Mustafa KOÇAL (BALIKESİR RÜZGARI)


AKLANIYORLAR

AKLANIYORLAR


Türküm, doğruyum, çalışkanım.

İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna adı karışan 4 bakan. Bakanlıktan istifa ettirildi. Operasyonu gerçekleştiren ekip görevden alındı. Yerlerine yeni ekip atandı. Bu ekip bu 4 bakan için fezleke hazırladı. Fezlekeler adalet bakanlığına gönderildi. Birkaç gün sonra bu fezlekeler geldiği yere geri gönderildi. Daha sonra bu fezlekeler meclis başkanlığına gönderildi. Bu gidiş gelişlerde neler oldu bilinmiyor.

Mecliste görüşüldü. Fakat fezlekeler mecliste okunmadı. Bu fezlekelerde bu bakanlar ne ile suçlanıyor? Bunu milletvekillerinin bilmesi gerekirdi. O günkü oturumda AKP milletvekilleri soruşturma açılması için önerge verdiler.  Geçtiğimiz pazartesi günü mecliste bu fezlekelerin görüşmesi yapıldı. Meclisteki görüşmeden önce bu 4 Bakan AKP gurubunda milletvekillerine savunma yaptırılmış. Mecliste yapılacak görüşmenin antrenmanı yapılmış. Aradan 4 ay geçti. Neden şimdiye kadar AKP milletvekillerine bu 4 bakan savunma yapmadılar da. Mecliste yapılacak görüşmeden önce yapıldı? Bu anlamlı bir olaydır.

AKP 4 bakan için müşterek bir araştırma komisyonu kurulması için önerge veriyor. Muhalefet her bakan için ayrı araştırma komisyonu kurulması için önerge veriyor. AKP’nin çoğunluğu olduğu için verdiği önerge kabul ediliyor. Bu 4 bakan için tek bir fezleke hazırlanmış değil. Her birisi için ayrı fezleke hazırlanmış. Her bakan için suçlamalar ayni değil. Her birisi için yapılan suçlama ayrı olduğu için. Her birisi için ayrı araştırma komisyonu kurulması gerekirdi. Hem daha çabuk sonuç alınırdı.  Hem de daha kapsamlı bir araştırma yapılırdı. Komisyona iki süre veriliyor. Bu komisyonun bunu iki ayda bitirmesi mümkün değil. İki ay sonra tekrar süre isteyecekler. Meclis tatile girecek. Tatil sonu tekrar çalışmaya başlayacaklar. Ekim ayının sonu gelecek. 2015 yılı bütçe çalışmaları başlayacak. Sonra genel seçim dönemi derken millete bu olaylar unutturulacak. Komisyonda AKP’nin komisyon üyesi fazla olduğu için istedikleri gibi olayları değerlendirecekler.

Gelelim görüşmede bakan beylerin savunmalarına. Savuma yaparken insan biraz edepli olur. Yapılan savunma biraz inandırıcı olur. Meclis TV o günkü oturumu yayılamadı. Bilerek yayın olmadığı gün de bu görüşme yapıldı. Muhalefet bu oturumun yayınlanmasını istiyor. Meclis başkanı “anlaşmamızda bu gün yayın yok” diyor. TRT ise “maç yayınları aksar” diyor. TRT maçları yalnız TRT 3 de yayınlamıyor ki? Bu oturumun millet tarafından izlenmesi istenmemiştir.

Zafer Çağlayan savunma yapıyor. Bağırıyor, çağırıyor, sağa, sola hakaretle yağdırıyor. Yukarıda yapılan savunma biraz inandırıcı olur dedin. Bakın nasıl savuma yapıyor. “ Gazetede saatin reklamını gördüm. Hoşuma gitti! Firmayı aradım! Firma bu saati özel imal ediyoruz dedi. İki gün sonra firma beni aradı saati alacak mısınız? Diye sordu. O anda da Zarrab yanımda idi. ‘Bizim orada şubemiz var. Saati biz aldırırız’ dedi. Parasını da ben ödedim. Mal beyanında da bildirdim. Faturası saati alanın üzerine, garanti belgesi benim üzerime işte garanti belgesi” diye savunma yapıyor. Firmanın Zafer Çağlayanın aradığı anda yanında şarkıcının kocasının olması ne kadar büyük bir tesadüftür. Böyle tesadüflere can kurban, öyle değil mi? Birde takı meselesi var. İddiaya göre altın almış. Düğüne gidip o altınları takmış. Orada bir sarraf söylemi geçiyor da takı alınan sarraftan mı bahsediyor? Yoksa şarkıcının kocasından mı bahsediyor? Anlaşılmadı. “İspat etmeye şerefsizdir, alçaktır, namussuzdur” gibi sözler söyleyerek aklanacağın zannediyor.

Muammer güler “hepsi iftira bizim üzerimizden iktidarı yıpratmak istiyorlar. Verilemeyecek hesabım yok. Hepsi montaj” diyor. Amma oğlunun evinde bulunan 7 para kasasından, para sayma makinesinden, paralardan hiç bahsetmiyor. Bir iddia var. Oğlu ile yaptığı görüşme var, ortada. Kaseti bizde dinledik. “Oğlum ne kadar paran var? Üç beş kuruş! Oğlum ne kadar? Bir trilyon kadar, paraları buldular mı? Yeni arıyorlar! Kayıt dışı danışmanlı yapıyorum” dersin. Bu konuşmalar basında yer aldı. O zaman şöyle demişti “ oğlum iş yerini kapattı kasaları oradan getirdi. Paralarda ev sattı. Onun parası” demişti. Hiç montaj falan demiyordu?  Savunmasın da bunlara hiç değinmedi.

Egemen Bağış “yüce dininizle alay ettiğimi söylediler. Sizde hiç utanma, arlanma yok mu? Ben öyle bir şey söylemedim” diye herkese hakaret etti. Meclisi birbirine düşürdü yumruklar konuştu. Meclis değil? Mübarek yer! Sanki arena! Bayraktar efendi savunma yapmadı. Çünkü mahkemenin takipsizlik kararı vermesi ile aklanmış oldu. Meclisteki bu konuşmaları ve o hakaretleri ve yumruklaşmaları gördükçe kaba kuvvetle bu olayın kapatılacağına inandım. Saygılarımla.

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti! Yaşasın Atatürk milliyetçiliği! Yaşasın Türk milleti! Yaşasın Atatürk’ün askerleri! Yaşasın Atatürk sevdalıları!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 07 – 05 – 2014 Mustafa KOÇAL 

 

 

 

  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,54% 0,13
  • EURO

    34,87% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2434,65% 0,09
  • Ç. ALTIN

    4017,93% -1,36
  • Salı 28.5 ° / 14.1 ° false
  • Çarşamba 26.4 ° / 14.4 ° Güneşli
  • Perşembe 21.3 ° / 10.9 ° Güneşli

Balıkesir

23.04.2024

  • İMSAK 04:40
  • GÜNEŞ 06:13
  • ÖĞLE 13:12
  • İKİNDİ 16:58
  • AKŞAM 20:01
  • YATSI 21:27