Aklımızı biraz siyasetten dışarıya çıkartabilsek sanırım ülke olarak iyi işlerin yapılmasında ortak düşünceler etrafında buluşabileceğiz. Özellikle 2010 sonrası hayata geçirilen havaalanları, yollar, köprüler, tüneller, barajlar, sulama kanalları, yerli ve milli olarak adlandırdığımız savunma sanayindeki olağan üstü gelişmeler millet olarak gurur duyabileceğimiz büyük projeleri sıralarken aklıma 2009 dolaylarında hayata geçirdiğimiz yüksek hızlı tren gibi önemli çalışmanın nasıl küçümsenmek istendiğine dair bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum..
Yazımın başında neden siyasetten dışarı çıkmamız gerektiğini söylerken aklıma yaklaşık 3-5 yıl önce Erdek’te çay bahçesinde misafir arkadaşlarımızla aramızda konuşurken konu YHT’lerden açılmıştı. İzmir’den gelen arkadaşım biran da alevlenerek YHT gibi bir trenin olmadığını, yapılanın mevcut trenlerin hızın arttırılması olduğunu ve hatta konuyu daha da ileriye taşıyarak bunu bile kullanamadıklarını, Pamukova dolaylarındaki kazayı hatırlatarak hala bizim gibi buna inanan insanların olduğunu ciddi ciddi örnekler vererek anlatmaya çalışmıştı misafir arkadaşımız. Sonra ben araya girerek hiç YHT gördünüz mü diye bir soru sormuş hatta tren hızının 250 km. dolaylarında olduğunu söyleyerek bu trenlerin eski trenlerle hiç alakası olmadığını sadece Ankara, Eskişehir ve Konya arasında çalışmakta olduğunu bilet fiyatlarının da 20 lira gibi çok ucuz olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Ne yazık ki o gün YHT konusunu arkadaşımıza anlatabilmekte başarılı olamadık. Acaba diyorum tekrar Erdek’e geldiğinde aynı konuya girecekmiyiz bilemiyorum ama maalesef toplum olarak doğruları araştırma noktasında sıkıntılarımız çok var.
Ve şimdi yeni bir tren çalışması var önümüzde bildiğiniz gibi. Geçtiğimiz hafta raylara indirilen ve fabrikasyon test çalışmaları yapılan Elektrikli trenlerimizden söz ediyorum. Ben aslında bu konuya başka açıdan da bakıyorum. Örneğin bu gün büyük kentlerimizde kent içi toplu taşımacılıkta artık yavaş yavaş raylı sistemlere geçildiğini görüyoruz. Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerimizde çalışmakta olan böylesi elektrikli tranvaylara yurt dışı alımlarından ötürü çok büyük paralar ödendiğini iyi biliyoruz. Umarım test çalışmaları başarılı olur ve şehir ler arası taşımacılığın yanı sıra biran önce kent içi tranvay imalatlarına başlanarak kendi tranvayımızı kendimiz yaparız diyorum.
Çok sıkça dile getirdiğim gibi Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün büyük zorlukları aşarak kurduğu bu cumhuriyetin çağdaş, modern bir devlete dönüştürülmesi için yenilikleri destekleyen, taktir eden ve dolayısıyla daha büyük projelerin hayata geçirilmesinin önünü açan bir anlayışa kavuşmamız gerektiğini düşünüyorum. Tamam, belki bu gün uzaya füze gönderemiyoruz veya ne bileyim çok teknik yani ağır sanayi diyebileceğimiz ürünleri üretemiyoruz belki ama organize sanayi teşkilatlarımızla beraber oldukça önemli işleri başarabiliyoruz artık. Bakınız daha düne kadar yabancı silah satıcılarından milyarlarca dolar paralar ödeyerek aldığımız tüfek, tabanca, zırhlı araçlar, füze, roket gibi konvansiyonel silahları artık bizim mühendislerimiz projelendiriyor, işçilerimiz yapıyor, Mehmetçiğimiz kullanıyor.
Unutmayalım, tarih boyunca Türk ulusu olarak çok büyük zorlukları aşarak bugünlere geldik. Bundan sonrada gelişmiş ülke halkları gibi bizimde iyi, huzurlu yaşamaya, refah içinde çocuklarımızı büyütmeye, sağlıklı bir toplum yaratmaya hakkımız olduğunu düşünüyorum.
