Türkiye´nin Avrupa birliği bakanı Volkan Bozkır hükümetin terörle mücadelede kararlılığından bahsederken ? daha çok şehit vereceğiz? diyerek mücadeleye devam edileceğinden bahsediyor. Milletin buna hazırlıklı olmasını dile getirmiş oluyor. Terörün önlene bilmesi için daha çok şehit verileceğini söylüyor. Bunu bir bakanın söylemesi yadırganacak bir söylemdir.
Demek ki işin vahametini yeni anladılar. Terör örgütlerine güvenilmeyeceğini farkına vardılar. Şimdi bu bakan beye sormak gerekir. Sizin iktidarınız değil mi terörü bu noktaya getiren? Barış süreci diye tutturan iktidar değil miydi? Barış sürecini millette kabul ettirmek için. Akiller heyeti oluşturup. 7 bölgede bu akiller gurubunu görevlendiren. 3 ay boyunda bunlara toplantılar yaptıran. Bu toplantılara AKP´nin il başkanlarının belirlediği listelerin haricinde. Hiç kimsenin alınmadığı bu toplantılarda sözde barış süreci millete anlatıldı.
Gerçek böyle olmadı. Yalnız AKP´lilere anlatıldı. Bunu anlayan vatandaşlar. Bu toplantıları protesto etti. Bu protestolarda yüzlerce vatandaş polisin aşırı güç kullanmasına maruz kaldı. Bu akillerin verdiği rapora göre barış süreci başlatıldı. Akillerin verdiği rapora göre vatandaşın % 80´ni barışı sürecini istiyor yönünde idi. Raporda öyle şeyler vardı ki. Her şey AKP´nin istediği şeylerdi. Öcalan´a bebek katili denilmesini istemiyorlar. Türk kelimesinin kıllanılmasını istemiyorlar. Bunun gibi maddeler vardı. İktidar bunlardan aldığı rapor doğrultusunda barış sürecini başlattı. Askerden operasyon yapma yetkisi alındı. Valilere verildi. Valilere de PKK´ya operasyon izni vermeyin talimatı verildi. Askeri kışladan, polis teşkilatını karakoldan dışarıya çıkmasının önü kesildi.
PKK´yı saldık çayıra gerisini Mevla´m kayıra diye bırakı verdik. 2 sene bu çözüm süreci değil. Çözümsüzlük sürecidir diyenlere. Hakaret edildi. Bunlar vatan haini, bunlar şehit gelsin istiyor. Anaların ağlamasını istiyor. Bunlar kanla beslenenler denilerek hakaretler edildi. Barış süreci denen bu harekâta adeta toz kondurulmadı. Şimdi geldiğimiz noktayı iktidar kendi elleri ile hazırladı. Analar ağlamasından. Millet ağlar duruma gelindi. Barış süreci ile dağdaki PKK köyler, ilçelere ve şehirlere indi. Kırsal alan tamamen PKK´ya terk edildi.
Her tarafta istedikleri gibi hareket etme özgürlüğü kazandılar. Öz güvenlik güçlerini kurdular. Bunlara resmi üniforma giydirerek, yol kesip kimlik kontrolleri yapmalarına ses çıkarılmadı. Günlerce devletin karayolunu trafiğe kapatarak yola hendekler kazdılar. Güvenlik güçleri bunlara karşıdan bakmakla yetindiler. Biliyorum o güvenlik güçleri bu olayları seyrederken içleri kan ağlıyordu. Bu onlara zül geliyordu. Amma barış sürecine zarar verecek her hangi bir eylemin içerisinde olmayın diye emir verilmişti. İktidar kendisine o kadar inanmıştı ki. Böyle davranarak terörü bitireceğini zannetti. Ülkesinin bu durumundan endişe edenler. Devamlı terör örgütlerine güven olmaz. Bunlara inanılmaz deseler de kimse bu söylemleri gale almadı.
Biz yaparsak olur. Siz bir şey bilmiyorsunuz. Biz ne yapacağımızı biliriz diye diye bu günlere geldik. Bunları yapan iktidar, şimdi daha çok şehit vereceğiz diyor. Siz değimliydiniz? Analar ağlamasın diyen. Şimdi anaların ağlayacağını sanki millete müjdeler gibi bir tavrın içerisindeler. PKK´ barış sürecini kötüye kullanmış. Ülkeyi silah deposu haline getirmiş diye itiraf eden iktidar değil midir? Askere ve polise operasyon yaptırmadınız. Güvenlik zafiyetini kendiniz yarattınız. Hiç değilse istihbarat elemanlarına bakın bakalım bunlar ne yapıyor demek hiç mi aklınıza gelmedi? Menfezlere ve mahalle girişlerin hendekler kazılırken. İstihbarat elemanları çelik çomak mı oynuyordu?
Nerede MİT´in istihbarat elemanları? Emniyetin istihbarat şubeleri? Jandarmanın istihbarat teşkilatı? Herkes derin uykuda. Su uyur düşman uyumaz diye boşuna söylememişler. İstihbarat zafiyeti olmamış olsaydı. Bu günkü durum olmazdı. İktidar barış süreci bozulmasın diye. Olayları görmezlikten ve duymazlıktan geldi. Barış süreci boyunca ben bir tek teröristin öldüğünü duymadım. Barış sürecinde asker ve polis şehitlerimiz oldu. Süreci bozacak bir sürü olay oldu. İkinci hava taktik komutanlığı binasının önündeki, bayrak direğinden PKK militanı tarafından bayrağımız indirildi. Ona bile ses çıkarılmadı. Lice mezarlığına teröristin heykeli dikildi. Tepkiler gelince bu heykelin kaldırılması sırasında bir uzman çavuşumuz PKK´lılar tarafında şehit edildi. Bu uzman çavuşun tüfeğini doldur boşalt yaparken kendi tüfeğinden çıkan kurşunla şehit olduğu açıklandı. Buna askerlik yapan hiçbir Allahın kulu inanmaz. Çünkü doldur boşalt yapılırken tüfeğin namlusu bir kum yığınına doğru çevrilerek yapılır. Onun için bu uzman çavuş bunu bilmeyecek kadar cahil değildir.
Böyle açıklama yapılmasının tek bir sebebi vardı. Barış sürecine zarar gelmesin idi. Barış sürecinde çok şeyler sineye çekildi. Ne zamana kadar? 7 Haziran seçimlerine kadar. O seçimde AKP´nin doğudaki oyları HDP´ ye gidince. Barış süreci buzdolabına kaldırıldı. PKK biz kandırdı diyerek. PKK ile mücadeleye başlandı. 7 Hazirandan 1 Kasıma kadar 155 şehit verdik. 1 Kasımdan bu güne kadarda 47 şehit verdik. Şimdi Avrupa birliği bakanı Volkan Bozkır ?daha çok şehit vereceğiz? diyor. I Kasım akşamı İzmir AKP il başkanın bu günden sonra şehit gelmeyecek. Şehitlerimizden Allah razı olsun demişti. Bunun anlamı o şehitler sayesinde % 49 oy aldık demektir. Allah ülkemizi her türlü kazada beladan korusun. Saygılarımla.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE´! 07 ? 1 2015 Mustafa KOÇAL
