İrfan AYDINOĞLU -SİSMİK KALEM


DEPREMLER ve 2011 YILI

DEPREMLER ve 2011 YILI






Geçtiğimiz 2011 yılı depremsellik açısından her yönü ile ilginç geçen bir yıl oldu. Türkiye' de ve Dünya' da meydana gelen depremler şimdiye kadar bilinen bazı ezberleri bozdu.
Ülkemizdeki büyük depremlerin, deprem riskinin yüksek olduğu kabul edilen alanlar olarak bilinen ve genellikle Türkiye' nin tektonik iskeletini oluşturan Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı gibi doğrultu atımlı major fayların üzerinde ve civarlarında olması beklenirken, Simav Depremi gibi Van Depremi gibi ana fay hattı üzerinde bulunmayan lokasyonların da ölümcül depremler üretebileceği gerçeği ortaya çıktı.
Japonya ‘ nın üzerinde bulunduğu Honshu adasının kuzey batısında, Pasifik levhası ile Kuzey Amerika levhası arasındaki Japon hendeği olarak adlandırılan dalma-batma Sonunda, Japonlar, uzun yıllar süren ayrıntılı araştırmalar sonucunda olası bir dalma-batma Sonu depreminin maksimum büyüklüğünü hesaplamalar sonucu 8,4 olarak belirleyip buna göre seneryolanmış olası bir depremin oluşturacağı dalga boyunun 10 metreyi geçemeyeceği düşünülerek Fukushima Nükleer Santrali' nın önüne 12 metre yüksekliğinde bir tsunami duvarı yaptıkları halde, 11 Mart 2011 tarihinde meydana gelen 9 büyüklüğündeki Tohoku depreminde 37 metre yüksekliğinde tsunami dalgaları oluşarak Japonya' da bugüne dek yaşanılan en büyük deprem-tsunami-nükleer felaket troykasını hazırlamıştır.

Buradan alınacak dersler: yer bilimlerinin bu gün için geldiği noktada deprem fenomeni için bilinemezlerin ve belirsizliklerin bilinenlere oranla daha ağır bastığı şeklindedir.
Demek ki depremsellik açısından güvenilir olduğu sanılan dağlara karlar yağmış, burada büyük bir deprem olmaz diye bilinen yerlerde yıkıcı büyük depremler meydana gelmiştir.
2006 yılında Etiyopya' da oluşmaya başlayan devasa bir riftle (yarık) Afrika kıtasının ikiye bölünmeye başladığı anlaşılmıştı. Uzmanlar hızla büyüyen bu çatlağın doğumu yaklaşan yeni bir okyanusun habercisi olduğunu söylemişlerdi.
Yerbilimciler Etiyopya' nın Afar üçgeni olarak bilinen bölgesinde bulunan 56 kilometre uzunluğunda ve 6 metre genişliğindeki çatlağın civarında araştırma yaparlarken yerin sarsılarak dibe çökmesine kendi gözleri ile tanık olunmuştu.
Affar bölgesinin altında bulunan üç tektonik plaka olan Afrika ve Arap levhalarının ayrı yönlere sürüklenerek iki fay hattı oluşturmasına neden ouyor. İki fay hattının ayrı yönlere ayrılması ile yer kabuğu yaklaşık 10 km içine çökmesine ve Kızıl Deniz ile Aden Körfezi için yer açılmasını sağladı. 2006 senesinde ortaya çıkan yarığın etrafındaki yer kabuğunun birbirinden ayrılması ilk olarak içi 2 bin futbol sahasını doldurmaya yetecek lav içeren 41 km. uzunluğunda yeni bir çatlak meydana getirmişti.
Arap Yarımadasının altını örten Arap boynuzu bölgesinin kıvrımında bulunan çatlağın zamanla büyümesi ile bilim adamları, Afrika' nın Kızıl Deniz' in baskınına dayanamayacağını ve zaman içerisinde yeni bir okyanus oluşabileceğini belirtiyor.
Bu sürece bağlı olarak çok ender olarak deprem olan ve son 200 yılda 6 magnitüde ulaşan bir deprem meydana gelmemiş olan Yemen' in Aden Körfezi önündeki bir sahil kenti olan Djoubati açıklarında 2010 yılının Kasım ayında bir gün içerisinde büyüklükleri 4,3 ile 5,4 arasında değişen 60 adet deprem meydana gelmişti.
19 Mayıs 2009 tarihinde Arabistan' da Medine' nin batısında Kızıldeniz' in 70 km. kadar doğusunda tarihte ilk defa meydana gelen Mw=5,4 büyüklüğündeki deprem de Afrika kıtasının parçalanmasının eseridir.
Afrika kıtası parçalanır da koskoca Asya kıtası ondan aşağı kalır mı? Asya kıtasının şimdi böyle tek parçaymış gibi durduğuna bakmayın siz. Moğolistan-Kazakistan sınırında Sibirya toprakları içerisinde kalan, yeryüzünün bilinen en büyük kilitli karasal rifti yer almaktadır. Riftin Kazakistan toprakları içerisinde kalan bölümünden dört bin metre derinliğinde sondajlar yapılmış, doğal gaz çıkartılmış fakat riftin tabanına hiçbir yerde ulaşılamamıştır. Bu kilitli karasal riftin üzerinde irili ufaklı onlarca göl yer almaktadır. Bunlardan en büyük olan ikisi, Balkaş ve Baykal Gölleri, çok derin göller olup, bir zamanlar temiz suları ve bol çeşitli balıkları ile ünlüydüler. Bu göllerin coğrafi şekilleri de onların rift gölü olduklarını göstermektedir. Bizim şimdi Marmara'yı fosseptik çukuru haline getirdiğimiz gibi, Ruslar da zamanında o gölleri sanayi atıkları ile doldurdular. 28 Aralık 2011 tarihinde Rusya' nın güney doğusunda Moğolistan sınırına yakın bir yerde meydana gelen 6,9 büyüklüğündeki deprem tam da bu iki rift gölünün arasındaki boncuk gibi sıralanmış göllerin çizgiselliğinde oluşmuştu. Bu deprem nedeniyle artık Baykal Riftine fosil rift demek olanaksızdır. Kilitlenmiş de olsa bir kırık, hiç kırılmamış olan kısımlardan daha zayıftır. Kilitli rift olabilir fakat hala kıtasal Asya Kabuğundaki teğetsel gerilimlerin (Tibet Transpresyonu) en kolayca sönümlendirilebileceği bir ek yeri olarak görev yapmaktadır. Bu deprem bize Asya kıtasının da parçalanmaya başladığının sinyallerini vermektedir.




  • BIST 100

    9669,35%1,52
  • DOLAR

    32,59% 0,35
  • EURO

    34,86% 0,39
  • GRAM ALTIN

    2497,77% 0,55
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22