İktidarda düşünce değişikliği mi oldu? Yoksa yalnızlık korkusu mu baş gösterdi? Nerede ise dostumuz kalmamıştı. Düşman ilan edilen ülkeler ile barışmaya başladık. İktidar dış ülkelerle barışmaya başladı. Acaba kendi milleti ile de barışmak programlarında var mıdır? Bu ilan edilen barışın içersinde ballı barışta var. Kimlerle düşman olduk? Libya dostumuzdu! Rahmetli Kaddafi Kıbrıs çıkartmasında yanımızda yer aldı. O zaman Türkiye ye ambargo uygulanıyordu. Hiçbir ülke yardım etmiyordu Kaddafi her türlü yardımı yapmıştı. Kadafi´yi devirmek için. Muhaliflerine valizlerle para gönderdik. Şimdi Libya ile hiçbir ilişkimiz kalamadı. Uçaklarımız ve gemilerimiz sınırlarına girdiğinde vuracaklarını ilan ettiler. İsrail ile düşman olduk. Başkanlarına hakaret ettik. ?Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Katil devlet? dedik. Şimdi İsrail ile anlaşma yaptık. Bu anlaşmaya göre bizim iktidar ambargo kalktı dedi. Fakat onlar ambargo kalkmadı diyor. İsrail ile tekrardan ilişki kurmak için. Amerika´yı aracı yaptık. Mısırda sisi için söylenmedik laf bırakmadık. Başka ülkelere dahi darbecileri destekliyorsunuz diye kafa tuttuk. Şimdi barışmak için. Heyet gönderildi. Suriye´nin iç işlerine karıştık. Esat´ı devirmeye çalışan isyancılara yardım ettik. Bu yüzden terör batağına saplandık. Başımızda PKK belası var iken. PKK´nın uzantısı olan PYD´ ye yardım ettik. Şimdi devlet kurdular güney sınırımızda terörist bir devletle sınır komşusu olduk. Özgür Suriye ordusuna, El kaideye ve El Nusraya yardım ettik. Sonrada dünyanın en acımasız terör örgütü olan IŞİD´a yardım ettik. Şimdi azlı düşmanlarımızdan birisi oldu. Sınırlarımız içerisinde canlı bombacıları cirit atıyor. Ülkemiz içerisinde eleman devşirme evleri kurdular sesimiz çıkmadı. Şimdi de bu IŞİD´ dan kurtulmak için. Başka ülkelerden yardım ister duruma düştük. Ne uğruna orta doğunun lideri olmak için. Suriye batağına da bunun için saplandık. Esat´ı yıkıp Şam da Cuma namazı kılacaktık. Kendimizi o kadar kaptırdık ki. İki, üç hafta içerisinde Şam da Cuma namazı kılacağız dedik. Suriye yüzünden Rusya ile olan ilişkilerimizi bozduk. Çünkü Rusya Suriye´nin yanında yer alıyordu. Rus uçağını düşürdük. Kahraman olacağımızı zannettik. Kendimizi haklı çıkarabilmek için. Türkmenleri bombalıyorlardı bile dedik. Rusya ile ekonomi bakımdan ilişkilerimiz iyi idi. Kahraman olmak için. Ekonomi ilişkilerimizin bozulmasını dahi göze aldık. Rusya bizim ürünlerimize ambargo koydu. Ne olacakmış? Başka ülkelere satarız dedik. Başka ülkeler bizim ürünlerimize rağbet etmedi. Rusya vatandaşlarına Türkiye ye gitmeyin dedi. Başka ülkelerin vatandaşları gelir dedik. Hatta turizm şirketlerine turist getirin uçaklarınızın yakıt parasını biz ödeyelim dedik. Kimse gelmedi. Rusya için iki pilot için. Bizimle aramızı bozdular dedik. Rusya özür dilesinler dedi. Ne özrü? Biz sınırlarımızı koruduk dedik. Antalya tarafında benim bir otel işleten arkadaşım var. Ramazan içersinde telefonla görüştük. İşlerini sordum. Bizim bu havalede 2 bin otel var. 1700´zü şu anda kapalı dedi. İşin vahametini anlayan iktidar, çareyi özür dilemede buldu. Şimdi Rusya ile aramızı düzelttik. Turist gelmeye başladı. Başbakan Suriye ile de aramızın düzeleceğini söyledi. Bu kadar olayı sırf Esat´ın gitmesi için yaşadık. Dış politikamız iflas etti. Ekonomimiz felç oldu. Dünyada itibarımız sıfır oldu. Şimdi baktılar bu iş böyle gitmeyecek. Çareyi çark etmekte buldular. Yazık değil mi bu ülkeye? Sırf kendi ikballeri için. Ülkeyi karanlık tünele sürükledikten sonra çark ettiler. Yeniden bu ülkelerle barış köprüsü kuracağız demeye başladılar. Ülke yönetenlerin ben benim deme lüksü yoktur. Yapacakları bir iş ne getirecek ne götürecek diye hesapları yapılır ondan sonra karar verilir. Bu işlerin böyle olmasının tek bir sebebi vardır. Biz biliriz! Biz yaparız! Siz bir şeyden anlamazsınız demelerinden kaynaklanmıştır. Ülkeyi tek parti gibi yönetme istemeleri yüzünden bu işler başımıza gelmiştir. Hâlbuki parlamenter bir sistemimiz var. Başka şeylere heveslenmeden, olayları mecliste çözmeye çalışsalardı. Bu olayları yaşamazdık. Barıştan söz ediyorlar. Önce milletinizle barışı sağlayın. Birçok kesimle aranız iyi değil. Mesela laiklere düşman gibi bakılıyor. Keza Atatürkçülere ve cumhuriyetçilerde ayni gözle bakılıyor. 55 milyon Türk ırkı yok sayılıyor. Önce bunlarla barışı sağlayın.
Birde ballı barıştan bahsettim. Şimdi kanun çıkarıyorlar servet barışı. Dışarıda parası olup da getirenlere hesap sorulmayacak. Kaç para getirdin. Nerden getirdin denilmeyecek. Ülkede kazandıklarını dış ülkelere kaçırmış olanlar için çıkıyor bu kanun. Rüşvetten elde edilen paralar. İhalelerden elde edilen paralar. Türkiye de olursa ortaya çıkar diye yabancı ülkelerin bankalarına konulan paraları şimdi sorgusuz sualsiz ülkeye getirilecek. Bu kanunu çıkarıyorlar da. Birde başka bir kanun çıkarıyorlar. Ecevit zamanında bir kanun çıkarılmıştı. Neden buldun kanunu. AKP iktidara geldiğinde bu kanun yürürlükte idi. AKP bu kanunu kaldırmıştı şimdi tekrar getiriyor. Maliye bir mükellefin gelirini kontrol edecek. Bir şey sezdiği an çağıracak. Nerden buldun ispat et diyecek. İspat edemez ise yandığı gün olacak. Ne oldu sizin servet barışınız. Demek oluyor ki? Yukarıda bahsetmiş olduğum paraların. Yurt dışına paraları kimlerin çıkardığını biliyorlar. Bunu da servet barışı ile halledecekler. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu laikim diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 08 ? 07 2016 Mustafa KOÇAL
