Erhan GÖÇMEN Göçmen/yorum


KIZGINLIKLARIMIZI BİRİKTİRİYORUZ

KIZGINLIKLARIMIZI BİRİKTİRİYORUZ


12-02 2012 TARİHİNDE Yeni Erdek Gazetesinde yazdığım bir yazımı bugün tekrar yazmak istedim.  Aradan yıllar geçmesine rağmen baktığım zaman bu davranışlarımızda fazla bir değişimi yapamadığımızı düşünüyorum. Kavgalar, cinayetler, küskünlük ve dargınlıklar gibi hayatımızı tehlikeli yollarda devam ettirmekten biran önce ayrılmayı mutlaka başarma yollarını bulmalıyız diyorum.

Biliyoruz ki insan yaşamında, doğumdan ölüme kadar uzanan yol üzerinde birçok durağımız bulunmakta. Zaman zaman belli nedenlere bağlı olarak bu çok çeşitli olan duraklarda iniyor ve belli bir süre oyalanmanın ardından yine zaman trenine binerek yürümek zorunda olanlarımız kadar o durakta kalıp yaşamını sonlandıranlarımızda oluyor ama ne yazık ki bu yaşam serüvenin de mutlaka bir son durağı olduğunu maalesef hiç ama hiç düşünmüyoruz gibi davranışlarımızda çok. 

Dev Geçtiğimiz hafta kardeşimden gelen ani bir rahatsızlık haberi sonrası yolum Ankara-Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi`ne düşmüştü. Erdek`ten hemen çıkış yaptıktan üç gün sonra yine Erdek`e döndüğümde 24 saatimi tren, otobüs ve metro olarak 7 farklı araç üzerinde harcadığımı, kalan 48 saatimi ise hastane koridorlarında kullandığımı fark ettim.
Garlarda ve garajlarda beklerken ve seyahat ederken onlarca vatandaşımızla yan yana gelip dertleşmek fırsatını da yakaladım. 

Elbette önceki yıllarımda da benzer koşullarda karşılaşmış ve birçok kişi ile tanışma fırsatını bulmuştum ama bu kez yılların verdiği tecrübelerle iyi bir dinleyici olarak hem anlatılanları önemsemeyi bir görev bildim hem de elimden geldiği kadar yönlendirmelerde bulunabilme fırsatını yakaladım.
Ama itiraf etmeliyim ki çok duygusal bir toplumuz. Çok saf ve çok temiz düşüncelerle dertlerini anlatıp rahatlamak isteyenler olduğu kadar sıkıntılarını paylaşıp acaba bir umut doğar mı düşüncesiyle çare arayan vatandaşlarımızın da hiç tanımadığı insanlara bu denli açılmalarının da bir araştırma konusu olabileceğini bu vesile ile de belirtmek isterim.


Hemen baştan işin özetini söyleyeyim. Özellikle yaşamımız boyunca sanki kızgınlıklarımızı hep not etiğimizi, yeri geldiğinde de hemen onları hatırlayarak hırs ve itiraz yapmayı benimsemiş yanlış bir düşüncenin içinde olduğumuzu görüyorum. Bakınız daha da ilginç olanını söyleyeyim, her ne dense gördüğümüz iyilikleri hiç not etmek istemediğimiz gibi hatırlamak da itemiyoruz. Dünyanın sanki bizim eksenimizde döndüğünü düşünen bir halimiz var gibi. 

En başta ailemiz içinde olmak üzere nasıl bir konu olursa olsun doğruların hep bizim doğrularımız olduğunu düşünen bir mantık içinde en küçük bir hoş görü göstermeden, dinlemeden ilişkilerimizi sürdürmek inancını taşıyoruz. 
Bu arada herkesin hata yapabileceğini söylüyoruz ama bakıyoruz, yakınlarımızın, arkadaşlarımızın, akrabalarımızın yaptığı veya yapabileceği hataları her ne dense içimize bir türlü sindiremiyoruz veya onları hoş görüyle karşılayıp unutma yolunu seçemiyoruz gibi bir durum da var ortada. 
O kadar çok örnek var ki inanınız sayfalar almaz, yazsak bu kez kitap olur gibi bir durum var önümüzde. Örneğin otobüste yanımda oturan bir ağabeyimi yakinen dinlerken geçmişte benimde yaptığım hatalarımı hatırladım. Dinlerken sanki herkese karşı bir itirazı var gibi hisse kapılıyorsunuz adeta ama bu kez yakındığı eş dost ve arkadaşlarının kendisine yönelik iyiliklerini sorduğumda ise çok iyilikler gördüğünü, saygı bulduğunu söylemesine söylüyor da bu iyilikleri neden biriktiremediğine ise bir cevap getiremiyordu doğrusu.
Yolculuğumuz sürerken bir ara yaşı 70`lere varmış koltuk arkadaşım ağabeyimize, bakınız diyorum, bu gün kendi aile içi sorunlarımızı iyi bildiğimiz halde kendi ailevi sorunlarımızı daha çözmeyi başaramadan, sadece duyumlara bağlı veya birçoğu anlatımlara dayalı olan eş, dost, akraba ve yakın komşu sorunları üzerinde kafa yormak veya fikir yürütmek ne kadar doğru bir yaklaşım olabilir diye sorduğumda epey bir süre cevap vermeden düşündüğünü gördüm.
Tamam, belki 20- 30 hatta 40-50 yıl önceleri iletişimin pek olmadığı, ticaret ve eğitimin yaygınlaşmadığı yani geniş aileler olarak çoğunlukla yan yana bulunduğumuz o eski tarihlerde anne, hala, teyze, baba, dede gibi büyüklerimizin etkileri tartışılmayacak kadar tesirliydi, bunları yaşadık ve biliyoruz da ama şimdi bakıyoruz ki her şey değişmiş ve daha da değişmekte olan bir zaman sürecinden geçiyoruz. Örneğin liseyi bitiren çocuğumuza bir bakıyoruz evinden çok uzaklarda meslek tahsili yapıyor. Yetmiyor bu kez mesleğini uzak diyarlarda icra etmek durumunda kalıyorlar. Ve bir bakıyoruz yuvadan uçmuş, gitmiş..
Demem o ki aileden yavaş yavaş uzaklaşma oluyor artık.. Sonra iş ilişkileri başlıyor. Gönül ilişkileri, evlenmeler derken arzu edilmese de zamanla aileler içinde sorunlar ve çatışmalar başlıyor. 
Benim bu güne kadar okuduklarımdan anladığım ise; insanoğlunun içinde bulunduğu yaşam içinde gerçekten değişkenleri çok olan bir yaşam türü oldu artık. Dolayısıyla her kesin aynı çizgide olması veya aynı şeyleri düşünmesi de mümkün olmadığına göre her konuda hakem olmanın ve devamlı olarak ilişkilerimizde yanlış-doğru değerlendirmelerini yaparak yaşam yolunda yürümenin sağlıklı bir yol olmadığını bilmemiz gerektiğini düşünüyorum..
Sonuç olarak geçmiş ve gelecek arasında rahat ve huzurlu bir yaşam çizgisinde yürümek istiyorsak eğer hataların olabileceğini, niyetin önemli olduğunu, hoş görülü ama mutlaka tedbirli olmanın getirebileceklerini iyi görmemiz gerekiyor.

  • BIST 100

    10045,74%-0,37
  • DOLAR

    32,43% 0,29
  • EURO

    34,76% 0,62
  • GRAM ALTIN

    2418,30% 1,62
  • Ç. ALTIN

    3886,52% 0,00
  • Perşembe 18.7 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Perşembe 18.7 ° / 9.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cuma 21.6 ° / 7.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı

Balıkesir

02.05.2024

  • İMSAK 04:14
  • GÜNEŞ 05:54
  • ÖĞLE 13:06
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 20:09
  • YATSI 21:41