Melisa GÖNEN-GENÇ KALEM


Burdur Gölü´nün sözde kaderi

Burdur Gölü´nün sözde kaderi


Ülkemizin varlıklarının kıymetinin bilinmediğini bir kez daha gözler
önüne getirip kelimeler aracılığıyla ülkemiz vatandaşlarına ulaşmak
ve sorunlar üzerinde ortak paydada düşünmek adına keşfettiğim bir
programı hem sizlere tanıtmak hem de izlediklerimi özetleyerek bilgi
paylaşımı yapmak adına bu yazıyı araç olarak kullanmak istedim.

Güven İslamoğlu´nun sunuculuğunu yaptığı ?Yeşil Doğa? programını
izlemenizi tavsiye ediyorum. Koltuğunuzda otururken ülkemizin
doğal kayıplarıyla ve kaybedilmek üzere olan güzellikleriyle
yüzleşebilirsiniz.

Bu programın ?Burdur Gölü ve Türkiye´nin Maldivleri Salda Gölü?
başlıklı bölümünü izledim. Bahsetmek istediğim bu bölümü iki yazıda
sizlerle paylaşacağım.İlk olarak Burdur Gölü´nün karşılaştığı
kötülükleri ve insan etkinliklerinin sonuçlarını paylaşacağım.
İzlediğim bölümde anlatılan sorun şu: Burdur Gölü´nün kuruması.
Şöyle bir soruyla konuya giriş yapılmış: ?Burdur Gölü, Göller
Yöresi´nde yer alıyor. Suyu bol olan bir yerde göller nasıl kuruyor??
Çok haklı bir soruyla araştırmaya başlanmış diye düşünüyorum. Peki,
Göller Yöresi dediğimiz bölge neresi? Göller Yöresi, 5 ilimizi
kapsayan ve Akdeniz bölgemizin güney kısmında bulunan bir
bölgedir.Göller Yöresi Isparta,Burdur,Antalya,Konya,Denizli
topraklarına kadar yayılıyor.Çok özel bir bölge olan bu yöreye bizim
verdiğimiz zarar çok net bir şekilde açıklanıyor.30 yıl gibi bir sürede
65 gölden 31´ini kurutmuşuz.11´i ise kuruma tehlikesi ile karşı karşıya
ve o gölleri sözde ?şefkatli elleriyle? iyileştirecek insanlar nedense
ortalarda yok.Bu varlıklar kurumak veya bu tehlikeyle yüzleşmek
kaderleriymiş gibi kendi hallerine bırakılmışlar.Bu hayatın bize
verdiklerine, dünyayı güzelleştiren şeylere karşı olan bu
düşmanlığımız neden? Neden her şeyi sonunu düşünmeden yok etme
telaşı içindeyiz? Neden günü kurtarmanın peşindeyiz? Doğanın
konuşma şansının olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bizim
ona verdiğimiz zararları gelecekte bize karşı püskürtecek olan odur.

Unutulmamalı ki dünyadaki varlıklar konuşmak için sadece kelimeleri
kullanmaz!
Burdur Gölü adeta geleceğine kavuşmak gelecek kuşakları suyuyla
tanıştırmak mavisini göstermek için bizlerden daha çok mücadele
veriyor.
Gölü besleyen kaynaklar yanlış kullanılıyor ve göl yenilenip nefes
alma şansı bulamıyor. Kaynakların önünün kesilerek barajlar için
kullanılması ve kaçak kuyuların kullanımı gölün kurumasının başlıca
sebeplerinden.Tarımda sulama amaçlı kullanılan Burdur Gölü son 3
yılda 2 metre daha su seviyesi kaybı yaşamış.Üstelik gölde yaşam
mücadelesi veren birçok balık türü mevcut.
Burdur´u besleyen en önemli kaynaklardan biri Bozçay ve üzerinde
yaklaşık 9 tane sulama maksatlı gölet veya baraj var.Sanayi atıkları da
göle ulaşıyor üstelik kimyasallardan arıtılmadan ve gölün tuzluluk
oranıyla beraber doğal kimyasal yapısı bozuluyor.İklimsel bozulmalar
ve yaşanan kuraklıklar yüzünden yağmur suyundan da yararlanamıyor
gölümüz.Bu bölgede de erozyon kaçınılmaz oluyor ve erozyon
karşımıza bir duvar gibi yeniden çıkıyor.
Peki Burdur´da tarımın içinde olan çiftçilerimiz ne diyor ?
Çiftçiler izlediğim bölümde tarımda yararlanmak için yapılan su
çalışmalarının politik olduğuna inanıyorlar. Doğayı korumanın ön
planda olmadığını sadece halkın isteklerini gerçekleştirdik diyebilmek
için göletlerin ve barajların yapıldığını düşünüyorlar.Çünkü o
bölgenin sembollerinden biri haline gelmiş göllerinin eski güzelliği ve
büyüklüğü kalmamış.Çiftçiler sulamayı doğa için daha güvenli
yollarla gerçekleştirmek istiyorlar.En güvenli ve tasarruflu sulamanın
damlama yöntemiyle gerçekleşeceği düşüncesinde olduğumu da
eklemek istiyorum.
Bu bölümde konuşmasına yer verilen bir veterinerin düşüncelerini
gerçekten sizlerle paylaşmak istediğimden kısaca
bahsedeceğim.Yörede yapılan büyükbaş hayvancılığın su ihtiyacının
göller tarafından karşılandığından bahsetmiş.Bu konuda çözüm
olabilecek nitelikte düşünceleri de var.Yonca ve mısırın hayvanların
yiyecek ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli bir yeri olduğundan

bahsetmiş. Bu bitkileri ?su canavarı? olarak nitelendiriyor.
Anadolu´nun su fakiri olduğunu ve büyükbaş hayvancılık konusunda
ısrar edilmemesi gerektiğini belirtiyor.Aromatik
bitkilerin(örn:lavanta) su ihtiyaçlarının az olmasından dolayı bu
bölgede rahatlıkla yetiştirilebileceğini söylemiş.
Ülkemizi tanımamızın ve her bölgenin iklimine göre tarım politikaları
yapmamızın zamanı geldi de geçiyor bile. Farkındalık kelimesini
söyle bir iyice kavradıktan sonra geleceğe ?doğal? bir şeyler bırakmak
için ortak bir amaç doğrultusunda birleştiğimiz zaman? gelecek?
kelimesini rahatlıkla ağzımıza alabiliriz ancak şu durumda gelecek
kelimesi bize birkaç beden büyük geliyor.

  • BIST 100

    9455,59%-0,72
  • DOLAR

    32,59% 0,37
  • EURO

    34,78% 0,16
  • GRAM ALTIN

    2496,79% 0,51
  • Ç. ALTIN

    4168,04% 0,00
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu
  • Pazar 21.3 ° / 6.1 ° Güneşli

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22