Bu ülkeye demokrasiyi yerleştiren demokratlardır. Demokratlardır da bu gün gelin görün ki. Bu demokratlar demokrasi bizim için amaç değil araçtır. İstediğimiz istasyona geldiğimizde. Demokrasi treninden ineriz diyenlerle. Ayni safta yer alıyorlar. Demokrasiyi koruması gerekenler. Ayni trende yolculuk yapıyorlar. AKP hedeflediği istasyona geldiğini gündemde tuttuğu olaylarla ortaya koymuştur. Demokrasi treni ile arzuladıkları istasyona geldiler. Tren şu anda istasyona da bekliyor. Trenin kapılarını açmaya çalışıyorlar.
Demokrasi: Siyasi denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralılarla, halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulundurduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı yönetim biçimidir. Yöneticilerin yönetilenler tarafından seçilmesi. Yönetimle halk arasında ekonomik bakımından büyük farkların olmaması gerektiği görüşünde bulunan, ırk ya da mezhebe dayalı ayrımcılığın olmamasının savunan bir yönetim şeklidir.
AKP demokrasi treninden indiğinde halkın kendi kendisini yönetme hakkı kalmayacaktır. Artık tek kişi ne derse o olacaktır. Ekonomi bakımından büyük farkların olmaması gerekir iken. Bu gün bu farklılık aldı başını gidiyor. Zengin ile fakir arasındaki makas her geçen gün açılıyor. Demokrasilerde ırk ve mezhebe dayalı ayrımcılık olamaması gerekirken, ırk ve mezhebe dayalı ayrımcılı aldı başını gidiyor. Demokrasi ilkelerine göre bütün vatandaşların eşit olması gerekirken. Ayrımcılık yüzünden bu eşitlik ortadan yarı yarıya kalmış durumdadır. Tek kişinin yönetiminde bu ayrımcılık daha ileri boyutlara gidecektir.
Başkanlık sitemine geçilmesi durumunda demokrasinin bütün kuralları ortadan kalkacaktır. Zaten ülkede demokrasi diye bir yönetim sistemi kalmadı. Şimdilik saldım çayıra Mevla´m kayır şeklinde bir yönetimle yönetilir durumdayız. Demokrasinin bu ülkede sekteye uğraması çok şeylere gebedir. Başkanlık sistemi veya partili cumhurbaşkanı sistemine geçildiğinde nelerin olacağını şimdiden kestirmek zordur. İyiye gitmeyeceğimiz bellidir de. Fakat ne kadar kötüye gideceğimiz belirsizdir. Cumhurbaşkanı ? başkanlın sistemi ülkemizde yeni değil?. Bunu öyle bir söylüyor ki. Yüksek sesle üzerine basa basa vurguluyor. ?bizim geleneğimizde başkanlı var? diyor. Cumhuriyet döneminde böyle bir başkanlık sisteminin olduğunu bilen yok. Cumhurbaşkanı Türkiye cumhuriyeti ile Osmanlı dönemini birbirine karıştırıyor. Evet, Osmanlı döneminde padişahlık vardı. Padişahîn her söylediği ferman yerine geçiyordu. Bizim geleneğimiz de başkanlık var demesi. Padişahlık olması gerekiyor. Bu sistem iyi idi ise Osmanlı neden yıkıldı? Tayyip Erdoğan´ın söylemlerinde var. Ümmetçiliğe dayalı bir sistemin olacağı kendi ifadeleridir.
Şimdi AKP içerisindeki demokratlara sesleniyorum. Bu AKP´nin demokrasi treninde yolculuk yapmayı bırakın. Bu tren sizi yanlış istasyona götürüyor. Keşke bu trenden daha önce inseydik demenin hiçbir kıymetinin kalmayacağı duruma gelmeden. Bu trenden inin. Demokrasiyi elbirliği ile koruyalım. Elimizde şu an bu fırsat varken. Bu fırsatı iyi kullanalım. Bu fırsatı bir defa kaçırırsak bir daha geri dönüş çok zor olacaktır. Başkanlık sistemi veya partili cumhurbaşkanı sistemine geçildiğinde bizleri neler bekliyor. Kısaca onları bir görelim.
Parlamenter sistemi unutun. Başkanın hiçbir kurum ve kuruluş tarafından denetlenmeyeceğini bilin. Demokrasinin rafa kaldırılacağının ve cumhuriyetin kaldırılıp İslam devletinin kurulacağı aşikârdır. Laiklik kaldırılacak. Dindar bir sistem getirilecek. Ülkemizi düşman istilasından kurtaran Atatürk ismi anayasadan ve tarih kitaplarında çıkarılacaktır. Böylelikle Atatürk tarihten silinmeye çalışılacaktır. 1919 tarihinin ret edilmesi demek. Türkiye cumhuriyeti tarihi yok edilecek demektir. Çünkü bu 1919 tarihi cumhuriyetin temellerinin atıldığı tarihtir. Ve bu tarihten itibaren Türkiye cumhuriyeti tarihi yazılmaya başlanmıştır. Bundan önceki tarih Osmanlı tarihidir. Türkiye cumhuriyeti tarihi yok edilerek. Yerine AKP kendi tarihini yazdıracaktır.
Türk kelimesi anayasadan çıkarılarak Türk kimliği yok edilecektir. 55 milyon Türkün kimliği değiştirilerek. Türkiyeli kimliği verilecektir. Pekiyi bizim tarihin derinlerinde gelen Türklüğümüz ne olacak? Ben türküm diyemeyeceksin. Türkçülük yapamayacaksın. Bunlara izin verilmeyeceğini Burhan Kuzu açık açık söyledi. Aslını inkâr eden haramzadedir. Aslımızı inkâr edip haramzademi olacaksınız? Yoksa mücadele edip, birlik olup, Türk kimliğinizin kaybedilmesine izin vermiyoruz mu diyeceksiniz? İşte sayın demokratlar bizi bekleyen konular bunlardır. Atatürk ve kurduğu cumhuriyeti unutacak mısınız? Demokrasinin olmazsa olmazı olan laiklikten vazgeçmeyi göze alacak mısınız? Türklüğünüzü bırakıp başka bir kimlik taşımayı kabul edecek misiniz? Ülkenin bu günkü durumunu görüyorsunuz. Bu günkü durumu içinize sindire biliyor musunuz? Kararınızı verin demokratlar. Sonra keşke demeyin. Çünkü keşke demenin hiçbir anamı kalmayacaktır. Bu konu üzerinde devamlı duracağım. Çünkü ben bunların hiç birisinden vazgeçmeyeceğim. Türkoğlu Türk olarak doğdum. Türkoğlu Türk olarak yaşadım. Türkoğlu Türk olarak öleceğim. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenler! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenler! Ne mutlu laikim diyenler!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 18 ? 05 ? 2016 Mustafa KOÇAL
