Bugün hatırlatma günü, diye bir mesaj
geldi. arkadaşımdan.
Neyi, diye telefona sarılıp,
çabucak cevapladım mesajı.
Biraz tedirgin ve meraklı bir haldeydim.
Özel bir gün müydü?
ve ben yine mi kaçırmıştım acaba,
diye kaygılar aklımda çoktan
dolanmaya başlamıştı bile.
Belki düşünmekten,
belki düşüncenin yarattığı dalgınlıktan,
ama en çok da günlerin zamana
yayılmış haline inandığımdan,
özel günlerle ilgili
zaman zaman sıkıntı yaşadığım olur,
hele de özel günleri onlar için çok önemli
olan arkadaşlarım varsa. Ama ne kadar
söylerlerse söylesinler, ben yine
zamana yayılmış haline inanırım
her şeyin; bir arkadaşlığın,
bir ilişkinin, bir bağın, bir dostluğun?
Yanlarında duruşlarımızla,
ihtiyaç anında orada oluşlarımızla,
kurduğumuz bağın hakkını verişlerimizle
yaşattığımıza ve büyüttüğümüze inanırım
bütün yaşadıklarımızı.
Mesaja dönecek olursak,
Hatırlamanın, dedi arkadaşım.
Nasıl yani, diye ısrarla sormaya devam
ettim.
Her gün bir günün ya,
ben de bugünü hatırlama
günü ilan ettim kendimce
ve seni hatırladım, dedi.
İyi ki varsın dedi, iyi ki
arkadaşız.
Şaşkınlıkla okudum mesajı.
Arkadaşlığı, öylesine, hiçbir sebep yokken
hatırlamayı unutmuş olduğumuz için
biraz da yüzü kızarık bir şaşkınlıkla
okudum.
İçimde özel bir günü yine kaçırmış
olmamanın iç rahatlığı, arkadaşımın özel
bir gün olmadığı halde
arkadaşlığımızı hatırlamasının
ve arkadaşlığı kutlamanın
güzel ferahlığı ve hayatın hep üzerinde
durduğum asıl anlamıyla bir daha
karşılaşmanın pırıltılı mutluluğuyla şenlendi.
sakin pazar?
Bugün yeni bir hafta başlıyor.
Yeni bir haftadan önce yeni bir
Gün başlıyor aslında. Ve sanırım
yapmamız gereken daha çok hatırlamak.
Sadece daha çok hatırlamak,
öylesine ve sebepsizce.
Güzel haftalara?