Gazetede bir köşeye sahip olmanın en güzel yanlarından biri halkın isteklerinden bahsedebilmektir. Yaşamda ihtiyaç duyulan şeyleri veya eksikliklerden kaynaklanan sıkıntıları siz okurlarımla paylaşmak ve gerekli mecralara duyurmak için yazı yazmak güzel bir amaca ulaştırıyor beni.
Edincik Mahallesi´nin durakla yaşadığı problemi sizlerle paylaştıktan sonra bu yazımda da otobüslerde yaşadığımız problemleri aktarmak istiyorum. Edincik-Bandırma arasında sefer yapan otobüsler pazar günü hariç diğer günler yarım saatte bir ulaşım yapıyorlar. Ancak sorun yolcu sayısının en yoğun olduğu saatlerde yaşanıyor.16.00-16.30-17.00-17.30 seferlerinde aşırı kalabalık yüzünden can güvenliğimiz olmadan yolculuk yapıyoruz. Üstelik bunun için para ödüyoruz.?Peki o ücret neden alınıyor?? sorusu üzerinde kafa yorması gereken bir belediye olduğunu düşünüyorum. Bu saatler için ek otobüs seferinin halkın can güvenliği için sağlanmasını talep ediyoruz. Otobüste bu eksiklik hakkında konuşan yolcular benden bu konuya değinmemi özellikle rica ettikleri için bu yazıyı yazdım. Bu yazı üzerine bazı düşüncelerin ortaya çıkacağını biliyorum. Örneğin, ?İstanbul´da insanlar ne halde? Halinize şükredin? diye düşünen insanlar olacaktır. Bu tarz olası düşüncelere karşı şu cevabı vermek istiyorum: Sorunu sorunla kapatmak bizi hiçbir amaca, hiçbir yarara ulaştırmaz. Sorunların üstesinden gelmek için ?karşılaştırma yapmak ? yerine ?karşılaşılmaması gereken? kötü durumlar için ne yapılmalı diye düşünmeliyiz.
Halktan alınan bu ücretler daha güvenli ve daha sağlıklı yolculuklar sağlamak için değil mi?
(Kötü tarafından başlayarak düşünelim.) Olası bir kaza durumunda içinde bulunduğumuz otobüsten kaç yaralı çıkar-kalabalık içinde ezilenleri de düşünerek- tahmin edelim, ya da bu saatlerde yaptığımız yolculukların iyi taraflarını arayalım. Ben iyi yanını buldum. En azından camları açıp hava alabiliyoruz(!) O kadar insanın etten duvar ördüğü otobüs içinde nefes de alamayabilirdik maazallah!
