Türkiye gibi her gün onlarca olayın gerçekleştiği bir ülkede “Siyasette Düz Mantık” yürütmenin zorluğunu iyi bilenlerdenim.
Her türlü güdümlemenin, her türlü yasadışılığın, her türlü ahlâk dışı davranışın, haksızlığın, eşitsizliğin at koşturduğu bir ortamda biz Cumhurbaşkanı seçeceğiz!
Elbette ki bu seçimin sonucunu tahmin etmek, doğruyu yakalamak isteyenler için çok zordur. Çünkü hırsızlığın-haksızlığın-gaspın-yalanın girdiği yerden, “doğruluk-dürüstlük” kaçar. Bir kez kaçırdın mı da doğruyu bulmak zorlaşır!
Her şeye rağmen beraberce düz bir mantık yürütelim, bakalım nereye varacağız?
30 Mart Yerel Seçimlerinin üzerinden 4 ay geçti. 12 yıldır tek başına iktidar olan AKP ve Erdoğan’ın vatandaş nezdindeki oy oranı 4 ayda değişmez.
Yerel Seçimler, 17/25 Aralık Hırsızlık-Yolsuzluk-Rüşvet operasyonundan 3 ay sonra yapıldı ve AKP, iki buçuk milyon oy kaybedip, %43,32 oy aldı.
Seçimden önce Tayyip Erdoğan, seçimi “İstiklal Savaşına” benzetti. Tek başına mücadele etti, çılgınlar gibi para saçtı. Utanmadan Devletin ve Belediyelerin tüm imkânları sonuna kadar kullanıldı.
Hatta Erdoğan, sesi Fadime’nin sesine benzer halde iken bile, hiçbir arkadaşına güvenmeyip iki yerde konuştu. Sonuç, %43,32!
30 Marttan sonra iptal edilen seçimler Haziran’da yenilendi. AKP ve Erdoğan yine her şeylerini ortaya koydu. Valiler İl Başkanı, Kaymakamlar İlçe Başkanı gibi çalıştılar paralar, paketler, altınlar dağıtıldı!
Sonuç; Erdoğan ve AKP, Yalova ve Ağrı seçimlerini kaybetti.
Siyasette iniş başlamıştı, kan kaybı sürüyordu, ibre aşağıya doğru dönmüştü.
Şimdi anketlere bakıyorum da, her biri helal süt emmiş (!) anket firmaları,
el altından emir almışlar gibi Erdoğan’ın oyunu %55’ e sabitlemişler!
Peki, 30 Mart’ tan bu yana geçen 4 ayda Erdoğan ne yaptı da oyu, %12 arttı?
Tepemize kuş mu kondurdu?
Şam’da Emevi Camiinde Namaz mı kıldı?
Türkmen kardeşlerimiz özgürlüğe mi kavuştu?
Türk Askeri, IŞİD denen cellatlar çetesinin liderini mi yakaladı?
Erdoğan ve oğlunun yaptığı, 1 Milyar Avroluk sıfırlama işi hayal mi oldu?
Hırsızlık-yolsuzluk nedeniyle istifa eden Bakanlar, şaka mı idi?
Devletin tepesine oturmak için avantacılık şart mı oldu?
Emekli, İşçi, Memur, Esnaf, Çiftçi, Köylü borçtan mı kurtuldu? Ezilen bu kesim rahat bir nefes mi aldı?
Erdoğan, “TÜRK” kelimesini ağzına mı aldı? Erdoğan rüyasında olsun
bir kerecik “Türk Milleti “mi dedi?
Enflasyon mu düştü? Türkiye’nin borçları mı azaldı?
Erdoğan, Kadın-Erkek eşitliğine inandığı yönünde yemin mi etti?
Erdoğan tövbe edip, bir daha vatandaşları tokatlamayacağını mı açıkladı?
İhracatımız mı patladı? İthalatımız mı azaldı?
Ne oldu be arkadaş, ne oldu da Türk Milleti 4 ay önce oy vermediği Erdoğan’a %55 oy vermeye karar verdi!
Eyy Anketçiler, hele bunu bizlere bi yol açıklayın yahu!
Erdoğan ayni Erdoğan, üstelik eskiye göre çok daha fazla sinirli. Cumhurbaşkanı Adayı olarak, ülkeyi ayrıştırmaya, insanlara hakaret etmeye, küfür etmeye devam ediyor. Halk arasında derler ya; Bu adam b.ku ile bile kavgalı!
Bu “ALGI OPERASYONUNUN” sebebi, SEÇSİS denen lanetli sistemdir.
Dıştan müdahaleye açık olduğu Yunanistan ve Amerika seçimlerinde ispat edilmiş bu sistem, YSK’ nın da uyumasıyla %5-6 lık bir oyu, Ekmeleddin Bey’den alıp, Tayyip’e kaydırdığı takdirde yaklaşık %12’ lik bir farkı ortaya çıkarır.
İşte size %55’lik bir oy. AKP’ nin yönettiği seçimlerle ilgili olarak çok yakında net deliller ve oy kaydırma işini yapan elemanların noter huzurunda yapacakları açıklamalar yayınlanacak.
O zaman “Milli İrade Hırsızlarının” kimlikleri kabak gibi ortaya çıkacak.
Ayrıca Alman Hükümeti, oradaki oy kullanma işlemi, oyların muhafaza edilmesi ve Türkiye’ye nakli için “Rezalet” kelimesini kullandı.
Bu tek taraflı propagandayı bozmanın tek yolu, her türlü soru işaretini geride bırakıp, sandığa gitmektir. Geleceğimiz için, çocuklarımızın-torunlarımızın çağdaş bir Türkiye’de yaşamaları için mutlaka ama mutlaka sandığa gidip,
ülkemizi bölmeye çalışan bu badem takımına hadlerini bildirmek zorundayız.
Bu kadarcık bir zahmete girmeyenler, aday beğenmeyip dolaylı olarak Tayyip’e destek olanlar, kendilerine şu soruyu sormalıdırlar;
“Lâik Türkiye Cumhuriyetinin kurulması için, bizlerin özgür olabilmemiz için canlarını veren dedelerimiz, boşuna mı öldüler?
Haydi, kalkın lütfen yerinizden, sandığa gitmemeyi düşünenleri de ikna ederek
sandığa gidin. Gidin ve Türk Milletinin gücü neymiş, tüm dünyaya gösterin.
Sağlık ve başarı dileklerimle 06 Ağustos 2014
Rifat Serdaroğlu
