Türküm, doğruyum, çalışkanım.
İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
Senlerdir açılımdan bahsediyoruz. Açılım aşama aşama uygulanacaktır. Birinci aşama teröristlerin ülkeden dış ülkelere çekilmesi idi. Hattı zatında bu tabir yanlış kullanılmış idi. istila ettikleri bir bölgeden çekilme olur. PKK’nın sınır ötesine çekilmesi diye bir şey söz konusu olamazdı. Çünkü istila ettikleri bir bölge yani yerleşke yerleri yoktu. PKK’nın kine terk etme denirdi. Yani PKK Türkiye topraklarını terk edecekti. Ayni zamanda silah bırakacaktı. Ülkeyi terk ettiler mi? sözde bir gurup terörist ülkeyi terk etti. Terk edenlerde zaman içersinde geri döndü. Çekilme diye bir şey olmadı. Hatta o zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan bizi kandırdılar demişti. Silahsızlaşacaklardı buda olmadı. Açılımdan sorumlu başbakan yardımcısı Beşir Atalay PKK’ya silah yardımı yapılmalıdır dedi. Selahattin Demirtaş PKK ordu kurmalıdır dedi. Nerede kaldı açılımın birinci aşaması? Açılımın birinci aşaması tamamlanmadan ikinci aşamasına nasıl geçilecek? Silahsızlandırılacak olan terör örgütüne Türkiye’nin bilgisi dâhilinde silah yardımı yapılıyor. PKK’ya belki bizde silah yardımı yapacağız.
IŞİD da karşı oluşturulacak koalisyona Türkiye de dâhil oldu. Şimdi IŞİD da terör örgütü diyemeyen. Ve IŞİD’ın elinde 49 vatandaşı rehin durumda olan Türkiye’nin bu koalisyondaki tutumu nasıl olacak. Bu 10 ülkenin koalisyonunun yönetimi ABD de olacak. ABD’nin şu anda bir kara harekâtı yapma düşüncesi yok. Havadan bombalama yapılması gündemde. Bu havadan bombardıman nasıl gerçekleşecek. Türkiye toprakları kullanılacak. Diyarbakır, Malatya ve incirlik hava üslerinin kullanılacağı kanaatindeyim. Sonunda temizlik için kara harekâtına ihtiyaç duyulacaktır. Türkiye bu kara harekâtının içersinde olacak mı? Olduğu tekdirde Peşmerge, PKK ve Türk ordusu ayni safta. IŞİD de karşı birlikte mücadele edeceklerdir. Ayni zamanda bunlara silah yardımı da yapılacaktır. Daha bu işin açılımı mı kaldı? Artık açılımın sonu gelmiştir.
Bazı iddialar var. IŞİD elindeki rehineleri öldüreceği tehdidinde bulunmuş. Ayrıca daha önceki bir yazımda IŞİD şehirlerde eylem yaparsa ne olacak demiştim. IŞİD büyük şehirlerde eylem yaparım tehdidinde bulunduğu iddiası var. Şu başımıza gelenlere bakın. Bunlar başımıza iktidarın dış politikası yüzünden gelmiştir. Suriye bataklığına girilmesin diye defalarca iktidar ilgili kuruluşlarca ikaz edildi. Esat’ı devireceğiz diye direndiler. Suriye ile harbi bile göze aldılar. Esat yerinde durduğu gibi kuzey Suriye de komşumuz bir IŞİD devleti kuruldu. IŞİD’ın kontrolünde olan bu bölgeden. Topraklarımız içersindeki bir köy evinin bahçesine roket atıldı. Bu roket bilerek atılmıştır. Türkiye için bir ikaz işareti olmasından başka bir şey olamaz. Her geçen gün orta doğu bataklığına batıyoruz. IŞİD da silah yardımız yaptığımız dış ülke basının da devamlı yer alıyor. Bunlara bir yalanlamada gelmiyor. Türkiye’yi IŞİD konusunda köşeye sıkıştırdılar. Kaçacak bir tarafımız kalmadı. Sınırlarınızı terör örgütlerine kapatın diyorlar. Ülkemizin sınırlarını kevgire çevirdiler. Sınırlarımızı kontrol edemez duruma geldik. Neden? Suriye topraklarına bu örgütlerin girmelerin izin verdik. IŞİD ile Esat’ı devireceğimizi zannettik. Ejderhayı kendi elimizler yarattık yaratmakla kalmadık besledik kontrol edilemez bir ejderha haline getirdik.
Şam da Cuma namazı kılma sevdamız bizi ne hallere getirdi. IŞİD gibi bir ejderhayı yarattık. Şimdi bu ejderha yüzünden başımıza gelenlere bakın. Bizde bir söz vardır. Besle kargayı oysun gözünü derler. Şimdi beslediğimiz kargadan nasıl kurtulacağımızı bilemez hallere düştük. IŞİD de terör örgütü diyemedik. Türkmen kardeşlerimizi kurşuna dizdiler. Topraklarından ettiler ses çıkaramadık. Konsolosluğumuzu bastılar. Konsoloslukta çalışan vatandaşlarımızı rehin aldılar. Ter yağdan kıl çeker gibi vatandaşlarımızı kurtaracağız dedik. Üç aydır rehin alınan vatandaşlarımız için. Bir çıkar yol bulamadık. Birde büyük devletiz diye övünüyoruz. Büyük devlet tek bir vatandaşının burnunun kanatılmasına izin vermez. Tek bir soydaşının kurşuna dizilmesine tahammül edemez. El âlem bir tek vatandaşı için taş üzerinde taş bırakmıyor. Esat’ı devirebilmek için savaşı dahi göze aldık. Gerekirse savaşırız dedik. Ülke öyle bir çıkmaza sürükleniyor ki. Başımıza neler gelecek onu dahi bilemiyoruz. Allah sonumuzu hayır eylesin. Ülkemizi iyi şeyler beklemiyor. En çok korktuğum ise gözü dönmüş, acımasız, cani IŞİD’ın ülkemizde eylem yapmasından ve elinde rehin olan vatandaşlarımızı şehit etmesinde korkuyorum. Saygılarımla.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!
Yaşasın Atatürk milliyetçiliği!
Yaşasın Türk milleti!
Yaşasın Atatürk’ün askerleri!
Yaşasın Atatürk sevdalıları!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! 12 – 09 – 2014 Mustafa KOÇAL
