklentimiz. Halkımıza merhamet ve şefkatli davranılmasıdır. Artık bu kadar ezaya, cefaya duçar olan halkımızın bu beklentisini çok görmeyin. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
02 – 01 – 2014 Mustafa KOÇAL
