Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)


İSTANBUL / TÜRKİYE

İSTANBUL / TÜRKİYE


Türkiye, çok partili siyasi hayata geçeli tam tamına 63 yıl oldu.
AKP, Türkiye’yi “Tek Başına” 11 yıldır yönetiyor. Önümüzdeki ay 12 inci yıla ayak basacak. Bu süre tüm demokratik yaşamımızın yaklaşık %20’ si eder.
Erdoğan ve AKP, İstanbul’u “Tek Başına” 20 yıldır yönetiyor. Tüm demokratik hayatımızın yaklaşık %30’ unu geçer.
Bu süreler gerek ülke yönetiminde, gerekse şehir yönetimde kişilerin maharetlerini göstermesi için çok-çok yeterli sürelerdir.
“Yapacaktım ama süre yetmedi” veya “yapacaktım ama ortağım engelledi” gibi mazeretler, asla söylenemez. Bu kadar uzun zamanda hünerini gösteremeyen
yönetim “Beceriksizdir-çapsızdır.” Özel sektörde bu sürelerin on’da biri kadar zamanda başarılı olamayan adamı anında kapının önüne koyarlar.
Hele bu kadar uzun zaman diliminden sonra, “2023’ te her yer metro, her zaman metro olacak” demek, hem halkın iradesine gelecek adına ipotek koymak, hem de İstanbulluya yapılabilecek en büyük hakarettir.

AKP’nin, Türkiye’nin bir bölgesini Kürdistan’a döndürmek üzere olduğu,
adım-adım “İslam Devletine” doğru götüren bir çizgi izlediğini görmemek için kör olmak da yetmez. Hem kör, hem sağır, hem de geri zekâlı olmak lazım. Önümüzdeki günlerde bu “uçuruma gidişin” nasıl durdurulacağını anlatacağız.
Allah bunların zulmünü arttırsın ki, gidişleri tez olsun…

Bugün İstanbul’u, ülkemizin en çok saldırıya uğrayan şehrini konuşmak zamanıdır.
1994 seçimlerinde, diğer partilerin yanlış aday tercihleriyle oluşan bölünme sonucu R.T. Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı oldu. O günden beri, Erdoğan nerede ve hangi makamda olursa olsun, fiili olarak İstanbul Belediye Başkanlığı görevini de yürüttü. Tüm seçilen Başkanlar ona vekâleten görev yapmaya çalıştılar. Ondan izinsiz imar değişikliği, tutarı belirlenen değerin üstündeki yapım ve ihaleler hep Erdoğan’ın onayından geçtikten sonra yürürlüğe girdi. Topbaş’ın başına, TOKİ Bakanı Bayraktar’ın ve Top Bakanı Kılıç’ın başlarına gelen dayak olayı gelmediyse, bu kurala uymasından ve uslu bir Başkan olmasındandır.

1994 senesinde, Erdoğan ve ekibi bu günkü gibi “Ultra Zengin” değillerdi. Öyle yabancı basının “Erdoğan dünyanın en zengin 8 siyasetçisinden biridir”, Wikileaks belgelerindeki “Erdoğan’ın İsviçre’de 8 banka hesabı var” gibi sözlerin söylendiği-yazıldığı zamanlar henüz gelmemişti.
Erdoğan, o tarihteki Refah Partili büyüklerinin dediğine göre, orman arazisine yaptığı kaçak gecekonduda oturan, partisi tarafından ekonomik olarak desteklenen garibanın biri idi.

Fakat 1994 yılının İstanbul’u, bu günkünden daha güzel, daha yeşil, daha temiz ve daha rahat ulaşılabilir, yaşanabilir bir İstanbul’du.
Acı Badem Takımı büyüyüp serpildikçe, boy atıp zenginleştikçe İstanbul fakirleşmeye- kirlenmeye- ve daha yaşanamaz hale gelmeye başladı.
Bugün İstanbulluların gerek toplu ulaşım araçlarıyla, gerek özel araçlarıyla İstanbul trafiğinde huzur içinde dolaşmaları mümkün değildir. İnsanlar her gün saatlerce trafikte çile çekmekte, sinir katsayıları tavan yapmaktadır.

Belediye Başkanlığı yapmış biri olarak iddia ile bir şey söyleyeceğim.
Erdoğan-Topbaş hangisi isterse derhal denemeye hazırım;
İstanbul’da bunlar zamanında yapılan “Kulelerde” oturanlar, aynı anda klozetlerinin sifonlarını çekseler, şehrin çok eski olan alt yapısı bunu kaldıramaz ve İstanbul’u b.k götürür
.

İstanbul’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı 1,65 metrekaredir. Şehirden çok uzak olan Çatalca-Ağva gibi yerleri ilave ederseniz bu rakam 5 metrekareye çıkar. New York’ta bu rakam 21 metrekaredir. Londra’da 20, Berlin’de 22 metrekaredir.

Keşkül Mimarı Topbaş, Ağustos ayında yaptığı açıklamada; “Merter’de park yapacağız, bu park Central Park’tan daha büyük olacak ve 500 bin metrekarelik alanı kapsayacak” dedi!
Keşkül Mimarı “Ar-Hektar” hesabını bilmediği için, Merter’de yapılması düşünülen park alanından 7 (YEDİ) defa daha büyük bir alana sahip Central Parkı, Merter’deki parkın içine sokuverdi!

Değerli İstanbullular;
Bu ekip yapmayı bilmez, yıkmayı bilir. Bunlar yapılmış eserleri satmayı iyi bilirler. Tıpkı, Cumhuriyetin tüm eserlerini iki-üç yıllık gelirleri karşılığı bedavaya sattıkları gibi. Bunlardan hayırlı hizmet bekleyen, ağustos ayında kar yağmasını beklesin, daha fazla umudu olur!

Biz İzmirliler çok partili hayata geçtiğimiz günden bu yana, ülkede ne zaman demokrasi tıkanmaya yüz tutsa, bir çare bulduk ve demokrasinin önünü açtık. Yerel seçimlerde İzmir’e yine sahip çıkacağız. Şimdi sıra sizdedir.
Önümüzdeki yerel seçimlerde;
-Herkes mutlaka ama mutlaka sandığa gidecek. Sandığa kendisinin ve ailesinin gitmesi de yetmez, çevresindekileri de götürecek.
-AKP adaylarına kesinlikle oy verilmeyecek.
-Ama-Fakat-Lakin yok. Kime isterseniz ona oy verin. Kimse bunlar kadar kötü değildir. Şimdi aday-parti beğenme değil, ülkeyi kurtarma zamanıdır.
Yapılacak iş bu kadar basittir. AKP’nin İstanbul’da alacağı bir yenilgi, Türkiye’nin de kurtuluşunun başlangıcı olacaktır.

Bir İzmirli olarak, Kartal’ı-Kanarya’sı- Aslan’ı ve tüm İstanbullular ile bir kez daha gurur duymak istiyorum. İstanbul’u ikinci işgalinden kurtarma sırası şimdi sizde!
Kalkın artık ayağa, çaresiz değilsiniz, çare sizsiniz…

Not: Bayramın birinci günü yazdığım bu yazıyı, yoğun ısrar üzerine tekrar gönderdim. RS

Sağlık ve başarı dileklerimle 19 Ekim 2013
Rifat Serdaroğlu

  • BIST 100

    9079,97%3,1
  • DOLAR

    32,36% 0,15
  • EURO

    34,94% -0,30
  • GRAM ALTIN

    2323,95% 0,21
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli
  • Pazar 23.7 ° / 12.3 ° Güneşli

Balıkesir

29.03.2024

  • İMSAK 05:26
  • GÜNEŞ 06:50
  • ÖĞLE 13:18
  • İKİNDİ 16:50
  • AKŞAM 19:36
  • YATSI 20:55