İlhan BERK´le başlayayım, dedim.
?Şimdi, ne olur... ak usul usul
güzel ırmak
bir köyün gökyüzü oluncaya dek
ak usul usul... çapkın serseri
bütün kadınlar seni sevinceye dek
Şimdi, ne olur... git usul usul
uzaklarda acı dolu olana
dinledim tarlakuşunun yalnızlığını
belki sonu, çünkü sonu, sanki sonu
bahardı.
ben şiiri siz ölünce anladım
dünyada sizinle İstanbul olmak vardı.?
XX
Ben şiirsiz ne yaparım ?
Kendisi şiir olan hayatın şiirsiz öksüz kalması olası mı? Sevginin ve aşkın tohumu olan şiirsiz hayat olur mu ? Sabahın serinliğinde hayata şiirle merhaba demiyor mu güneş ? Serçeler tapınmıyor mu sanıyorsun hayata o şiirsel şarkılarıyla ? Yukarı mahallenin yoksullarını hayata sımsıkı bağlayan umudun içinde şiir yok mu sanıyorsun.
Aldanıyorsun.
İşte şimdi Oktay Rıfat düştü aklım -
?girin satıcılar evimin
bülbülleri;
girin girin bahçemden içeri
üzüm satın, armut satın
nar satın bize
dağlar görünürken
kapıda arkanızdan
indirin tüy gibi küfeyi
sırtınızdan
bir elmada bir mevsim dolsun
evimize....?
XX
Ben şiirsiz ne yaparım ?
Aç kalırım, susuz kalırım ölümüne, ama şiirsiz ne yaparım. Aşkın ateşi, sevginin gıdası, hayatın kendisi olan şiirsiz, ben ne yaparım.
Ölürüm.
?sen o karanfile eğilimlisin
alıp sana veriyorum işte
sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
o başkası yok mu bir yanındakine veriyor
derken karanfil elden ele....?
Alın şiiri birine verin, sevgi gibi, aşk gibi, sıcak somun gibi....Okusun, içsin, yesin diye insanlar, bakın nasıl büyür dostluk, dayanışma, sevgi ?
Ben şiirsiz ne yaparım ?