Zeki KARADENİZ (NETLİ-YORUM)


Davranış biçimi...

Davranış biçimi...







Toplumsal aymazlık noktasında çoğu kez tarif yaparken kendimizide işim içine koyarız, Ama gelin görün ki, Dün yaşadığım bir olay bana ``Pes bu kadarı da olmaz`` dedirtti.

Neydi bu  olay!...
Yakın dost, Yol arkadaşı Önder Balıkçı ile sabah Erdek`ten geldiğimiz Bandırma`da günlük periyodig ziyaret ve haberlerimizi derledikten sonra Edincik üzerinden Erdek`e dönmek için yola çıkmıştık.

Edincik`teki küçük ziyaretlerin ardından paso manzara, yakıt tasarruflu Düzlerdeki kavşağa doğru inerken gözüm Tatlısu dolaylarında bir duman hareketine takıldı.

`` Hocam bu kesin orman yangını`` diyerek gaza dokunmam bir oldu.
Aşağıyapıcı`dan Beyaz evler plajına geldiğimizde gördük ki, Alevlerin yükseldiği nokta bu bölgenin konutlardan sonraki bölümü. Hatta yangının ortasında birde ev var.

Yangının bulunduğu alana ulaşmak için verdiğimiz çaba az değil, Buna karşın yinede ortalama 500 mt kadar uzakta yol bitti.
Arabayı stop edip kameralarımız ile yola koyulduğumuzda antrenmansızlığımız bir kez daha ortaya çıktı.

Yangın mahaline geldiğimizde gördük ki, burada bulunan su deposu, Yangın söndürme amaçlı dizayn edilmiş olsa, şu anda bu yangından söz etmemiz mümkün olmazdı.

Etrafta yaşayan yazlıkçılar Kurtuluş savaşında ki gibi eline kazma, kürek ne geçti ise atlamış yangının içine, Kıyafet uygunsuzluğu, Damacana ile taşınan sular hep kaygıları ortadan kaldıracak küçük bir kıvılçım parçasını bastırmak.
Ama ne mümkün...

Alevler bittiği dendiği noktada yeniden yükseliyor ve adeta önüne kattığı fidanlıkları dev bir ejderha gibi yutuyor.

İlk müdahaleyi yapan köy yangın tankerleri yanma tehlikesine rağmen içlerde kalan bir evi kurtarmanın mutluluğunu yaşıyor.

İlk kez gördüğüm bir hanım elindeki telsiz ile iş makinası ve olay yerine daha sonra intikal eden Orman itfaiyelerini yönlendirme, plan ve koordinasyonunu yürütüyor.

Tam bir savaş alanı gibi....

Sözünü ettiğim su deposunun çevresinde yükselen aleverin ferini almak isteyen iş makinası, Depo`nun tahliye borusunu patlatıyor ve yüzlerce ton su hiçbir işe yaramadan vadiye akıp gidiyor.

Arazinin ulaşım anlamında kifayetsiz oluşu alevlerin sıçramasında önemli faktör oluşturuyor ve yorgun düştüğümüzde kendimizi alevlerin gerisine çekiyoruz.

Dönüş yolunda bizim gibi yorulup izleme moduna geçenler her kez gibi ayni sorunun yanıtını arıyordu.

Kim yaktı ?
Neden yaktı ?
Yıllardır buralarda oturuyoruz bir suyumuz yok, Suyumuz olsaydı yangın olmazdı !...

Sahil ile arasında yarın günlük mesafe olan, İnsanların yaşam kaygısı bir bir dizeleniyor...
İçlerinde hala bahçe su hortumu ile söndürme işlemi yapanlar var.

Bireysel yakınmaları bırakıp söndüğü sanılan alevlerin atladığı diğer vadiyi karşıdan izlemek üzere yaklaşın 6 km lik bir daire çizerek Şekersu tesislerinin bulunduğu karşı tepeye geçiyoruz.

Bu arada alevlerin içinde gördüğümüz orman işletme müdürü Tuncay Akgün`e GSM telefon ile alevlerin koordinatlarını vermeyide ihmal etmiyoruz.

Nede olsa biz alevleri karşı yakadan tümüyle gözlemleme olanağımız var.

İki Orman itfaiyesi alevlerin bulunduğu noktaya ulaştığında, Alevler bu kez Hamamlı Köyüne doğru yöneldi.
Makilik alanı geçip birkaç zeytinliği yakması ardından gökyüzünde bir homurtu duyuldu.
Tüm gözler bu noktaya çevrildiğinde gördük ki, Umutların tükendiği anda Orman Bölge`nin söndürme halikopteri gelmişti.
İlk sortide kovası dolu idi. Alevlerin üzerine bıraktığı su sanki bizim yüreğimizi ıslattı.
Halikopter alevler üzerinden manevra yapıp yeni sorti için su aldığını Beyazevler plajı arasındaki süre 3 dk geçmiyordu. Gelin birde bize sorun, Sanki dev makinanın suyu alıp dönmesi saatler sürüyordu.
Feri kaybolan alevler yaniden, yeni su gelene kadar yeniden yükseliyordu.

İzleyen herkez yangın bilimcisi oldu.
İsabetli sortilerde ``Bravoooo` isabeti az olan sortilerde ``Tuuhhh, boşa gitti.`` sesleri herkesin yangına odaklandığının göstergesi idi.

İşte o anda ikinci homurtu geldi.

Başımızı Bandırma yönüne çevirdiğimizde değişik bir uçağın geldiğini gördük.
Çok renkli ve değişik uçak alevlerin üzerine doğru seyrettiğinde yangın söndürmeye gelmiş, diye düşündük oda ne, alevleri pas geçti, Umutlar kısa sürmüştü.

Meğer pas geçen uçak gerçekten yangın söndürmeye gelmiş, Önce koordinatları saptayıp, ardından depolarına su basıp alevlerin üzerine püskürtecekmiş...

Az sonra bu uçak yeniden geldi ve bu kez alevlerin üzerine öyle bir dalış yaptıki inanılır gibi değil.
Bu bizi oldukça rahatlattı, Uçak gitti bir daha gelmeyecek derken yine geldi ve bu sortiler defalarca kez sürdü.

Halikopter Bandırma körfezinden, Uçak Erdek körfezinden aldığı sularla karadan ulaşılması mümkün olmayan alevleri öyle terbiye ettiki, herkez derin bir oh çekti.

Alevlerin feri bitsede soğutma sortileri defalarca devam etti.
Bulunduğumuz nokta elbette Bandırma körfezine bakıyordu ve Halikopter herin her dönüşünde su aldığı noktada balık tutan kayıkların o bölgeden neden uzaklaşmadıklarını merak ettik.

Bu ne cesaretti böyle, Halikopter`in denize indiği bölgede pervane rüzgarından büyük bir bölgede dalga hareketleri oluyor ve tehlike ``Geliyorum!...`` diyordu.

Yangın izleme programımızın son bölümünde bu kez Uşağın suyu nasıl aldığını görmek istedik.
En uygun alan Edincik altındaki Samanyulu tesisleri idi.
Gayri faal müessesenin önüne aracı park edip, Dikenli telin üzerinden atlayıp demir ayaklı beton iskeleye yöneldiğimizde İşletmeci Niyazi Gönül`ün bize seslendiğini gördük.




Meger 21 yıl önce vatandaşların kullanması için Petrol Ofisi tarafından armağan olarak yapılan iskelenin fiziki ömrü bitmiş bakımsızlıktan çökmek üzere imiş.

Şanslı günümüzdeyiz ki, Biz bindiğimizde hasar olmadı.
Siper aldığımız alan söndürme uşağının rotasını çok net görüyordu.
O da ne !....
Edincik altında da 10 kadar balıkçı teknesi defalarca sorti yapan söndürme uçağının rotasında çapari yapmaz mı !...

``Pesss ki, Pessss``
Deniz üzerinde üç istavrit tutmak için bu risk göze alınırmı ?

Gerek Halikopter olsun, gerekse uçak 40`ın üzerinde sorti yaparak denizden su aldı.

Bu işlem sırasında, Halikopter bir alanda, Uçak ise uzun bir mesafeden su almak durumunda  kaldı.

Tüm bu işlemler yapılırken gördük ki. Gerek Bandırma körfezindeki Balıkçı tekneleri, Gerek se Edincik altındaki Balıkçı tekneleri bulundukları yerden kıllarını kıpırdatmadılar.

Demek ki balıkçılara ruhsat veren kurum, Denize açılan bu küçük araçlara olağan üstü durumlarda  nasıl davranacakları konusunda gerekli  uyarıda bulunmamış...





  • BIST 100

    9079,97%3,1
  • DOLAR

    32,36% 0,15
  • EURO

    34,94% -0,30
  • GRAM ALTIN

    2323,95% 0,21
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 22.9 ° / 9.8 ° Güneşli
  • Cumartesi 24.7 ° / 11.1 ° Güneşli
  • Pazar 23.7 ° / 12.3 ° Güneşli

Balıkesir

29.03.2024

  • İMSAK 05:26
  • GÜNEŞ 06:50
  • ÖĞLE 13:18
  • İKİNDİ 16:50
  • AKŞAM 19:36
  • YATSI 20:55