Bir 24 Temmuz´u daha geride bıraktık.
24 Temmuz, basından sansürün kaldırışının yıldönümüdür.
Gazeteciliğin suç faaliyeti olarak görüldüğü, gazetelerin ve gazeteciliğin yasalarla kuşatıldığı bir ortamda, basın özgürlüğünden söz edilebilir mi?
?Terör örgütü? suçlamasıyla gazetecilerin özgürlüklerine engel olunduğu bir ortamda basın özgürlüğü sözde olsa bile özde var mıdır?
Gazetecilerin şiddete uğradığı, öldürüldüğü, cezaevlerinde ömür tükettiği bir ülkenin basını özgür olabilir mi?
Gazetecilerin, ?ya tarafsın, ya da karşı? anlayışıyla kutuplaştırıldığı bir ülkede basın özgürlüğünden söz etmek ne kadar doğrudur?
Özgür, bağımsız ve çok sesli bir basın, demokrasinin güvencesidir. Düşünce ve ifade özgürlüğü, demokrasinin vazgeçilmezleri arasındadır. Basın özgürlüğü ise gazetecilerin kişisel özgürlüğü değil, halkın doğruları ve gerçekleri öğrenmesi adına sahip olmaları gereken özgürlüktür.
Ülkemizde düşünce ve ifade özgürlüğü, yıllardır çok sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Başta siyasiler olmak üzere gazetecilere, yağmur gibi davalar yağdırılarak, susturulmak, sindirilmek amaçlanıyor. Eski yıllarda, gazetecilerin yargılandığı ?Toplu Basın Mahkemeleri?, yıllar önce tarihe karıştı. Basın davalarında savcı ve yargıçların büyük bir bölümü, gazetecilik mesleğiyle ilgili gerekli donanım ve bilgiden yoksun. Bu nedenle gazetecilerin kaderi, onların iki dudağı arasında.
Medya sektöründe ciddi bir işsizlik, çalışanlar için çok ciddi bir iş güvencesi sorunu bulunuyor. Tekelci medyada, sendikal örgütlenmeye karşı ciddi bir direniş yaşanıyor. Tabii ki, bu baskılar, sansürün daha da tehlikelisi olan oto sansürü beraberinde getiriyor.
Paris merkezli ?Sınır Tanımayan Gazeteciler(RSF)? örgütü, 2014 ?Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması?nda Türkiye´yi, 180 ülke içinde, 154. sırada gösterdi. Bu sıralamada Türkiye, 10 yılda, 56 sıra geriledi.
Basın özgürlüğü, diğer özgürlüklerle birlikte demokratik, vazgeçilmez ve engellenemez bir haktır. Seçimlerin özgürlüğü bile medya özgürlüğüne bağlıdır. Çünkü, kişilerin, özgür iradeleriyle, neyin doğru olduğuna karar verebilmelerinin yolu, ülkede yaşanan olaylar hakkında doğru şekilde bilgilendirmelerinden geçer. Bu görevi tarafsızca üstlenmesi gereken medyanın özgürlüğü ise demokrasinin ana unsuru olan seçimin temelini oluşturur.
Biz, yine de özgür ve sansürsüz bir medya dileyelim. Bakarsınız, bir gün geri gelir.
