Adalet ve Kalkınma Partisi Bandırma İlçe Başkanı Alp Bostancı, Bandırma´da, Marmara İlkokulu bahçesindeki 17 çam ağacının kesilerek, yerine 24 ek derslikli yeni bina yapılmasını eleştiren haberim üzerine, sosyal medya üzerinden bana çok saygılı ve düzeyli şu mesajı atmış:
?Saygıdeğer ağabeyim ve üstadım,
Bandırma Belediyesi´nin sorumluluğunda olan yerlerde, vatandaşlarımızın bizzat şikayette bulunarak itiraz ettiği ancak buna rağmen kesilen ağaçları görmüyorsun da, ihtiyaçtan ve deprem güvencesi ile yapılacak ilköğretim ve ortaokul inşaatları için kesilecek ağaçlara mı eleştiri yapıyorsun? Lütfen, gözlerinizi adaletle açın ve gerçekleri biraz daha yakından görün. Hatta kesilen ağaçların mahallelerindeki vatandaşlar ile de görüşün. Tavsiye ederim. Gerçekleri görecek ve anlayacaksınız. Saygılarımla.?
Sevgili ilçe başkanı Alp Bostancı kardeşime şunları söylemek isterim.
Birincisi, Bandırma Belediyesi´nin ağaç katliamı yaptığı bir yeri inanın ben bilmiyorum. Varsa gösterin, hatta birlikte gidelim ve yerinde görelim. Doğa ve çevre konusuna hiçbir zaman parti açısından bakmadım, bundan sonra da bakmayacağım. Hangi parti yaparsa yapsın, bu konuda tepkimi ortaya koyacağımdan kuşku duymayın.
İkincisi, siz Adalet ve Kalkınma Partisi´nin ilçe başkanısınız. Eğer varsa, Bandırma Belediyesi´nin ağaç kesimleri konusunda bir gün olsun neden ciddi tepkiler göstermediniz? En azından, bu konularda basın toplantıları düzenleseniz, inanın katılır ve tepkilerinizi yazardık.
En önemlisi de şu, sevgili başkanım. Eğer, bir kurum veya kişi, diyelim ki, ağaç katliamı yaptı. Onlar yaptı diye, Marmara İlkokulu´nun bahçesinde, çocukların tüm oyun alanlarını da ellerinden alacak şekilde 17 adet, yaklaşık 30 yıllık çam ağacının da mı katledilmesine seyirci kalacağız?
Sayın başkanım,
İnanın ben sadece doğanın ve çevrenin sesine kulak veriyorum, başka hiç kimsenin değil. Konuya asla ve asla siyasi bakmıyorum. Çünkü biliyorum ki doğa, kendisini hançerleyenleri unutmayacak ve cezasını verecektir. Ne yazık ki, doğaya verilen zararın olumsuz sonuçlarına yalnız biz değil, çocuklarımız ve torunlarımız da katlanmak zorunda kalacaktır.
Anlaştık mı sevgili Alp Bostancı?
