Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Mahalli seçimler yaklaştıkça hakaretler havada uçuşmaya başladı. Dünkü yazımda da söyledim. Ana muhalefet partisi genel başkanına ahlak bilgisi sıfır diyen. Bir başbakan iktidarın ihaleleri ile şımarık bir iş adamı olmuş. Şirket sahibi Mehmet Cengiz millete alenen ağza alınmayacak küfür ediyor. Ve bu iş adamı başbakana yakın isimlerden birisi olarak da biliniyor. Kimsede sen bu millete nasıl küfür edersin demiyor. Bu iş adamının ettiği küfür öyle şahıslara falanda değil. Milletin …….. Koyacağız diyor.
Başbakan ismin söyleyemediği bu milletime nasıl küfür edersin diyemedi. Gezi olaylarından kalma aslı astarı olmayan bir türbanlı bayan meselesi vardı. Başbakan bu rüşvet ve yolsuzluk operasyonu için yazılmış bir senaryo diyor ya. İşte bu türbanlı bayan olayı da onun gibi bir mağduriyet senaryosudur. O bayanın karakola giderek şikâyetçi olduğunda polise anlattığı olayların o kalabalık yerde olması mümkün değil. polise şikayetçi olduktan sonra star gazetesinin yandaş köşe yazarı bir bayanla röportaj yapıyor. Bu röportajda söyledikleri ile polise anlattıkları birbirinden tamamen farklı. Ayrıca olaydan 5 gün sonra gidiyor adli tıptan rapor alıyor.
Böyle durumlarda adili tıptan rapor alındığını hiç duymadım. Hocaları tarafından adli tıpa gönderilmiş olmalı. Sayın başbakan bu olayla ilgili görüntünün yayınlanmasına çok kızmış. “Olayı yaşayana inanmıyorsunuz. Tanıklara inanmıyorsunuz. Adli tıptan aldığı raporu nereye koyacaksınız” diyor. Söylediğini yumuşatarak söylüyorum. Bu söylemde hakarettir.
Bu olayı insanları birbirine düşman etmek için kullanmışlardı. “Benim türbanlı genç kızımızı ve 6 aylık bebeğini taciz ettiler. Darp ettiler bu hainleri yakında bulacağız. Elimizde görüntüler var. Yakında açıklayacağız” demişti. Hala ellerindeki görüntüleri yayınlamadılar. “Şimdi kadına şiddette bahsedenler bunu görmüyorlar” diyor.
Bu olmamış olay’dan bahsediliyor da. İzmir Karşıyaka da kordonda deniz kenarında oturan genç kızımızı polis tarafından saçlarından çekildiğini ve polisin coplarına maruz kaldığından neden bahsedilmiyor? Bahsedilmez çünkü türbanlı olmayanlar onlardan değil. İlla ki her olayda bir ayrımcılık yapacaklar. Gezi olaylarında toplanan kalabalığın içersinde onlarca türbanlı vardı.
Milleti türbanlılara düşman gibi göstermeye çalışanlar onları görmedi mi? O türbanlılara hiç kimse bir şey demedi. Millet türbanlı türbansız diye kimseyi ayırt etmiyor. Yalnız bu ayrımcılığı yapan iktidarın kendisidir. İnsanların arasına nasıl nifak sokarız da olmayan % 50’yi bir arada tutarızın hesapları yapılıyor.
Türk milleti delikanlıdır. Türk milleti haysiyetlidir. Genç bir bayanı ve 6 aylık bebeğini taciz edecek, darp uygulayacak şerefsizlerden değildir. Şayet orada böyle bir olay anlatıldığı gibi, genç bayanı ve 6 bebeğin darp edildiğini ve taciz edildiğini görselerdi. Canları pahasına da olsa olaya müdahale ederlerdi. Darp edecekler, taciz edecekler, birde bayanın üzerine işeyecekler. Oradaki bu manzarayı görenler müdahale etmeyecek öyle mi? Türk milleti böyle bir olay karşısında sessiz kalamaz. Siz Türk milletini daha tanıyamamışsınız? Türk milletini birileri ile karıştırıyorsunuz. Türk milleti duyarlıdır. İktidarın yandaşları gibi duyarsız değildir.
Cami olayını da kullanmaya kalktınız ama olamadı. İmama baskı yapıldı. İmam “ ben din adamıyım. Yalan söyleyemem” dedi. Elimizde görüntü var, yakında yayınlayacağız dediler. Hatta gün verdiler. Haftaya cumaya açıklayacağız dediler. Hala o Cuma bir türlü gelmedi. Kendilerinden olanlar böyle kutsal mekânlara duyarlı. Kendilerinde olmayanlar duyarsız kabul ediyorlar.
Müslümanlar birbirlerinin açığını aramaya çalışmazlar. Bir Müslüman başka bir Müslüman’a iftira atmaz. Bir Müslüman bir Müslüman’ı aşağılamaz. Hor görmez, onu küçük düşürecek her hangi bir olayla bağdaştırmaz. Hele inancını zedeleyecek bir kelam söylemez. Müslüman yalan söylemez. Yalan söyleyenle birlikte olmaz. Kimin daha çok dindar olduğuna kimse karar veremez. Müslümanlık yalnız namaz kılmak değildir. Dinin bütün vecibelerini de yerine getirmesi gerekir. Mevlana hazretleri kabahati örtmek için gece gibi ol diye boşuna söylememiştir. Hele yönetici olan birisinin herkese adaletli davranması gerekir. Allah her türlü günahı af ederim buyuruyor. Amma kul ve hayvan hakkı ile gelmeyin, buyuruyor. Adalet timsali arayanlar hazreti Ömer’e baksınlar. Allah üzerinde kul ve hayvan hakkı olanları af etmem buyurduğu gibi. Birde kendisine şirk koşanları da af etmeyeceğini buyurmuştur. Tayyip Erdoğan için bolu milletvekili (tövbe yarabbi) Allahın bütün vasıflarını üzerinde taşıyan bir dünya liderimiz var” dedi. Bu şirklerin en büyüğüdür. Neden? Tayyip Erdoğan bu milletvekiline sen ne diyorsun. Beni nasıl Allah ile bir tutuyorsun demedi. Ben bunu hayretle karşıladım. Bana birisi sen Peygamber gibi adamsın dese. Hemen müdahale ederim. Benin nasıl oluyor da. Mübarek Peygamber efendimizle mukayese edersin diye tepki gösteririm.
Seçim sonuna kadar daha nelere şahit olacağımızı göreceğiz. Hakaretle ve küfürler havalarda uçuşacak. Meclisin halini görüyorsunuz. Meclis ülkenin yaşayacağı olayların aynasıdır. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 18- 02 – 2014 Mustafa KOÇAL
