Toplumumuzda ?maganda kurşunu? olarak da bilinen yorgun mermi bizden aldıkları ile yüreğimizi insanlığımızı, güvenimizi yormaya devam ediyor.
Mutluluk için attığımız adımlarda sürekli tökezleyip düşüyoruz. Düşerken birilerinin kolundan tutup onları da sürüklüyoruz sonu olmayan kuyunun içine. O kuyunun karanlığına birinin hayalleri, gözlerindeki umut gömülüyor. O coşku halinde havaya kalkan elin ufak kıpırtısından sonra gökte yankılanan net ses bir an önce engellenmeli ve hatta yok edilmeli çünkü ülkemiz dünyada maganda kurşunuyla ölenler listesinde en üst sırada. 2006 yılı verilerine göre Türkiye´de yılda 700 kişinin bu sebepten aramızdan ayrıldığı belirtilmiş. Listenin ikinci sırasında Porto Riko varken üçüncü sırasında 100 kişi ile Dominik Cumhuriyeti yer alıyor ve neticede nice hayat bir kurşunun haksız isabeti sonucu son buluyor. Havaya uzanan ve o kurşuna ölümden bir şeyler katanlar ise hayatı boyunca pişmanlığın pençesinde yaşıyor.
Bir insanın kaderi bir başka insanın parmak uçarında sıkışıp kalmasın diye adalet ve vicdan kavramları her gün hatırlanmalı. Bu karanlığın içinden bir an önce çıkmalıyız yoksa bir ömür boyu pişmanlık ile yaşayacak insanların sayısı gün geçtikçe artacak. Kayıpları olan aileler ise üzüntünün ve özlemin rüzgârlarıyla yıkanacaklar.
Maganda kurşunuyla yaralanan insanların hayatlarındaki değişimlerin boyutu çok büyük olurken yine istatistiklere göre onları yaralayan kişilerin %87´si sokaklarda özgürce dolaşmamalıdır!
Hiçbir insan güvenliğinden şüphe etmeden asker uğurlama törenlerine, düğünlere vb. ortamlara katılabilmelidir!
Kötü sonla biten şeylerden ders çıkarmalıyız çünkü hayat masallar gibi her zaman mutlu sonla bitmez. Masallarda olduğu gibi kötü karakterler her zaman hak ettiği cezayı almaz. Ancak imkânsız bile insanların avuçları içindedir yeter ki o avuçlar doğru ışık altında aydınlansın. Adaletin ülkemizi sarıp sarmaladığı günlerin gelmesi dileğimle?
