Dış politika karalılık ister. Yalpa yapıldığında çok şey kaybedilir. Uygulanan dış politikada ülkeye zarar veriyor. ABD ile müttefik idik. Müttefik olmamız yüzünden. Suriye ile aramızı bozduk. Sözde Suriye de birlikte hareket edecektik. ABD tavşana kaç tazıya tut politikası izledi.
ABD Suriye de terör örgütlerini desteklemeye başladı. Sınırlarımız içerisinde PKK ile mücadele ederken. Birde Suriye’deki PYD ve YPG ile mücadele etmeye başladık. Olayları kısa kısa geçiyorum. Bugüne gelebilmek için. Hem de geçmişi hatırlatmak için. Rusya Suriye olayı başladığında beri Esat’ın destekçisi idi. Amacı Akdeniz’e inmekti. Suriye’yi destekleyerek amacına ulaştı. ABD PYD ve YPG’ye destek olmaya başlayınca.
Rusya Türkiye ve İran’ı Rusya da toplantıya çağırdı. Bu toplantıya PYD ve YPG örgütünün temsilcilerini de çağırdı. Türkiye’nin itirazı üzerine bu örgüt temsilcileri toplantıya katılmadı. Bu terör örgütlerinin Rusya da temsilcilik büroları var. Bu ne demektir? Bu terör örgütlerine destek verdiğinin göstergesi değil midir? Rusya, İran ve Türkiye üçlü bir toplantı yaptı.
Nasıl bir antlaşma yapıldığını açıklamadılar. Fakat şu alenen bilinen bir olaydı. Rusya ve İran Esat’ı destekliyordu. Türkiye’nin böyle bir anlaşmanın içerisinde yer alması yanlış değil miydi? Bu anlaşmadan sonra dış politikanın yönünü çevirdik Rusya ya. ABD ile aramıza mesafe koyduk. Ey ABD demeye başladık. Rusya dan S- 400 füzelerini aldık. Termik santralin yapımını Rusya ya verdik. ABD Türkiye’yi tehdit etmeye başladı.
F- 35 uçaklarını vermeyeceğini söyledi. Yaptırım uygulamaya başladı. Türkiye S-400’leri aldı. Önce parçaları geldi. Sonra yanılmıyorsan bir iki füze geldi. Hepsi geldi mi? Gelmedi mi? ABD bu füzelerin alımına karşı çıktı. Suriye olayı öyle bir hale geldi ki? ABD terör örgütlerine desteğe devam ettiği gibi? Onlarla birlikte hareket etmeye başladı. Amacı Fırat’ın doğusunda Kürdistanı kurdurmaktır. Geldik İDLİB olayına Rusya Esat güçlerini İDLİBE yönlendirdi. Şehitler vermeye başladık. Gözetleme kulelerimiz Rusya destekli Esat güçleri tarafından sarıldı.
Hemen ABD Türkiye’yi desteklemeye başladı. Sanki kendileri terör örgütleri ile birlikte hareket etmiyorlarmış gibi. İDLİB olayında Rusya ile karşı karşıya kaldık. Çünkü Rusya İDLİB olayından taviz vermemeye başladı. Şimdi Bunların hepsini unuttuk. ABD ile 100 milyon dolarlı bir ticaret sözleşmesi yapıldı. Yaşana olaylar ile ticaret olayını karıştırmamak gerekiyormuş. Bu ABD Cumhurbaşkanımıza hakaret içeren mektup göndermedi mi? Hem de Terör örgütü liderinin kendisine yazdığı mektupla birlikte. Cumhurbaşkanının mal varlığının araştırılacağını ileri sürmedi mi?
ABD’nin bütün yaptıkları unutulacak. Onlar gale alınmayacak. Bu olaylardan ticaret anlaşması etkilenmeyecekmiş. Bu ABD değil miydi? Türkiye’nin onuru ile gururu ile oynayan. Türkiye’nin düşmanlarına destek üstüne destek verecek. O terör örgütleri ile birlikte hareket edecek biz bunları unutarak. ABD ile ticaret anlaşması yapacağız.İzlediğimiz dış politika yanlış yolda gidiyor. Rusya Esat güçlerine destek vererek. Oradaki gözetleme kulelerimiz kuşattırdı. Havadan hiçbir şey yapamıyoruz. Ancak uzun menzilli araçlarla ateş ediyoruz. Havadan müdahale edilmeden netice alınmaz.
Rusya Suriye hava sahasını Türk uçaklarına kapattı. Türkiye ateşkes anlaşmasına dönülmesini istiyor. Rusya yanaşmıyor. Hâlbuki ateşkesin kontrolü Rusya da idi. Ateş kesi bozan bizzat Rusya olmuştur. Rusya düşürülen uçağının intikamını alıyor. Yine şehitlerimiz var. Gözetleme kulelerindeki askerlerimizi ne yapıp, yapıp derhal oradan çıkarmalıyız. Artık iş çığırından çıktı. Rus ordusu ile karşı karşıya gelmemiz an meselesi haline geldi. Allah o kulelerdeki askerlerimizi beladan korusun.
Esat ile savaşmak değil. Masaya oturmayı düşünmeliyiz. Yoksa Rusya ile savaşmak durumunda kalmak Türkiye ye pahalıya mal olur. Saygılarımla.
Türkiye laiktir, laik kalacaktır. Ne mutlu Atatürkçüyüm diyenlere! Ne mutlu cumhuriyetçiyim diyenlere! Ne mutlu Türk milliyetçisiyim diyenlere! Ne mutlu varlığım Türk varlığına armağan olsun diyenlere!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 23-02- 2020 Mustafa KOÇAL
