7 Haziranda yapılacak seçim veballi bir seçimdir. Hem ülkenin geleceği, hem de çocuklarımızın geleceğini ilgilendiren bir seçim olması hasbi ile önemli bir seçim olacaktır. Bu seçimin sonunda yeni Türkiye ismi var. Yeni anayasa, başkanlık sistemi, çözüm süreci ile ülkenin bölünmesi söz konusudur. Bizi bekleyen konuları irdeleyelim.
Ülkenin geleceği ile ilgili: Türkiye ismi ile tarihe geçmiş bir ülkeyiz. Türkiye isminin başına neden yeni kelimesi ekleniyor? Cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan Türkiye cumhuriyeti tarihi yok edilecektir. Hatırlayın AKP milletvekili Tülay Babuçcunun 90 senelik reklam arası bitmiştir sözlerinin anlamı. Cumhuriyet ile geçen 90 sene bir reklam arası olarak görülüyor. Yani cumhuriyetin kaldırılacağının itirafıdır. Bu söylemin arkasından yine ayni milletvekili kabul etseniz de, etmeseniz de bu film 2023 de gösterime girecektir sözleri de cumhuriyetin kaldırılacağını teyit etmektir. Son iki üç senedir. AKP 2023 senesini kendilerine hedef olarak koymuşlardı. Her fırsatta hedeflerinin 2023 olduğunu söylüyorlardı. Artık bu hedefin cumhuriyetin kaldırılması olduğunu bu milletvekilinin beyanı ile açıkça ortaya koymuş oldular. 2023'te cumhuriyet kaldırılacak yeni Türkiye ismi altında bir isim konulacak. Böylelikle Türkiye cumhuriyeti tarihi yok edilecek. Kendi tarihlerinin yazılmasını sağlayacaklar. Böylelikler cumhuriyet tarihinde yapılanların hepsini kendilerinin yaptıklarını tarihe geçirecekler. Onun için ben bu yeni Türkiye ismini kabullenemiyorum. Böyle bir isim değişikliğinin olabilmesi için olağan üstü bir şey olmalı ki isim değişikliği olabilsin.
Senelerdir anayasadan şikâyet ederler. Amma yeni anayasanın değiştirilmesine bir türlü yanaşmazlar. Anayasa değişikliğini devamlı seçim malzemesi olarak kullanırlar. Yeni anayasayı değiştirecek çoğunluğu neden istiyorlar? 400 milletvekili istemelerinn bir anlamı olmalı? Kendi anayasalarını yapacaklar. Hiç kimseye bir şey sormadan halka dahi gitmeden mecliste tek başlarına anayasayı değiştirecekler. Hiçbir kurumun, kuruluşun, muhalefetin ve halkın görüşünü almadan anayasayı değiştirecekler. Anayasadan çıkarmak istedikleri Türk kelimesini çıkaracaklar. Türk kelimesinin çıkarılmasını istemeyenlerin görüşleri dahi alınmayacak. Onun için 400 milletvekili istiyorlar. Anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddelerini değiştirecekler. Kafalarındaki anayasayı kendileri yapacaklar. Millete sorma ihtiyacı dahi duymayacaklar.
Başkanlık sistemi gelecek. Başkanlık sistemine geçmenin temelleri şimdiden atılmaya başlandı. İç güvenlik yasası bunun bir göstergesidir. Bu yasanın terör örgütü ile ilgili olduğunu ileri sürüyorlar. Pekiyi terör olayları bu ülkede yeni mi başladı? Şimdiye kadar bu yasayı neden çıkamadılar? Neden seçim arifesine denk getirdiler? Bu seçimlerde çok olumsuz olaylar olacak gibi görünüyor. İktidarı eleştirenler makul şüphe den gözaltına alınabilirler. 400 milletvekiline ulaşabilmek için her şeyi mubah sayacaklar. Artık başkanlık sistemi ile yatıp başkanlık sistemi ile kalkar duruma geldiler. Başkanlık sistemini bu kadar istemelerinin arkasında Türkiye'nin geleceğini değiştirecek istekleri var. Her şeyden önce tek adam yönetimini arzuluyorlar. Ülke için alınacak her karar bir kişinin iki dudağının arasından çıkacak kelimeye bağlı olacak. Böyle bir padişahlık yönetiminden demokrasi beklentisi olabilinir mi? başkanlık sistemi ile ülke çok şey kaybedecektir.
Gelelim çözüm sürecine: Terör sorunu ülkenin sorunudur. Bu sorunun mecliste çözülmesi gerekirken, AKP sanki kendi partilerinin sorunuymuş gibi hareket ediyor. Terör örgütü ile müzakere masasına oturuluyor. Bu masada ne görüşülüyor kimse bilmiyor. Bu görüşmelerde neler görüşülüyor? Görüşme konularını kimse ile paylaşma gereği duymuyorlar. Bırakın meclisteki partilerin milletvekillerini. AKP kendi milletvekillerini dahi bilgilendirmiyor. Hatta bazı bakanların dahi haberi olduğunu zannetmiyorum. Fakat HDP'liler bildiği için kendi vatandaşlarını bilgilendirdiklerinden eminim. Küçük çocuklar dahi burası Kürdistan toprakları dediklerine göre. Halklarını motive ediyorlar. Seçimlerde kendilerine oy vermelerini sağlamış oluyorlar. AKP'nin 400 milletvekili istemesinin bir nedeni de hiç kimse ile istişarede bulunmada kendileri sorunu halletmek istiyorlar. Öcalan yerel yönetimler kanununun çıkarılması için. Haber göndermiş bu yerel yönetimlere yetki kanunu çıktığında özerkliğin yolu açılmış olacak. HDP'liler yerel yönetimler kanunu ile özerkliğin önünün açılmasına kavuşacaklar. AKP de özerkliğin önünü açarak kendisini kurtarmak için. Yerel yönetimlere verilen yetkiyi kötüye kullandılar diyerek kendilerini savunacaklar. Hâlbuki bunlar bilinçli olarak gerçekleştiriliyor. Onun için yapılacak olan bu seçim veballi bir seçimdir. Ülkenin karanlık tünele gireceğini göre göre oy verenler bu vebale ortak olacaklardır. Herkes ülkenin durumunu görerek eline vicdanına koyarak oy kullanmalıdır. Ülkenin ve çocuklarımızın geleceği için kullanılacak her oy. Bizi aydınlığa çıkarır ya da karanlık tünele doğru ilerlemeye devam ettirir. Saygılarımla.
10 02 2015 Mustafa KOÇAL
