Sosyal medya etkinleştikten sonra çok sayıda mesaj alıyorum, sizler gibi!
?Yeni yılın tüm insanlığa ve ülkemize barış ve mutluluk getirmesi dileğiyle? ve benzerleri!
Sanki ?Yeni Yıl? denen sanal bir zaman diliminde sihirli bir güç var da gücünü kullanıp, dünyaya barış, ülkemize mutluluk ve huzur verecek!
Bir başka ve ilginç bir mesaj türü de ?Hayırlı Cumalar!?
Sanki diğer günler ?hayırsızmış? gibi!
Bayramları, kandilleri, doğum günü-yaş günü-evlilik günlerini sayarsak her an milyonlarca mesaj havalarda uçuşuyor.
Bunlar tabii ki olmalı. Telefon operatörlerine fazladan para kazandırmasının yanında, en azından aramızda iletişim kurmamıza, birbirimizden haber almamıza neden oluyor. Ama bu olanağı yerinde kullanıyor muyuz?
Gerçi eskiden yapılan karşılıklı ziyaretlerin, bir arada yapılan kutlamaların, en azından telefon ile aramaların yerini, bilgisayarların soğuk tuşları tutmaz ama, hiç yoktan iyidir!
Hiç yoktan iyidir ama bu kolaylık bizleri ?TC´nin sorumlu ve bilinçli bireyleri?olarak yapmamız gereken vatan görevlerden alıkoymamalıdır.
Ne demek istiyorum;
2019 yılına girerken de sürekli hatırlamamız gereken görevlerimiz var;
Sanat eseri bir tablo düşünün! Seyretmeye doyum olmaz değil mi?
İşte o tablonun çerçevesi CUMHURİYET, çerçeve içindeki resim DEMOKRASİ ´dir.
Demokrasimizin standartlarını ne kadar yükseltir, özgürlüklerimizi ne kadar çoğaltır, sosyal hukuk devletini ve lâikliği ne kadar korursak tablomuz yani görüntümüz o kadar güzel olmaz mı?
Demokrasi, üzerine yirmi dört saat titrememiz ve korumamız gereken narin bir çiçek gibidir.
Onu bizler, yani demokrasinin nimetlerinden yararlananlar koruyacağız.
Biz görevimizi ihmal edersek başımıza, demokrasinin özgürlük ortamından faydalanıp, demokrasiyi boğmak isteyen orta çağ kaçkınları üşüşür.
Peki, dünyada yalnız yaşamadığımıza, uluslararası kuruluşlara üye olduğumuza, anayasamıza uluslararası yargı kurumlarının kararlarına uyacağımızı yazdığımıza göre, 2018 sonunda Türkiye olarak dünya gözündeki görüntümüz nasıl?
-Ekonomik durumumuz için ?İYİ? diyebilecek bir bilirkişi var mı?
-Dış Politika´da ki ?Stratejik Yalnızlığımızı? inkâr edecek bir uzman var mı?
-Demokrasi ile yönetilen ülkeler sıralamasındaki yerimiz sondan kaçıncı?
-Hukuk Devleti, bağımsız yargı ilkesindeki sıramız sondan kaçıncı?
-Kişi hak ve özgürlüklerindeki bulunduğumuz yer ilk elli devlet arasında mı?
-Yolsuzluk, akraba kayırmak, devleti soymak gibi ağır suçlarda konumumuz ne?
Ben size tek kelime ile söyleyeyim; Berbat!
Peki, bu berbat durumu düzeltmek için ne yapıyoruz?
Allah´ın işi gücü yokta, uzaydan adam gönderip bizim işimizi mi düzelttirecek?
Onu bir kez yaptı Atatürk´ü gönderdi, onun ve devrimlerinin sahibi olabildik mi?
Dua ile, iyi niyet beyanlarıyla düzelecek miyiz?
Bunların hiçbiri olmayacak! Çünkü siyasette mucize olmaz.
Mucize adam da yoktur. Zaten modern toplumlarda ?tek adam? devri çoktan kapandı. Yerine ?Kadro Hareketi? denen birlikte ve birleşik akılla yönetim oturdu! Bizler de böyle yapmalıyız!
Cumhuriyete, demokrasiye, hukuk devletine, Türklüğe, Türk Milletine güvenen vatanseverler durumumuzu düzeltmek için gayret göstereceğiz.
Bu konudaki eylem ve çalışma planımızı 12 Ocak 2019 Cumartesi günü Antalya-Konyaaltı Nazım Hikmet Kongre Merkezindeki Büyük Salonda sizlerle paylaşacağız. Sizler de toplantımıza gelir katkı yaparsanız, Çoban Ateşi daha gür yanacaktır?
Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Aralık 2018
Rifat Serdaroğlu
