Bazı medyatik hocalar Marmaris-Bozburun açıklarında Helen Yayı` nın gerilmesinin bir sonucu anlamına gelen denizaltı yanardağı oluşumu arayadursunlar, burada asıl sorulması gereken soru şudur : Helen Yayı` nın gerilmesi ne anlama gelir ?
Son birkaç yıldır özellikle güney-batı Anadolu yerkabuğunda görülen ısıl etkinlik artışı, deformasyon ( yamulma ) artışı, deniz tabanı yükselmesi kaynaklı aşırı deniz çekilmeleri, ve artık gözle görülür şekilde açık seçik belirginleşen depremlerin sıklaşması acaba Helen Yayı üzerinde meydana gelebilecek 7` den büyük magnitüdlü, tsunamili olası bir dalma-batma zonu depremi ile mi sonuçlanacak? Yoksa doğrultu atımlı Fethiye transform fayı üzerinde 7 magnitüd civarı olası bir deprem mi meydana gelecek? Acaba Helenik dalma-batna zonu ardındaki yay ardı volkanik yayı üzerinde inci gibi dizilmiş, en meşhurları Santorini olan 12 adet volkanik ada volkanlardan bir tanesi uykudan uyanıp yeniden faaliyete mi geçecek? Yoksa Muğla-Bozburun açıklarında yeni bir deniz tabanı volkanı mı doğmak üzere?
İSTANBUL DEPREMİ YAKLAŞIYOR MU?
Bence yukarıda saydığım olasılıkların herbiri her an için gerçekleşme ihtimali sıfırdan farklı olan ve göz ardı edilmemesi gereken ciddi olasılıklardır. Fakat bunların hepsi de bir neden olmayıp sonuçtur. Bu sonuçların asıl nedeni ise Helen Yayı` nı geren doğrultu atımlı, katil Marmara Fayı` nın çok büyük bir depreme hazırlık yapıyor olmasıdır.
HELEN YAYINI MARMARA FAYI GERER.
7` den büyük depremler üreterek doğudan batıya doğru deprem göçü işleyişi karakteristiği gösteren Kuzey Anadolu Fayı, en son 7` den büyük ölümcül depremini 17 Ağustos 1999 tarihinde Gölcük` te üretmiş olup, Akdeniz Sismotektonik sisteminin en önemli işlevsel elemanı olan ve artık tekrarlanma peryodu çoktan dolmuş durmda bulunan Kuzey Anadolu Fayı` nın 20. yüzyılda kırılmadan kalabilmiş tek parçası olan Marmara Fayı üzerinde 258 yıldır birikmiş olan stres, Batı ve Güneybatı Anadolu` nun sismo-tektonik rejimini de büyük ölçüde etkilemekte ve adı geçen bölgedeki fayları baskı altında bırakarak ciddi depremlere neden olmakta ve olası İstanbul Depremi meydana gelinceye kadar da Güney Marmara, Ege Denizi, batı ve güney-batı Anadolu` daki bu depremler magnitüdleri daha da büyüyerek olmaya devam edeceklerdir. Ege ve Akdeniz` deki depremler giderek sıklaşacak, magnitüdler artacak, Ege Denizi` nin ince ve sönümlü kırılgan tabanında yeni volkanlar oluşabilecek ya da Ege Adaları` nda mevcut eski yanardağlar faaliyete geçebilecektir.
EGE ve AKDENİZ` DE AKTİVİTE ARTIŞI
Son olarak 6 Aralık 2014 03:45:06 meydana gelen Midilli Adası Açıkları -5.1-06.12.2014-03:45:06 depremleri ile birlikte Marmara şu ana kadar inatla suskun ( aseismik ) kalmaya devam ederken Akdeniz ve Ege Bölgesi’ndeki deprem yoğunluğu %110.4’e ulaşmış bulunmaktadır. Ege depremleri öncesi günde ortalama 7,2 adet deprem olurken, depremlerden sonra günde ortalamra 15,1 adet deprem olmaktadır. Bu da 2,1 kat bir artışa karşılık gelmektedir. 20.Mayıs.2011-08.Aralık 2014 tarihleri arasında, adı geçen Akdeniz ve Ege alanında toplam 19.622 adet deprem kaydedilmiştir.
MARMARA FAYI BU BASKIYA DAHA NE KADAR DAYANABİLİR?
Bu şartlar altında Marmara` nın uzun süre suskunluğunu devam ettirebilmesi olasılığı çok zayıf bir ihtimal olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzun süren sismik suskunluk ( seismic quiescence ) büyük bir depremin yaklaşmakta olduğunu işaret edebilir.
