Her geçen gün sıkışıp, yolun sonuna yaklaştığını anlayan Sultan hırsından saraydaki aynaları kırmaya başladı!
*Kendinden nefret edip hırsını aynalardan alma Sultanım!
Aynaları parçalamak kolay da, sonrasında ortaya saçılan binlerce “Seni” temizlemek çok zor! Biz bir “Seni” temizlemek için yıllardır uğraşıyoruz, binlerce “Seni” nasıl temizleyelim be çakma delikanlı!
*Çeşitli ülkelerin liderleri Davos’ta buluşmuşlar. Akşam sohbet esnasında İngiltere Başbakanı, Kraliçenin kendisine müdahalelerinden yakınmış ve Kraliçe’ye “Bakın Saygıdeğer Kraliçe, Başbakan olarak seçmenlere karşı ben sorumluyum. Lütfen işlerime müdahale etmeyin, yoksa Saray ödeneğinizi kısmak zorunda kalırım, dedim. Şimdi hiçbir şeye karışamıyor, rahat ettim, oh be” demiş…
Fransa Başbakanı hemen söze girmiş; “Esas dert bende idi. Cumhurbaşkanı beni yok sayıyor, benim adıma karar alabileceğini, buna yetkisi olduğunu söylüyordu. Kendisi ile görüşmeye gittim ve metresi ile çekilmiş fotoğraflarını önüne koyunca domat gibi oldu ve sesi-soluğu kesildi” demiş…
Türkiyeli Başbakan, ıkına-sıkıla söze girmiş; “İçinizde en dertli benim. Benim Patron beni Başbakan olarak atadı ama var mıyım yok muyum belli değil. Bana söyleme gereği duymadan doğrudan bürokratlara emir veriyor. İhaleleri kimin alacağına, hangi yatırımın yapılacağına, hangi tasarı ve tekliflerin Mecliste kabul edileceğine hep o karar veriyor. Benim sonradan haberim oluyor ve alay konusu oluyorum. Bu böyle devam edemez diyerek görüşmeye gittim ve ‘Bak patron, beni adam yerine koymuyorsun. Beni takmayıp memurlara emir veriyorsun.
Bu durum beni çok rahatsız ediyor, bir daha görmeyeyim,’ dedim” Diğer iki Başbakan merakla sormuşlar; “Eee sonra ne oldu, restini gördü mü?”
Türkiyeli Başbakan; “Ne görmesi birader! Birinci gün hiç göremedim, ikinci gün yine göremedim, ancak üçüncü gün sol gözüm biraz açılınca etrafı görmeye başladım. Eski bir Bakan “Dayak, bu işin fıtratında var” demişti de inanmamıştım…
*Boduroğullarından Hoca Davudî motosiklet ehliyeti almak için sınava girer.
Sözlüde tek soru sorulur, bilene ehliyet verilir. Sıra bizimkine geldiğinde kurs hocası sorar; “Karanlık bir yolda yürüyorsun, karşıdan tek farı yanan bir araç geliyor, nedir bu?”
Davudî doğru cevabı verir; “Motosiklet!” Soruyu bildiği için ehliyeti alır.
Bir ay sonra Davudî sargılar içinde hastaneden çıkar. Arkadaşları merakla sorar; “Hayırdır Davudî ne oldu?”
Yahu sormayın, gece vakti motoruma bindim. Baktım karşıdan iki motosiklet geliyor. Ben de aralarından geçeyim dedim, ha böyle oldu…
*Boduroğullarından Hoca Davudî, abisini ziyaret etmek için randevu almadan saraya gider. Kendisini bekleme salonuna alırlar. Bir müddet sonra görevli gelir ve şöyle der;
“Efendim, Sultanımız meşguller. Arap konukları var. “Lütfen cep telefonunu bıraksın, ben onu sonra arayacağım” dediler. Hoca Davudî cebinden telefonunu çıkardı, büyük bir saygıyla abisinin masasına bıraktı ve “Kendisine hürmetlerimi iletin, aramasını bekleyeceğim” diyerek sarayı terk etti.
O günden beri hala abisinin aramasını bekliyor…
Değerli Okurlar;
Bu ne biçim yazı yahu demeyin!
Bakın bizler gülüp eğlenirken TBMM AKP Grubu, dört eski Bakanı keseleyip yıkayıverdi.
Eski dört Bakan niçin ufaldı diye merak ediyorsanız, vücutlarının yarısı “kir” imiş. Bi yıkandılar yarıları gitti. Bir daha yıkanırlarsa tamamen bitecekler, inşallah.
Ha bu arada,
-Dolar’daki 1 kuruşluk artışın faturası 4 Milyar lirayı bulmuş!
-77 Milyonluk Türkiye’de yoksul sayımız 41 Milyon olmuş!
-Kamu Bankalarındaki “Batık Krediler” patlama yapmış!
-Başbakan’ın namusuna emanet edilen “Örtülü Ödenek” Erdoğan’dan önceki dört Başbakan’ın toplam harcamalarından OTUZ (30) kat fazla olmuş!
-İşsiz sayısı 3 Milyonu geçmiş. Genç işsizlik %20’yi bulmuş.
-Türkiye, ihracatının yarısını Avro ile yapar. 8 ay önce 1000 Avro ’luk mal satan sanayici-ihracatçı 1400 Dolar alabiliyor iken şimdi 1160 Dolar alabiliyormuş!
Bırakın bunları kardeşim, Türkiye mantar mı ki batsın yahu!
İnanmayan girsin sıraya, gitsin Saraya, sorsun oraya. Yol öyle 25 kuruşa simit!
Sağlık ve başarı dileklerimle 21 Ocak 2014
Rifat Serdaroğlu
