Bu topraklar üstünde binlerce yıldır, birçok halk beraber yaşamıştır. Bazı halklarla büyük acılar, ayrılıklar, çatışmalar yaşanmış, Ermeni ve Rum halkı göçmek zorunda kalmıştır.
Tarih, yanlışı bağışlamaz.
Politik yanlış ve hatalar halklara çok pahalıya ödetilir.
Aynı dinden olan ama iki ayrı halk olan, Türk ve Kürt halkları, çok uzun süren savaşlar yaşamışlardır, ya aynı safta ya karşı karşıya. İç ve dış politik yanlışlıklar, uygulamalar, iki halkın, birlikte, barış içinde yaşamasını engellemek için çok kurnaz, çok tehlikeli oyunlar kurgulamışlardır, bu iki halk üzerinde. Kırk yıldır süren iç savaşın, başkaldırının bedelini anlatmak her zaman acı vermiştir insanlara. Türklere de, Kürtlere de.
Bu acılara son vermenin bir tek yolu vardır: Barış, ille de barış!
BARIŞIN "AMA"SI OLMAZ
Barış, ama... diye başlarsanız, insanların yüreklerinde yer alan acının korunu üflersiniz, yaraları deşersiniz.
Yaraları deşmek, yeni acımasız ölümler yaşamamak, ülkemizin gençleriyle beraber, birlik içinde, yeni-güçlü-demokrat-çağdaş bir Türkiye yaratmak için barış, ille de barış diyorum.
X X X
Var olan can yakıcı sorunları açık yüreklilikle, korkmadan, ötekini yok saymadan, saygı ve sevgiyi yitirmeden tartışmak için, çocuklarımızın canını kurtarmak, ocaklara düşen ateşi söndürmek için:
BARIŞ !
İlle de barış, diyorum.
Bir sosyalist olarak, Türk ve Kürt halklarının bu güzel topraklar üzerinde, barış içinde, birlikte, dinsel ve ırksal faşizme direnerek, dayatılan gericiliğe dik durarak, demokratik, çağdaş, varsıl ve mutlu bir ülke yaratacaklarına inanıyorum.
Bir gün mutlaka.
BARIŞ!
İlle de barış, diyorum.
