Bu gün geçmişten günümüze doğru baktığımızda özellikle batı kentlerimizde göçlerle başlayan nüfus artışı ile beraber kentleşmenin hız kazandığını görüyoruz. Daha düne kadar 5-10 bin olan kasaba nüfuslarının bu gün 30-40 binlere dayandığını, 50 bin ve civarındaki büyük kasabaların ise 150-200 binlere dayandığını görüyoruz. Bu arada 250 bin ve üzerindeki mega kasaba ve illerimizin sayısında da büyük artışlar olduğunu söyleyebiliriz.
Hızlı nüfus artışı ile beraber bayındırlık hizmetleri ve beraberinde de hızlı kentleşme ile beraber tüm sosyal yaşam kompartımanlarında hızlı ve çağdaş bir planlamanın gerekliliği artık kaçınılmaz olmakta.
Tüm bu belediyelere ait işleri planlarken sorunun diğer tarafında da belediye ekonominin iyi yürütülmesi konusu var. Demem o ki planlamanın yanında harcama ile beraber gelir kaynaklarının dengeli götürülebilmesi de önemli. Bu manada mevcut sistemimizde belediye başkanlarımızın belediye meclisleri ile beraber bu işleri götürmeye çalıştıklarını görüyoruz.
Özellikle kent nüfusunun 100 binlere dayandığı ve hatta 200 bin ve yukarıda olan yerlerdeki yönetimlerde işlerin çok da kolay olmadığını, bu manada belediye başkanlarımızın iki değil onlarca karpuzu bir koltukta taşımaya çalıştıklarını görüyoruz. Ne kadar başarılı oluyorlar bunu kestirmekte çok zor ama buna da o yöre seçmenlerinin karar vereceğini görmemiz gerekiyor.
Hangi açıdan bakarsak bakalım günümüz dünyasında ihtiyaçların çok çeşitlendiği güncel yaşam dinamikleri içinde yaşıyoruz. Yol, su, elektrik, temizlik, çöp toplama, çevresel sorunlar, sosyal donatılar, kültür ve sanat faaliyetleri, imar ve bayındır hizmetleri, tertip ve düzenleme faaliyetleri gibi çok çeşitli sorunlar üzerine çözümler getirebilmenin bir takım oyunu ile daha çabuk ve de daha kolay olabileceğini düşünüyorum. Demem o ki aynı hedefe yürüyen siyaseten seçilmiş kişilerin başkanlar ile beraber sorumluluk almaları ile örneğin seçilen meclis üyeleri arasından eskiden parlamenter sistemde olduğu gibi başbakanın seçtikleri ile siyasi bir takım olarak birlikte kadrolu olarak çalışmanın çok daha faydalı olabileceğini düşünüyorum.
Böyle bir seçim içinde seçimler öncesi partili sorumluların meclis üyelerini belirlerken çok daha seçici, çok daha araştırıcı olabileceklerini düşünüyorum. Yani belediye başkanının seçerken BELEDİYE BAKANLARI seçiminde de hassasiyet göstereceklerine inanıyorum.
Sonuç olarak kentlerimiz her geçen gün büyümekte. Yeni yeni sorunların çıkmakta olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla aynı başkanlar gibi belediye hizmetlerinde 7/24 maaşlı olarak sorumluluk alabilecek en az iki Belediye Bakanı statüsünde iki veya üç siyasinin görev almasıyla yerel yönetimlerimizin çok daha güçlü olabileceğini düşünüyorum.
