Melisa GÖNEN-GENÇ KALEM


GEÇMİŞİN RÜZGÂRI

GEÇMİŞİN RÜZGÂRI


  Güneş ışıklarını ağaçların dalları arasından süzerken bu eşsiz güzelliği gördüğüm için kendimi mutlu hissediyorum. Büyük şehirlerin kargaşası içinde mutlaka böyle bir görüntünün olacağı aklıma gelse de beton yığınlarının arasındaki gözlerin onu umursamadığını düşünüyorum. O ışıklı binalar, güneşin bulutlardan süzüldüğü anda oluşan renk cümbüşü gibi muhteşem olamaz. Doğanın verdiği huzur çimlerin kadifeliğini, toprağın kokusunu hissetmeden insana enerji vermez. En ünlü lokantalarda yapılan kahvaltı, dalından koparılan bir domatesin yerini tutamaz.

 Bu yüzden herkes doğadan bir parçayı evine taşır. Salonun bir köşesinde ya da sehpanın üzerinde duran bir bitki evin havasını değiştirir Doğa insanı ne kadar da etkiler. Aslında bizim doğaya olan özlemimiz onun bir parçası olduğumuzdan kaynaklanır. Ancak insanlık bu bütünden kendini kolayca sıyırsa da onun varlığını arar hep. Eksikliğini bir tutam tohumla, bir demet gülle tamamlamaya çalışır. Bunun en güzel örneğini New York´ta bulunan Central Park´tır. New York çok gelişmiş olsa da en büyük eksikliği olan doğayı şehrin ortasına sığdırabilmiştir. Sanki doğa ve binalar bir arada olamaz mı? Olmazsa insanlarda betonlaşır. İnsanların kalpleri, duyguları da paslanır. Bu paslanmış kalpleri ancak içinden çıktığımız bütün kabul eder.

     Edincik´e yapılan tavuk haneler yüzünden bağların güzelliği yok olmuş, meşhur Edincik karası diye adlandırılan üzüm ve mis kokulu ferik elması bizim zamanımıza kadar insanlara dayanamamıştır. Ancak insanlar o gün bugündür doğanın parçasından koptuklarından beri doğa yine insanların geçmiş özlemiyle yıkanmış kalplerini, zeytin bahçelerinde kabul etmiştir. Doğa ne kadar cömert olsa da geçmişe duyulan özlem, sert bir rüzgâr gibi insanın yüzünü tokatlıyor. Ben de Edincik´in bağları arasında gezinmek ve toprağın bize armağan ettiği meyvelerin ağzımda nasıl bir tat bırakacağını bilmek isterdim. Yine de yaşadığım yerde geçmişten savrulan birkaç tazelik var. Fakat şehirlerde yaşayanlar bu kadarını da bulamıyorlar.

    Gelişmiş şehirlerde yaşayan insanlar- biz geçmişte kalan ağaçlara özlem duyarken  -gurur duydukları o büyük gökdelenlerden de baksalar bir kuşun uçuşunu göremeyeceklerse gökyüzünde sadece aşağıya bakıp övüneceklerse yaptıklarıyla, gökyüzündeki bulutların pamukluğunun ne anlamı kalır? Dünyanın heyecanından, stresinden kaçabilen insanları bir zeytin ağacının gölgesinde dinlenmeye davet ediyorum. Gök suyuyla yıkanmış toprağa stresi, savaşı, nefreti ve kini bıraksınlar diye. Dünyanın güzel yüzünün toprakta saklandığını, çiçeklerin dünyayı güzelleştirdiğini görmelerini istiyorum. Ancak savaşların demir topları toprağa çarptıkça, çocukların kanı toprağı ıslattıkça çiçekler diken olacak ve dünyada özlemini duyduğumuz tek şey doğa olmayacaktır!                              Melisa GÖNEN

 

 

  • BIST 100

    9455,59%-0,72
  • DOLAR

    32,59% 0,37
  • EURO

    34,78% 0,16
  • GRAM ALTIN

    2496,79% 0,51
  • Ç. ALTIN

    4168,04% 0,00
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22