Hayatın siyahı olduğu kadar beyazı da var. Gündüzü olduğu gibi gecesi de var. Beyazı görüp siyahı unutmamalı. Geceyi görüp sabahtan umudu kesmemeli.
Bizler siyahı gördük, geceleri üzüldük; ağladık sabah olmayacakmışçasına, gözlerimizin ıslaklığından gündüz güneşi fark edemedik. Acıları çok çok yaşadık, kayıplarımız oldu. Peki, zaman geçti de kayıplarımızın yeri doldu mu, aldığımız dersler oldu mu?
Deprem, bizim bir rafa kaldırdığımız ama gözümüzün önünde duran gerçeğimiz. Hiç başımıza gelmeyecekmiş gibi düşünüyoruzonuve böylece hayatımızı önlem almadan devam ettiğimiz bir gerçekle yaşıyoruz. Aslında bir vatandaş için önlem almaktan bahsettiğimizde sadece belli kapsamlar söz konusu olabiliyor. Bir vatandaşı kurtaracak olan hazırladığı deprem çantası değildir. Devletin her an deprem olabilecekmişçesine düşünerek hazırladığı kapsamlı politikalar ancak kurtarıcı olabilir. Elinde deprem çantalarıyla yıkılmış binalar altında kalan insanların yardımına koşmanın vereceği çaresizliği yaşamak yerine, zamanında uzmanlarla işbirliği içinde hazırlanan projeleri uygulamaya koymak ve projeleri sürekli güncel olacak şekilde aktifleştirip, geliştirmek doğaya karşı yapılacak en haklı ve avantajlı savunmadır. Sığınmaya, barınak olarak kullanmaya uygun yaşam alanları tasarlamak, yaşama hakkımızı bize tanıyacak en gerekli önlemlerin başında gelir. Bu yaşam alanları kapitalist sisteme peşkeş çekileceğine, yaşamımız adına teminatımız olmalıdır.
Uzmanların söylediklerinden yaptığımız çıkarımlar ve neredeyse her gün gazetelerde çıkan güncel deprem bilgilendirmeleri bize çok fazla zamanımız kalmadığı hissini uyandırıyor ama bir türlü gerekli kişiler uyanmıyor! Kelimeleri bir araya getirip uzunca başımıza gelebilecek senaryolar hakkında yazmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Yani devletin bundan sonra yapacağı şeyler binlerce kelime kadar çok ve aynı zamanda bir kelimenin ağızdan çıkması için gereken süre kadar kısa bir zamanda gerçekleşmiş olmalı. Bunca yıl güçlü politikalar uygulanmadı. E bundan sonrasında deprem hazırlıkları adı altında yapılan çalışmalar da az zamanda yapılacak en doğru hamlelerden ibaret olacak.
Başımıza gelmez, daha çok zaman var demede, başımızı sağlam bir çatıdan dışarı çıkarabilmek için tüm vatandaşlar uzmanlar tarafından bilgilendirilmelidir. Acil durum planları medyada yaygınlaştırılmalıdır. Görüşlerim naçizane bunlardır, haberlerden gözünüzü kulağınızı eksik etmeyesiniz.
