Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
AKP devamlı istikrardan bahseder. İstikrar bozulursa ülke sıkıntıya girer diyerek. Vatandaştan oy ister. Şimdi AKP’nin istikrardan bahsedecek hali kalmadı. Parti olarak çoğunluğuna dayanan bir politika uyguluyor. Benim gücüm var. Ben gücümle demokrasi içersinde her zorluğun üstesinden gelirim düşüncesindedir. Fakat demokrasi içersinde çözülecek sorunları kaba kuvvetle çözülme yoluna gidiyor. Eskiden Tayland ve Kore ülkelerinde yumrukları, tekmeleri görürdük. Masa üzerine çıkıp rakibi bertaraf etmek için suratına tekme atmayı o ülkelerde görmedik. Bu olayı Türkiye cumhuriyeti meclisinde gördük. Bu olayları 4+4+4 eğitim sisteminin çıkarılmasında da görmüştük. Meclisin olağan toplantılarında da yumruk ve tekmelerin havada uçuştuğunu görüyoruz. Bu istikrarın olmadığının bir göstergesidir. Meclis iç tüzük ve anayasaya aykırı kanunların çıkarılmasındandır.
Dış politikada istikrar kalmamıştır. Komşu ülkelerin neredeyse çoğu ile ilişkilerimiz bozulmuştur. Suriye ile geldiğimiz duruma bakın. “Esat bir iki ay içersinde ülkeyi terk eder” deniyordu. Hatta “Şam’da Cuma namazı kılacağız” denildi. Şimdi ehveni şer den bahsediliyor. Bu ne demektir? Kötünün iyisi Esat demektir. Ne oldu? Dış işleri bakanının bu söylemi Suriye konusunda geri adım atma anlamına gelir. Suriye konusunda özgür Suriye ordusuna yaptığımız gizli yardımlar deşifre oldu. Bir inat uğruna Suriye bataklığına saplandık. Günlerce, aylarca savaşa hayır denildi. Suriye konusunda iktidarı eleştirenler nerede ise vatan haini ilan edildi. Milyon dolarlar harcandı. Çok zengin ülke imişiz gibi Esat’ı devirmek için. Suriye muhaliflerine yardım edildi. Suriye ile aramızın bozulmasını istemeyenler haklı çıktılar. Amma atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Suriye politikası iflas etmiştir. Bu da dış politikamızın iflas ettiğidir. Nerede kaldı istikrar.
Ülkede hukuk çökmüştür. Hukuku olmayan ülke olmaz. Adalet kurumu kendi hakkını koruyamaz hale getirildi. Nerede ise devlet çökme noktasına geldi. Vatandaşın mal ve can güvenliğini korumakla görevli kolluk kuvvetleri kendilerini koruyamaz hale geldi. Polis polise takip ettiriliyor. Bu olay çok tehlikeli bir olaydır. Silahlı bir kurumun elemanlarının birbirini takip etmesi vahim olayları beraberinde getirebilir. Ülkenin emniyet güçlerinde de istikrar kalmamıştır.
Ekonomi her geçen gün bozuluyor. İhracat azalmış. İthalat artmıştır. Onun için cari açık her ay artmakta dadır. Dün beyaz denene bugün kara deniliyor. Görevlerini yapanlar görev yapamaz duruma getirilmiştir. Operasyon yaptıran savcılar operasyon tamamlanmadan görevden alınmakta.
Ergenekon ve balyoz davalarını yürüten savcı baş tacı edilmişti. Şimdi ülkenin en istenmeyen adamı oldu. Her yerden yolsuzluk ve rüşvet fışkırıyor. Bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarının üzerinin örtülmesi için nerede ise devlet kurumları darmadağın edildi. Bu görevden alıp, başka yerlere göndermek bütçeye getirilen bir yüktür. Emeklisine, memuruna % 3+3 zammı zor veren bir hükümet sırf kendi menfaati için milyonları harcamaya hiç acımıyor.
Ayrıca bu yolsuzluk olayları yaptıranların gezi parkı olaylarında olduğu gibi faiz lobisinin yaptırdığı iddia ediliyor. Bu faiz lobisini kim yarattı? İktidar kendisi yarattı. Dünyada dolara en yüksek faiz ödeyen ülke biz değil miyiz? Kendi vatandaşından katma değer vergisi alan iktidar. Yabancılardan % 15 katma değer vergisi almayarak. Yabancıların dolarlarını Türkiye’de faize yatırmaların sağlamıştır.
Ergenekon davasında zir vadisinde ve poyraz köyde yapılan kazılar TV’lerden naklen verilirken kimsenin sesi çıkmıyordu. Şimdi operasyonun basın tarafından yayınlanmasına tepki gösteriliyor. Çıkan mühimmatları oraya başkalarının koyduğunu iddia edenlerin, iddiaları için öyle bir şey olamaz diyenler. Bugün operasyonda evlerinde bulunan para sayma makinesini, para kasalarını ve paraları başkalarının koyduğunu iddia ediyorlar. Kazılarda çıkan mühimmatları başkaları koyamıyor. Ergenekon tutuklularının bürolarına belgeleri ve CD’leri başkası koyamıyor. Operasyonda çıkanları başkaları koyabiliyor.
Bazı kişiler dün beyaz dediğine bugün kara diyebiliyor. Nereye elinizi atarsanız atın istikrar diye bir şey kalmamıştır. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
12 -01 – 2014 Mustafa KOÇAL
