Gazeteciliğin özünde eleştiri vardır. Gerçek gazeteci, halkın gerçekleri öğrenmesi ve bilgilenmesi amacıyla görevini sorumluluk duygusu içinde yürütür. Kafasında ise yalnızca meslek ilkeleri ve ahlakı vardır. Biz de bu çizgide, hiçbir maddi-manevi çıkar gözetmeksizin görev yapıyoruz.
Bu arada, eleştirdiğimiz kişilerin ve yöneticilerin yanlarında çıkarları doğrultusunda bulunup, “Kraldan çok kralcı” olanların, “Bakın, sizi eleştirmişler. Bunları kullanıyorlar” dediklerini çok iyi biliyor ve gülüyoruz. Çünkü bir işimizi yapıyoruz.
Gazeteciliğin özünde eleştiri olduğunu belirtmiştik. Gazeteci tabii ki bu görevi vicdanı doğrultusunda, özgürce kamuoyuna aktarırken, yeri geldiğinde doğruları ve güzellikleri de dile getirmesi kadar da doğal bir olay düşünülemez.
Sosyal medyadan genellikle uzak kalmaya, karşılıklı diyaloglara girmemeye özen gösteriyorum. Çünkü düzeyli bir yazışma ortamından uzak, sık sık saldırıya, iftiraya, çamur atmaya yönelik bir konuma girdiği bir gerçek, sosyal medyanın.
Yalnız sosyal medyada değil, gazetecilikte de polemiklere girmenin hiçbir yararı olmadığını bildiğimden, medya tartışmalarına da girmiyorum.
Neyse, konuyu dağıtmadan, yeniden gazeteciliğe dönelim. Gazetecinin, eleştirinin yanı sıra “güzellikleri yazma” görevi olduğunu da belirtmiştim.
Bayramda, sosyal medyada, kısa bir paylaşım dikkatimi çekti.
Yaklaşık 5 ay kadar önce Bandırma-Erdek karayolu yanındaki sazlık-bataklık bir alanı “Unutulmuşlar Kasabası” ismi altında, at, köpek, güvercin, tavuk, horoz….incinmiş, terk edilmiş, problemli, işkence görmüş hayvanlar için adeta bir yaşam merkezine çeviren Haluk Kenanoğlu, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı:
“Bugün evlatlarımın bayramını kutlamak için yanına kendi evladı olan ‘Gölge’ köpeği de alarak Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun amcaları geldi. Bu nazik ziyaretinden ötürü hem sayın belediye başkanımıza, hem de yakışıklı oğlu ‘Gölge’ye çok teşekkür ediyorum.”
Başta sokak hayvanları olmak üzere tüm hayvanları seven bir kişi olarak, Belediye Başkanı Av. Tolga Tosun’un, “Unutulmuşlar Kasabası”na ziyareti beni duygulandırdı. Kendisini kutluyorum. Sevgili başkanın, bu arada, Haluk Kenanoğlu’ndan, “Unutulmuşlar Kasabası”nın ihtiyaçları hakkında ayrıntılı bilgi alıp, bu ihtiyaçların giderilmesi konusunda destek vereceğinden hiç kuşku duymuyorum.
“Unutulmuşlar Kasabası”nı kuran Haluk Kenanoğlu’nun tamamıyla cebinden karşılamaya çalıştığı harcamalara artık yetemediği ve maddi-manevi desteğe gereksinim duyduğu gerçeğinin altını çizerken, onun şu çağrısını tüm hayvan severlere duyurmayı bir görev biliyorum:
“Gelin, burayı görün. İsterseniz ve buraya yem getirmeyi düşünürseniz, hayvanları birlikte doyururuz.”
“Unutulmuşlar Kasabası”nı sakın unutmayın!
