Eski Cumhurbaşkanı Abdullah, hakkı olmadığı halde Devletin Sarayında oturmaya devam ediyor! Utanmadan, sıkılmadan devletin olanaklarını babasının malı gibi kullanıyor! Maaşını devletten alan saray çalışanlarının hizmetini, “kul hakkını” çiğneyerek alıyor!
Devletin yüzlerce korumasını, onlarca aracını hem kendisi hem ailesi hem de ziyaretçileri, büyük bir umursamazlıkla kullanmaya devam ediyor!
Abdullah Gül, tarihe “DİNDAR CUMHURBAŞKANI” olarak geçmek istediğini söyler!
Hem dindar olmakla övüneceksin, hem dinimizin yasakladığı en büyük günahları ve hukuksuzluğu pişkinlikle yapmaya devam edeceksin…
İşte ben bu karaktere bir ad bulamadın. Siz bir ad bulabilir misiniz?
Yeni Cumhurbaşkanı Recep, ilk evini orman arazisine KAÇAK olarak yaptırmıştı.
Sonra sıcak sulu yüzme havuzları olan yine KAÇAK Villalara taşındı.
Şimdi de Türk Milletinin parasıyla yaptırdığı KAÇAK Sarayda oturuyor.
Serveti şaibeli, çocukları KAÇAK milyar dolarlarla oynayan, Bakanları yolsuzluk-hırsızlık-rüşvet iddiaları ile yargılanan, Fuat Avni’nin dediğine göre, Malezya’daki KAÇAK servetinden 1,5 Milyar Dolar aktarıp Singapur’da gökdelen alan, Yabancı bankalarda gizli hesapları bulunduğu iddia edilen, gariban Müslümanlardan toplanan sadaka paralarını iç edenleri devletin tepe noktalarına getiren ve kendisini DİNDAR MÜSLÜMAN olarak tanıtan bu karaktere de bir ad bulamadım.
Siz bir ad bulabilir misiniz?
Başbakan Ahmet Dışişleri Bakanı iken, konutuna Abdullah Gül el koyduğu için kendisine ayrılan konutunda oturamamıştı!
O da aylık kirası elli iki bin lira olan bir konut kiralamıştı.
Başbakanlık Resmi Konutu hala Cumhurbaşkanı Recep tarafından işgal altında olduğundan, Başbakanlık Konutunu da kullanamıyor. Hala devletin parası sular-seller gibi harcanmaya devam ediliyor!
Ağzını açtığında Horasan Erenlerinden, Hacı Bektaş-ı Veliden, Hazreti Mevlana’dan başka bir şey çıkmayan Başbakan Ahmet, gözünün önündeki yolsuzluklara müdahale etmiyor!
İmar yolsuzluğundan bahsedip, eski Başbakan’ın bilgisi dâhilinde yapılan KAÇAK gökdelenler için verilen yıkım kararlarını korkudan uygulamıyor!
Bilgisi dâhilinde gerçekleştirilen HARAM HAVUZU ile beslenen HAVUZ MEDYASINDAN yararlanmaya devam ediyor! Hırsızlıkları görüyor ama müdahale etmiyor!
Bebek Katili Öcalan’ı devletin muhatabı yapmaktan çekinmiyor!
Türk Devletine diz çöktürüyor, el-etek öptürüyor…
Sonra da NAMUSLU- DÜRÜST bir insan olduğunu söylüyor!
Ben bu karaktere de bir ad bulamadım. Siz bir ad bulabilir misiniz?
Değerli Okurlar;
Tüm bu yanlışları hataları kötülükleri yapanları, dinimizin yasakladığı günahları bilerek işleyenleri, insanları Allah ile kandırmaktan utanmayanları, yüzleri kızarmayanları tanımlayacak bir ad bulamadım.
Müslüman olsalar, sıfırlama operasyonunu yaparlar mıydı? Hem de çocukları ile beraber!
Namuslu olsalar, hiç çalışmayan çocukları aylık kirası 60 Bin lira olan evde oturabilir miydi?
Dürüst olsalar, insanların yüzüne baka-baka yalan söylerler miydi?
Milli olsalar, kendi Milli Ordularının komutanını terörist ilan eden kumpasa alet olurlar mıydı?
Kadir kıymet bilseler, Devletimizin kurucularına hakaret ederler miydi?
Demokrat olsalar, herkesten şartsız biat isterler miydi?
Özgürlükçü olsalar, yasakların arkasına sığınırlar mıydı?
Erdemli olsalar, günahsız insanlara iftira atarlar mıydı?
Tarikat Ehli-Cemaat Erbabı olsalar, dinimizi kullanarak insanları aldatıp servet sahibi olurlar mıydı?
Bulamadım, gün akşam oldu ben bu yaratıklara bir ad bulamadım!
Lütfen yardım edin, kim bunlar? Bunlara ne denebilir?
Sağlık ve başarı dileklerimle 29 Kasım 2014
Rifat Serdaroğlu
