Rifat Serdaroğlu (SERDARCA)


BİR CUMARTESİ SABAHI

BİR CUMARTESİ SABAHI


02 Ağustos 2014 Cumartesi sabahı, ev telefonum çaldı. Cep telefon numaramı nasılsa herkes biliyor diye, ev telefon numaramı sadece aile yakınlarıma vermiştim. Önemli bir şey var şüphesiyle, biraz da telaşlanarak telefonu açtım!
“Keçinin sevmediği ot burnunun dibinde bitermiş” diye bir söz var ya, işte tam da öyle! “Değerli İzmirli Vatandaşım” diye başlayan Tayyip Erdoğan’ın sesi…

Hey büyük Allahım,
Bu dünyada iki kişi kalsak bile sesini duymak istemeyeceğim adam, her türlü engeli aşıp benim evime kadar girmiş! Yakalayabilsem, yapacağımı biliyorum ama adamın sesi var kendisi yok! Okkalı bir söylemle, kibarca telefonu Tayyip Erdoğan’ın sesinin yüzüne (!) kapattım.

Bu olay basit bir propaganda aracı olarak görülüp, geçiştirilemez.
-Sadece adı Türk olan Lübnanlı Telekom, hangi hak ve yetkiyle benim ev telefonumu, benden izin almadan başkalarına verebiliyor?
-Tayyip Erdoğan, Lübnanlı Hariri ailesi ile kanka olabilir- iş ortağı olabilir ama bu durum, benim ev telefonumu üstelik tatil günü arama ve beni rahatsız etme hakkını ona vermez.
-Türk insanı salak mı ki, bir makineden gelen Tayyip’in sesiyle düşüncesini değiştirip, ona oy versin? Bence böylesine gayriciddi ve rahatsız edici propaganda yöntemlerinden medet umanlar salaktır!
-Yoksa Tayyip Erdoğan, “Bana bak, telefonunu dinletirim, ayağını denk al mı demek istiyor?
Biz, her askeri darbenin ertesi günü demokrasi mücadelesi verirken, Başçavuş yakınının yanına kaçanlardan, evinin her tarafına asker resimleri asan yüreksizlerden mi korkacağız?
İstersen gönder adamlarını, evimden 24 saat canlı yayın yapacak bir sistem kursunlar. Belki birkaç kelime öğrenirsin!

Esas kafama takılan konu ise şudur;
10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi için sandığa gideceğiz.
“DELİKANLI” diye etrafa hava yapan Tayyip Erdoğan, niçin diğer adaylarla bir araya gelip, tartışmaktan korkar?
Cehaleti- bilgisizliği ortaya çıkar diye mi?
Erdoğan 12 yıldır Başbakan. Öğrenmek isteyen, kafası çalışan biri bu 12 senede dörder seneden üç fakülte bitirebilirdi. Yani Erdoğan “Ben bilmiyorum, dersimi çalışamadım” diye mazeret ileri süremez.
O zaman geriye ne kalıyor? Diğer adayları adam yerine koymuyor, demek ki!
İyi de, Öcalan’ın Adayı Demirtaş, Hukuk Fakültesi mezunu biri. Erdoğan da bu diploma var mı? Ne gezer! Olabilir mi? Mümkün değil!
Hukuk Devleti ilkesini paramparça etmesinden olamayacağı belli değil mi?
Ya Ekmel Bey;
Adamın yazdığı kitapların boyu, Uzun Adam’ın boyundan daha uzun!
Maharet sadece boyunun uzun olmasıyla bitmiyor. O uzun adamın içini bilgiyle doldurmak gerek. Ekmel Bey 5 lisan konuşuyor.
Erdoğan ise “Yes- No- Van münits” ten başka bir şey bilmiyor. Götür Erdoğan’ı Paris’e, Moskova’ya, Londra’ya veya Yunanistan’ın Mikanos Adasına bırak, açlıktan ölür garibim! Tayyip Erdoğan’ın, Ekmel Bey kadar bilgiye sahip olması için daha kırk fırın ekmek yemesi lazım…

Eyy Türkiyeli Delikanlı;
Yüreğin yetiyorsa, tek başına “Haram Havuzundan Beslenen” televizyonlarından birine çık ve beni o canlı yayından ara. Ben sorayım sen cevap ver. Nasılsa telefon numaram sende var. Sana söz veriyorum, zor sorular sormayacağım. Deniz Feneri e.V Davasını ve Bilal Oğlanın vakfını konuşalım yeter!

Tamam mı Türkiyeli? Haydi, bir cesaret et. Bak sana bir telefon kadar yakınım, Çaldır, kapat sana yazmasın, kontörün bitmesin, ben seni ararım.

Sağlık ve başarı dileklerimle 05 Ağustos 2014
Rifat Serdaroğlu

  • BIST 100

    9539,08%0,09
  • DOLAR

    32,49% 0,14
  • EURO

    34,74% 0,11
  • GRAM ALTIN

    2488,08% 1,06
  • Ç. ALTIN

    4168,04% -0,71
  • Cuma 23 ° / 11.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 15.6 ° / 7.5 ° Şiddetli yağmurlu

Balıkesir

19.04.2024

  • İMSAK 04:47
  • GÜNEŞ 06:18
  • ÖĞLE 13:13
  • İKİNDİ 16:57
  • AKŞAM 19:57
  • YATSI 21:22