50 bin kişi, arenayı tıklım tıklım doldurmuştu. Ünlü matador, hârika bir boğa güreşi çıkarıyordu. En tehlikeli hücumlardan kendisini zarif hareketlerle sıyırıyor, dönüp, halkı selâmlıyordu. Matador, boğanın her tehlikeli hücumunu atlattığında, halk, çılgıncasına havalara sıçrıyor, “ole, ole” diye bağırıyordu. Herkes sustuktan sonra titrek bir ihtiyar, ayağa kalkarak, “ole, ole” diye bağırıp, yerine oturuyordu. Bu durum, birkaç kez tekrarlandı. Nihayet, yanında oturan adam, gırtlağına sarıldı, ihtiyarın: -Ulan, sen de bizimle birlikte bağırsana! Neden herkes sustuktan sonra ayaklanıp, tezahürat yapıyorsun? İhtiyar, sâkin bir şekilde yanıtladı -Niye kızıyorsun birader? Siz, matador için “ole” diye bağırırken, ben kızıyor muyum? Hem, ne hakla karışıyorsunuz, benim, boğanın tarafını tutmama?
